| Şaban Piriş Meali | 	
	  |  
 | 1: De ki: Bir grup cinin, dinleyip şöyle dediği bana vahyedildi: -Biz, hayret verici bir okuma duyduk. | 	  |  
 | 2: Doğru yolu gösteriyor. Biz ona iman ettik. Rabbimiz'e hiç kimseyi ortak tutmayacağız. | 	  |  
 | 3: Rabbimiz'in şanı çok yücedir. O, eş ve çocuk edinmemiştir. | 	  |  
 | 4: Meğer bizim beyinsizimiz, Allah hakkında yalan söylüyormuş. | 	  |  
 | 5: Biz de, insanların ve cinlerin Allah hakkında yalan söylemeyeceklerini zannederdik. | 	  |  
 | 6: Oysa, insanlarda öyle adamlar varmış ki, cinlerin bazılarına sığınıyor. Cinler de onların azgınlıklarını artırıyormuş. | 	  |  
 | 7: Sizin zannettiğiniz gibi, onlar da Allah’ın hiç kimseyi yeniden diriltemeyeceğini sanmışlardı. | 	  |  
 | 8: -Biz, göğü yokladık ve onu şiddetli bir koruma ve alevle dolu bulduk. | 	  |  
 | 9: Oysa, orada bizim dinlemek için oturma yerlerimiz vardı. Şimdi kim dinlemek istese onu gözeten bir alev yakalıyor. | 	  |  
 | 10: Gerçekten de bilmiyoruz, yeryüzündekilere bir kötülük mü isteniyor; yoksa, Rab’leri onlara doğru yolu göstermek mi istedi? | 	  |  
 | 11: İçimizden iyi olanlar da var, olmayanlar da var. Biz, türlü türlü yollara ayrılmışız. | 	  |  
 | 12: İyice anladık ki yeryüzünde Allah’tan kaçamayız. Kaçarak ondan kurtulamayız. | 	  |  
 | 13: Biz, yol göstericiyi işittiğimiz zaman ona inandık. Kim Rabbine iman ederse, (ecrinin) eksilmesinden ve haksızlık edilmesinden korkmaz. | 	  |  
 | 14: Bizden müslüman olanlar da var, sapmış olanlarımız da var. Müslüman olanlar, işte onlar doğru yola yönelenlerdir. | 	  |  
 | 15: Sapanlara gelince, onlar cehenneme odun olacaklardır. | 	  |  
 | 16: Eğer doğru yolda yürüselerdi, onlara bol bol yağmur verirdik. | 	  |  
 | 17: Bununla onları denerdik. Kim Rabbinin zikrinden/ uyarısından yüz çevirirse, onu çok ağır bir azaba sokar. | 	  |  
 | 18: Mescitler Allah’ındır. O halde Allah ile birlikte başkasına dua etmeyin. | 	  |  
 | 19: Nitekim Allah’ın kulu, ona dua/ibadet için ayağa kalktığında az kalsın üzerine çullanacaklardı. | 	  |  
 | 20: De ki: -Ben ancak Rabbime dua ederim. O’na hiçbir şeyi ortak koşmam. | 	  |  
 | 21: De ki: -Benim size bir zarar vermeye de iyilik etmeye de gücüm yetmez. | 	  |  
 | 22: De ki: -Doğrusu beni Allah’a karşı kimse savunamaz, ben ondan başka bir sığınak da bulamam. | 	  |  
 | 23: Ancak Allah’tan bir duyuru ve elçilik görevi(ni yerine getiriyorum.) Kim Allah’a ve elçisine karşı gelirse, onun için, içinde ebedi kalacağı cehennem ateşi vardır. | 	  |  
 | 24: Kendilerine vaat edileni gördükleri zaman, kimin yardımcı olarak daha zayıf ve sayısının az olduğunu anlayacaklar. | 	  |  
 | 25: De ki: -Size vaat edilen yakın mı yoksa Rabbim onu uzak mı kıldı bilmiyorum. | 	  |  
 | 26: (26-27) Gaybı bilen, gaybını elçisinden razı olduğu dışında hiç kimseye açıklamaz. Çünkü o, onun önünden ve arkasından gözcüler koyar. | 	  |  
 | 28: Rabbinin gönderdiklerini gerçekten tebliğ ettiklerini göstermek için... Onların yanlarında olanı kuşatmış ve her şeyi bir bir kaydetmiştir. | 	  |