| Süleyman Ateş Meali |
|
| 1: Burçlar sâhibi göğe andolsun, | |
| 2: Va'dedilen güne andolsun, | |
| 3: (O gün) Şâhide ve şâhidlik edilene andolsun, | |
| 4: Ki kahroldu o hendeğin adamları | |
| 5: O yakıt doldurulup tutuşturulmuş ateş (hendeğinin adamları)! | |
| 6: Onlar, o (ateş hendeği)nin başında oturmuşlardı. | |
| 7: Ve onlar, mü'minlere yaptıklarını seyrediyorlardı. | |
| 8: Mü'minler sırf aziz, övgüye lâyık Allah'a inandıkları için o (zâlim)ler onlardan öç aldılar. | |
| 9: O (Allah) ki göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Allâh, her şeye tanıktır. | |
| 10: İnanmış erkek ve kadınlara işkence edip sonra (yaptıklarına) tevbe etmeyenler (yok mu), onlar için cehennem azâbı vardır ve onlar için yangın azâbı vardır. | |
| 11: İnanan ve iyi işler yapan kimseler için de altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük başarı budur. | |
| 12: Şüphesiz Rabbinin tutuşu şiddetlidir. | |
| 13: İlkin var eden, sonra geri çevirip yeniden yaratan O'dur. | |
| 14: O bağışlayandır, sevendir. | |
| 15: Arş'ın sâhibidir, yücedir. | |
| 16: İstediğini yapandır. | |
| 17: O orduların haberi sana geldi mi? | |
| 18: (Yani) Fir'avn ve Semûd (kavimlerin)in? | |
| 19: Doğrusu, nânkörler bir yalanlama içindedirler. | |
| 20: Allâh ise onları arkalarından kuşatmıştır. | |
| 21: Hayır, (Kur'ân, onların dedikleri gibi bir söz değil), o şerefli bir Kur'ân'dır. | |
| 22: Korunan bir levhada (yazılı)dır. | |