| Celal Yıldırım Meali |
|
| 1: (1-2) Gök yarıldığı, Rabbinin buyruğuna kulak verip boyun eğdiği zaman —ki gök bunun haklılık ölçüsündedir—. | |
| 3: (3-4-5) Yeryüzü uzatılıp dümdüz hâle getirildiği, içinde olanı boşalttığı ve Rabbinin buyruğuna kulak verdiği zaman —ki yeryüzü bunun haklılık ölçüsündedir— (herkes ne olduğunu iyice anlayacak).. | |
| 6: Ey insan! Sen cidden (ölüp) Rabbına gidinceye kadar durmadan didinip koşturursun ve sonunda O'na kavuşursun. | |
| 7: (7-8) Artık kitabı (amel defteri) sağ eline verilen kimsenin kolay bir hesapla hesabı görülür.. | |
| 9: Ve sevinerek arkadaşlarına dönüp gider. | |
| 10: (10-11-12) Kitabı (amel defteri) arkasından verilen kimse ise, «vay, yazıklar oldu bana, mahvoldum !» diye bağırıp çağıracak, alev alev yanan Cehennem'e varıp girecek. | |
| 13: Çünkü o, (Dünya'da iken) yandaşlarının yanında (işlediği kötülüklerden dolayı) pek sevinçliydi. | |
| 14: Doğrusu o, (hesap gününe) dönmeyeceğini sanırdı. | |
| 15: Hayır, (kurtuluş yok) şüphesiz ki Rabbi onun yaptıklarını (bir bir) görmekteydi. | |
| 16: Hayır, şafak'a (Güneş battıktan sonra ufukta beliren kızıllık veya ondan bir süre sonra beliren sarılık) yemin ederim. | |
| 17: Geceye ve (insanlarla hayvanların dinlenmeleri için) derleyip topladığına da yemin ederim.. | |
| 18: Derlenen dolunaya da yemin ederim ; | |
| 19: Ki sizler şüphesiz kademeli hayat safhalarında halden hale geçeceksiniz. | |
| 20: O halde onlara ne oluyor da„ inanmıyorlar?! | |
| 21: Kur'ân onların karşısında okunduğu zaman secde etmezler. | |
| 22: Secde etmek şöyle dursun küfre saplanıp kalanlar (Hakk'ı) yalanlamaya devam ediyorlar. | |
| 23: Halbuki Allah, onların içlerinde neleri gizlediklerini çok iyi bilir. | |
| 24: Artık sen, onları elem verici bir azâbla müjdele!. | |
| 25: Ancak imân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlar için bitmez-tükenmez mükâfat vardır. | |