| Hayrat Neşriyat Meali |
|
| 1: (Ey Resûlüm!) Münâfikun (o münâfıklar) sana geldikleri zaman: 'Şâhidlik ederiz ki, muhakkak sen, gerçekten Allah’ın Resûlüsün!' dediler. Allah da biliyor ki, şübhesiz sen, elbette (Allah’ın) peygamberisin! Bununla berâber Allah şâhidlik eder ki, doğrusu münâfıklar gerçekten yalancıdırlar. | |
| 2: (Müslüman olduklarına dâir) yeminlerini bir kalkan edindiler de (insanları) Allah yolundan alıkoydular. Muhakkak ki onların yapmakta oldukları şey, ne kötüdür! | |
| 3: Bu, şübhesiz onların îmân edip sonra inkâr etmeleri yüzündendir; bunun üzerine kalbleri mühürlenmiştir; artık onlar (hakkı) anlamazlar. | |
| 4: Onları gördüğünde cüsseleri hoşuna gider. Ve konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Sanki onlar (duvara) dayanmış keresteler gibidirler! Her (kuvvetli) sesi (nifaklarından dolayı)aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandır; artık onlardan sakın! Allah onları kahretsin! (Haktan)nasıl çevriliyorlar? | |
| 5: Hem onlara (o münâfıklara): 'Gelin! Allah’ın Resûlü sizin için mağfiret dilesin!' denildiği zaman, başlarını çevirirler. Ve (sen) onları görürsün ki, kendileri büyüklük taslayan kimseler olarak yüz çeviriyorlar! | |
| 6: Kendileri için mağfiret dilesen de, onlara mağfiret dilemesen de onlar için birdir. Allah onları aslâ bağışlamayacaktır. Şübhesiz ki Allah, o fâsıklar topluluğunu (küfürlerindeki ısrarları sebebiyle) hidâyete erdirmez. | |
| 7: Onlar öyle kimselerdir ki: 'Allah’ın Resûlünün yanında bulunanlara (fakir Muhâcirlere) bir şey vermeyin ki, dağılıp gitsinler!' diyorlar. Hâlbuki göklerin ve yerin hazîneleri Allah’ındır; fakat münâfıklar anlamazlar. | |
| 8: (O münâfıklar) diyorlar ki: 'Yemîn olsun eğer Medîne’ye dönersek, en azîz olan, en zelîl olanı muhakkak oradan çıkaracaktır!' Hâlbuki izzet (şeref ve üstünlük) Allah’ındır! Hem peygamberinin ve mü’minlerindir! Fakat münâfıklar bilmezler. | |
| 9: Ey îmân edenler! Mallarınız ve evlâdlarınız, sizi Allah’ın zikrinden alıkoymasın! Kim bunu yaparsa, işte onlar hüsrâna uğrayanların ta kendileridir! | |
| 10: Birinize ölüm gelip de: 'Rabbim! Beni (ecelimi) yakın bir vakte (kadar) erteleseydin de sadaka verip sâlih kimselerden olsaydım!' demesinden önce, sizi rızıklandırdığımız şeylerden (Allah yolunda) sarf edin! | |
| 11: Çünki Allah, bir kimseyi eceli geldiği zaman aslâ ertelemez. Ve Allah, ne yaparsanız hakkıyla haberdar olandır. | |