| Gültekin Onan Meali |
|
| 1: Eksik ölçüp tartanların vay haline, | |
| 2: Ki onlar, insanlardan ölçerek aldıklarında noksansız alırlar. | |
| 3: Kendileri onlara ölçtüklerinde veya tarttıklarında eksiltirler. | |
| 4: Yoksa onlar, diriltileceklerini sanmıyor mu? | |
| 5: Büyük bir günde. | |
| 6: İnsanların, alemlerin rabbi için kalkacağı günde. | |
| 7: Hayır, facirlerin kitabı şüphesiz 'siccin'dedir. | |
| 8: "Siccin"in ne olduğunu sana öğreten nedir? | |
| 9: Yazılı bir kitaptır. | |
| 10: O gün, yalanlayanların vay haline. | |
| 11: Ki onlar, din gününü yalanlıyorlar. | |
| 12: Oysa onu, 'sınır tanımaz, saldırgan', günahkar olandan başkası yalanlamaz. | |
| 13: Ona ayetlerimiz okunduğu zaman: "Geçmişlerin masallarıdır" dedi. | |
| 14: Asla, hayır; onların kazandıkları, kalpleri üzerinde pas tutmuştur. | |
| 15: Hayır; gerçekten onlar, rablerinden perdelenerek yoksun tutulmuşlardır. | |
| 16: Sonra onlar, kuşkusuz cehenneme yollanacaklardır. | |
| 17: Sonra onlara: "İşte sizin yalanladığınız (şey) budur" denir. | |
| 18: Hayır; ebrar olanların kitabı, 'illiyin'dedir. | |
| 19: "İlliyin"in ne olduğunu sana öğreten nedir? | |
| 21: Ona yakınlaştırılmış (mukarreb) olanlar şahid olurlar. | |
| 22: Gerçek şu ki, ebrar olanlar, elbette nimetler içindedirler. | |
| 23: Tahtlar üzerinde bakıp seyretmektedirler. | |
| 24: Nimetin parıltılı sevincini sen onların yüzlerinde tanırsın. | |
| 25: Onlara mühürlü, katıksız bir şaraptan içirilir. | |
| 26: Ki onun sonu misktir. Şu halde yarışmak isteyenler, bunun için yarışsınlar. | |
| 27: Onun karışımı 'tesnim'dendir. | |
| 28: Bir kaynak ki, yakınlaştırılmış (mukarreb) olanlar ondan içer. | |
| 29: Doğrusu, 'suç ve günah işleyenler' kimi inananlara gülüp geçerlerdi. | |
| 30: Yanlarına vardıkları zaman, birbirlerine kaş göz ederlerdi. | |
| 31: Kendi ehillerine (yakınlarına) döndükleri (kalebu) zaman neşeyle dönerlerdi. | |
| 32: Onları gördükleri zaman ise: "Bunlar elbette şaşkın sapıklardır" derlerdi. | |
| 33: Oysa kendileri onların üzerine gözcü olarak gönderilmemişlerdi. | |
| 34: Artık bugün inananlar, kafirlere gülmektedirler. | |
| 35: Tahtlar üzerinde bakıp seyretmek suretiyle. | |
| 36: Nasıl, kafirler işlediklerinin 'feci karşılığını' gördüler mi? | |