| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
|
| 1: Azap ve kaygı, tartıda ve ölçüde hile yapanlara olsun; | |
| 2: Ki onlar insanlardan alırken ölçüyü tam yaparlar, | |
| 3: Onlara vermek üzere tartıp ölçtükleri zaman, eksiltmeye giderler. | |
| 4: Peki, bunlar kendilerinin diriltileceğini sanmıyorlar mı? | |
| 5: Çok büyük bir gün için. | |
| 6: Bir gün ki, insanlar, âlemlerin Rabbi huzurunda kıyama geçerler. | |
| 7: Hayır, iş düşündükleri gibi değil! Rezilliğe batmışların kitabı, karanlık ve pis bir çukurun, Siccîn'in ta içindedir. | |
| 8: Siccîn'in ne olduğunu sana gösteren nedir? | |
| 9: Rakamlandırılmış bir kitaptır o. | |
| 10: Vay haline o gün, yalanlayanların! | |
| 11: Onlar ki din gününü yalanlarlar. | |
| 12: Onu ancak her şımarıp azmış, günaha batmış olan yalanlar. | |
| 13: Ayetlerimiz ona okunduğunda, "Daha öncekilerin efsaneleri!" deyiverir. | |
| 14: İşin esası o değil! Onların kazanmakta oldukları, kalplerinin üstünde pas oluşturmuştur. | |
| 15: Hayır! Onlar o gün Rablerine karşı tam bir şekilde perdelenmişlerdir. | |
| 16: Sonra onlar mutlaka cehenneme dalacaklardır. | |
| 17: Sonra da: "İşte budur, o yalanlamakta olduğunuz şey!" denilecektir. | |
| 18: Hayır, sandıkları gibi değil! İyilik sergileyenlerin kitabı İlliyyûn'da, en yüce burçlardadır. | |
| 19: İlliyyûn'un ne olduğunu sana anlatan nedir? | |
| 20: Rakamlanmış bir kitaptır o. | |
| 21: Yaklaştırılmış olanlar tanıklık ederler ona. | |
| 22: İyilik sergileyenler büyük bir nimetin tam içindedir. | |
| 23: Koltuklar üzerinde seyre dalarlar. | |
| 24: Yüzlerinde nimetin sevinç parıltısını izlersin. | |
| 25: Katıksız, damgalı bir içecekten içirilirler, | |
| 26: Ki sonu bir misktir. İşte, yarışanlar böyle bir şey için yarışsınlar! | |
| 27: Onun katkısı Tesnîm'den; en yüce, en seçkin olandandır. | |
| 28: Bir kaynak ki, iyice yaklaştırılmış olanlar içerler ondan. | |
| 29: Şu bir gerçek ki, suça batmış olanlar, iman sahiplerine gülerlerdi. | |
| 30: Onların yanlarından geçerken birbirlerine kaş göz işareti yaparlardı. | |
| 31: Ailelerine döndüklerinde, gülüp eğlenmeye koyulurlardı. | |
| 32: İnananları gördüklerinde: "Şunlar var ya! Şaşkın, sapık bunlar!" derlerdi. | |
| 33: Oysaki kendileri, inananlar üzerine bekçi gönderilmemişti. | |
| 34: İşte bugün, iman sahipleri, küfre batmışlara gülüyorlar. | |
| 35: Koltuklar üzerinde seyrediyorlar. | |
| 36: Nankör kâfirler, yapmış olduklarıyla ödüllendirildiler mi? | |