| Fizilal-il Kuran Meali |
|
| 1: Surat astı ve döndü. | |
| 2: Yanına âma geldi diye. | |
| 3: Ne bileceksin sen belki o arınacak? | |
| 4: Yahut öğüt alacak da bu öğüt, kendisine fayda verecek. | |
| 5: Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince. | |
| 6: Sen onunla ilgileniyorsun! | |
| 7: Onun arınmamasından sana ne? | |
| 8: Fakat koşarak sana gelene; | |
| 9: Allah'tan sakınarak gelmişken. | |
| 10: Sen onunla ilgilenmiyorsun! | |
| 11: Asla olmaz böyle şey! Kur'an ayetleri birer hatırlatmadır öğüttür. | |
| 12: Dileyen onu düşünüp öğüt alır. | |
| 13: Sahifeler içindedirler, değerli, şanslı. | |
| 14: Yükseltilen ve tertemiz tutulan (sahifeler) | |
| 15: Taşıyıcıların ellerindedirler. | |
| 16: (Allah'a göre) değerli ve çok iyi (yazıcı ve taşıyıcıların). | |
| 17: Kahrolası insan ne kadar da nankördür. | |
| 18: Allah onu hangi şeyden yarattı. | |
| 19: Nutfe (sperm)den. Onu yarattı ve ona biçim verdi. | |
| 20: Sonra ona yolu kolaylaştırmıştır. | |
| 21: Sonra onu öldürdü, kabre koydurdu. | |
| 22: Sonra dilediği zaman onu yeniden diriltti. | |
| 23: Hayır, insan hala Allah'ın kendisine emrettiğini yapmadı. | |
| 24: İnsan yiyeceğine bir baksın. | |
| 25: O suyu döktükçe döktük. | |
| 26: Sonra toprağı güzelce yardık. | |
| 27: Orada bitirdik, taneleri. | |
| 28: Üzümler, yoncalar, | |
| 29: Zeytinler, hurmalar. | |
| 30: İri ve sık ağaçlı bahçeler. | |
| 31: Meyveler ve çayırlar. | |
| 32: Sizin ve hayvanlarınızın yararına. | |
| 33: Kulakları sağır edercesine yüksek o gürültü geldiği zaman. | |
| 34: İşte o gün kişi kaçar, kardeşinden, | |
| 35: Anasından, babasından, | |
| 36: Eşinden ve oğullarından. | |
| 37: O gün herkesin başından aşkın işi vardır. | |
| 38: Bazı yüzler o gün parıl parıldır. | |
| 39: Güleç ve sevinçli. | |
| 40: Bazı yüzler o gün tozlanmış. | |
| 41: Karanlıklar bürümüştür onları. | |
| 42: İşte onlar hayasız pis kafirlerdir. | |