| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
|
| 1: Yemin olsun o burçlarla dolu göğe, | |
| 2: O vaat olunan güne, | |
| 3: Tanıklık edene, tanıklık edilene/seyredene, seyredilene, | |
| 4: Ki gebertildi o hendekçi grup/o kamçıları hendek gibi iz bırakan herifler, | |
| 5: O tutuşturulan ateşin adamları, | |
| 6: Onlar onun başında oturmuşlardı. | |
| 7: Ve hepsi, müminlere yaptıklarını seyrediyorlardı. | |
| 8: Onlardan sadece, Azîz ve Hamîd Allah'a iman ettikleri için öç alıyorlardı. | |
| 9: O Allah ki, göklerin ve yerin mülkü kendisinindir. Allah her şeye tanıktır. | |
| 10: Şu bir gerçek ki, inanan erkeklerle inanan kadınlara işkence edip sonra da tövbe etmemiş olanlar için, cehennem azabı vardır. Onlar için yangın azabı da vardır. | |
| 11: İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince onlar için, altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Büyük başarı işte budur. | |
| 12: Hiç kuşkusuz, Rabbinin yakalayışı/çarpışı çok şiddetlidir. | |
| 13: İlk yaratan da O'dur, tekrar yaratan da O'dur!! | |
| 14: Gafûr O'dur, Vedûd O! | |
| 15: Arşın sahibidir; Mecîd'dir, şanı yüce olandır! | |
| 16: İstediğini hemen yapandır. | |
| 17: Geldi mi sana orduların haberi? | |
| 18: Yani Firavun ve Semûd'un? | |
| 19: Gerçek şu ki, inkâr edenler bir yalanlama içindedirler. | |
| 20: Allah ise onları arkalarından kuşatmış bulunuyor. | |
| 21: İş onların iddialarının aksinedir! O, çok yüce bir Kur'an'dır. | |
| 22: Korunmuş bir levhada/Levh-i Mahfûz'dadır. | |