| Ömer Öngüt Meali | 	
	  |  
 | 1: Andolsun (canları boğarcasına) söküp çıkaranlara! | 	  |  
 | 2: Andolsun (müminlerin canlarını) yavaşça çekenlere! | 	  |  
 | 3: Yüzüp yüzüp gidenlere andolsun! | 	  |  
 | 4: Yarıştıkça yarışanlara andolsun! | 	  |  
 | 5: Böylelikle işleri idare edenlere andolsun! | 	  |  
 | 6: O gün o sarsıntı sarsar. | 	  |  
 | 7: Peşinden bir diğeri gelir. | 	  |  
 | 8: O gün kalpler korkudan titrer. | 	  |  
 | 9: Gözler zilletle alçalır. | 	  |  
 | 10: Diyorlar ki: "Öldükten sonra biz dünyadaki ilk halimize mi döndürüleceğiz?" | 	  |  
 | 11: "Ufalanmış kemikler haline geldiğimiz zaman mı?" | 	  |  
 | 12: Dediler ki: "Eğer öyle ise bu, çok ziyanlı bir dönüştür. " | 	  |  
 | 13: Doğrusu o, ancak bir tek haykırıştır. | 	  |  
 | 14: Bir de görürsün ki onlar (diri olarak) düz bir yerin yüzündedirler. | 	  |  
 | 15: Resulüm! Musa'nın haberi sana geldi mi? | 	  |  
 | 16: Hani Rabbi ona mukaddes Tuvâ vâdisinde şöyle seslenmişti: | 	  |  
 | 17: "Firavun'a git, doğrusu o azmıştır. " | 	  |  
 | 18: De ki: "Tertemiz olmayı ister misiniz?" | 	  |  
 | 19: "Rabbine giden yolu sana göstereyim de, O'na karşı saygı duyup korkasın!" | 	  |  
 | 20: Ve ona en büyük mucizeyi gösterdi. | 	  |  
 | 21: Fakat o yalanladı ve isyan etti. | 	  |  
 | 22: Sonra arkasını dönüp koştu. | 	  |  
 | 23: Derhal (adamlarını) topladı ve onlara bağırdı: | 	  |  
 | 24: "Ben sizin en yüce Rabbinizim!" dedi. | 	  |  
 | 25: Allah da onu dünya ve ahiret azabı ile yakalayıverdi. | 	  |  
 | 26: Şüphesiz ki bunda, korkan kimse için bir ibret vardır. | 	  |  
 | 27: Sizi yaratmak mı daha zordur, yoksa göğü yaratmak mı? Ki onu Allah bina etti. | 	  |  
 | 28: Onun boyunu O yükseltti, sonra onu bir düzene koydu. | 	  |  
 | 29: Gecesini kararttı, gündüzünü aydınlık yaptı. | 	  |  
 | 30: Bundan sonra da yeryüzünü döşedi. | 	  |  
 | 31: Ondan suyunu ve otlağını çıkardı. | 	  |  
 | 32: Dağları dikti. | 	  |  
 | 33: Sizin ve hayvanlarınızın faydalanması için. | 	  |  
 | 34: Her şeyi altüst eden o en büyük felâket geldiği zaman. | 	  |  
 | 35: O gün insan neyin peşinden koşmuş olduğunu, ne uğurda çalıştığını anlar. | 	  |  
 | 36: Cehennem her bakanın göreceği şekilde gösterilir. | 	  |  
 | 37: Kim ki azgınlık edip haddi aşarsa, | 	  |  
 | 38: Ve dünya hayatını ahirete tercih ederse, | 	  |  
 | 39: Muhakkak ki o alevli ateş onun varacağı yerin tâ kendisidir. | 	  |  
 | 40: Rabbinin huzurunda durmaktan korkan ve nefsini hevâ ve hevesten alıkoyan kimseye gelince, | 	  |  
 | 41: Şüphesiz ki cennet onun varacağı yerin tâ kendisi olacaktır. | 	  |  
 | 42: Sana kıyamet saatinin ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. | 	  |  
 | 43: Sende ona âit bilgi yoktur ki anlatasın. | 	  |  
 | 44: Onun bilgisi Rabbine âittir. | 	  |  
 | 45: Sen ancak ondan korkacak olan kimselere o tehlikeyi haber verensin. | 	  |  
 | 46: Onlar o kıyameti gördükleri gün, sanki dünyada bir akşamdan veya kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibi olurlar. | 	  |