| Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) Meali |
|
| 1: Andolsun birbiri ardınca gönderilenlere, | |
| 2: Büküp devirenlere, | |
| 3: Yaydıkça yayanlara, | |
| 4: Seçip ayıranlara, | |
| 5: Bir öğüt bırakanlara, | |
| 6: Gerek özür için olsun, gerek uyarı için, | |
| 7: Herhalde size vaad olunan kesinlikle olacaktır. | |
| 8: Hani o yıldızlar silindiği zaman, | |
| 9: Gök yarıldığı zaman, | |
| 10: Dağlar savrulduğu zaman, | |
| 11: Elçiler, tayin edilen vakitlerine erdirildikleri zaman, | |
| 12: Bunlar hangi güne ertelendiler? | |
| 13: Hüküm gününe.. | |
| 14: Bildin mi, nedir o hüküm günü? | |
| 15: O gün yalanlayanların vay haline! | |
| 16: Biz, öncekileri helak etmedik mi? | |
| 17: Sonra geridekileri de onlara katarız. | |
| 18: Biz suçlulara böyle yaparız. | |
| 19: O gün yalanlayanların vah haline! | |
| 20: Biz sizi âdi bir sudan yaratmadık mı? | |
| 21: Onu sağlam bir yerde oturttuk. | |
| 22: Belli bir süreye kadar. | |
| 23: Demek ki biçimlendirmişiz. Ne güzel biçimlendireniz biz. | |
| 25: Yeryüzünü bir tokat (toplanma yeri) yapmadık mı? | |
| 26: Gerek diriler, gerekse ölüler için. | |
| 27: Orada yüksek yüksek dağlar oturtup da size bir tatlı su sunmadık mı? | |
| 29: (Kıyameti yalanlayanlara şöyle denir): «Haydin gidin o yalanladığınız şeye doğru.» | |
| 30: «Haydi gidin o üç çatallı gölgeye (cehenneme).» | |
| 31: O, ne gölgelendirir, ne alevden korur. | |
| 32: O, saray gibi kıvılcımlar atar. | |
| 33: Sanki o kıvılcımlar, sarı sarı (erkek deve sürüleridir). | |
| 35: Bugün, konuşamıyacakları gündür. | |
| 36: Kendilerine izin de verilmez ki, özür beyan etsinler. | |
| 38: Bu, işte o hüküm günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya topladık. | |
| 39: Bir hileniz varsa beni atlatın. | |
| 41: Kuşkusuz takva sahipleri gölgeler altında ve pınar başlarındadır. | |
| 42: Canlarının çektiğinden türlü meyveler arasındadırlar. | |
| 43: (Onlara): «Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yiyin, için» (denir). | |
| 44: İşte biz güzel amel işleyenleri böyle mükafatlandırırız. | |
| 46: Yiyin, zevklenin biraz, çünkü siz suçlularsınız. | |
| 48: Onlara: «Rüku edin» denildiği zaman etmezler. | |
| 49: Vay haline o gün yalanlayanların! | |
| 50: Artık bundan (Kur'an'dan) sonra hangi söze inanacaklar? | |