| Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
|
| 1: Yazık ölçüye, tartıya hîle katanlara. | |
| 2: Öyle kişilerdir onlar ki insanlardan bir şey alırlarken tamam ölçerler. | |
| 3: Ve insanlara ölçüp tartarlarken eksik ölçerler, eksik tartarlar. | |
| 4: Onlar, gerçekten de tekrar dirilip kalkacaklarını sanmıyorlar mı? | |
| 5: Pek büyük bir gün için. | |
| 6: Öylesine bir gün ki insanlar, âlemlerin Rabbinin emriyle kalkarlar. | |
| 7: İş sandıkları gibi değil; şüphe yok ki kötülük edenlerin amel defterleri, elbette siccîndedir. | |
| 8: Ve nedir, bilir misin siccîn? | |
| 9: Bir kitaptır ki yazılmış. | |
| 10: Vay hallerine o gün yalanlayanların. | |
| 11: Onların ki yalanlarlardı cezâ gününü. | |
| 12: Ve o günü, yalnız haddini aşan ve boyuna suç işleyip duran kişiler yalanlarlar. | |
| 13: Onlara âyetlerimizi okuyunca derler ki: Öncekilere âit masallar. | |
| 14: İş öyle değil, hayır, kazandıkları şeyler, üstüste kalplerine yığılmıştır da kalpleri pas tutmuştur. | |
| 15: İş öyle değil, hayır, şüphe yok ki onlar, o gün elbette Rablerinin lütfünden, bir perdeyle, bir engelle uzak kalırlar. | |
| 16: Sonra da şüphe yok ki onlar, elbette cehenneme atılırlar. | |
| 17: Sonra denir ki: İşte buydu yalanladığınız. | |
| 18: İş öyle değil, şüphe yok ki iyi kişilerin amel defterleri, illiyyîn'dedir. | |
| 19: Ve nedir, bilir misin illiyyîn? | |
| 21: Onu görür ancak mâbutlarına yaklaştırılanlar. | |
| 22: Şüphe yok ki iyi kişiler, elbette cennettedir. | |
| 23: Tahtlar üstünde bakarlar. | |
| 24: Tanırsın onları, yüzlerinde cennetin parlaklığı var. | |
| 25: Sunulur, içirilir onlara hâlis şarap ki içiminin sonu pek hoştur. | |
| 26: Ve sonunda misk kokar; ve özleyip dileyenler, bunu özlesinler, bunu dilesinler. | |
| 27: Ve bu şaraba Tesnîm ırmağının suyu da karıştırılmıştır. | |
| 28: Öyle bir kaynaktır bu ki ondan, mâbutlarına yaklaşanlar içer. | |
| 29: Şüphe yok ki suç işliyenler, inananlara gülerler. | |
| 30: Ve onların yanlarından geçerlerken, kaşlarıyla gözleriyle onları işâret ederler, | |
| 31: Ve kendi adamlarının yanlarına dönünce de eğlenerek güle güle dönerler. | |
| 32: Ve onları görünce de şüphe yok ki derler bunlar, elbette sapıklar. | |
| 33: Ve bunlar, inananların yaptıklarını görüp bellemek için gönderilmediler. | |
| 34: Artık bugün, inananlar, kâfirlere gülerler. | |
| 35: Tahtlar üstünden bakarlar. | |
| 36: Cezâlandılar mı kâfirler, yaptıklarına karşılık? | |