| Ali Bulaç Meali |
|
| 1: Ta en derinden acıyla sökerek çıkaranlara andolsun. | |
| 2: Yumuşacık çekip alanlara, | |
| 3: Yüzdükçe yüzerek gidenlere, | |
| 4: Öncü olarak yarışıp geçenlere, | |
| 5: Derken işi bir düzen içinde evirip çevirenlere, | |
| 6: O sarsıntının sarsacağı gün, | |
| 7: Arkasından onu diğer bir sarsıntı izleyecek. | |
| 8: O gün yürekler (dehşet içinde) hoplayacak. | |
| 9: Gözler zillet içinde düşecek. | |
| 10: Derler ki: "Biz çukurda iken, gerçekten biz mi yeniden (diriltilip) döndürüleceğiz?" | |
| 11: "Biz çürüyüp dağılmış kemikler olduğumuz zaman mı?" | |
| 12: Derler ki: "Şu durumda, zararına bir dönüştür bu." | |
| 13: Oysa bu, yalnızca tek bir haykırıştır. | |
| 14: Bir de bakarsın ki, onlar, yerin üstündedirler. | |
| 15: Musa'nın haberi sana geldi mi? | |
| 16: Hani Rabbi ona, kutsal vadi Tuva'da seslenmişti: | |
| 17: "Firavun'a git; çünkü o, azdı." | |
| 18: Ona de ki: "Temizlenmek ister misin?" | |
| 19: "Seni Rabbine yönelteyim, böylece (O'ndan) korkmuş olursun." | |
| 20: (Musa) Ona büyük mucizeyi gösterdi. | |
| 21: Fakat o, yalanladı ve isyan etti. | |
| 22: Sonra (karşı yönde) çaba harcayıp sırtını döndü. | |
| 23: Sonunda (yardımcı güçlerini) topladı, seslendi; | |
| 24: Dedi ki: "Sizin en yüce Rabbiniz benim." | |
| 25: Böylelikle Allah onu, ahiret ve dünya azabıyla yakaladı. | |
| 26: Gerçekten bundan 'içi titreyerek korkacak' kimse için elbette bir ibret (ders) vardır. | |
| 27: Yaratmak bakımından siz mi daha güçsünüz yoksa gök mü? (Allah) Onu bina etti. | |
| 28: Boyunu yükseltti, ona belli bir düzen verdi. | |
| 29: Gecesini kararttı, kuşluğunu açığa çıkardı. | |
| 30: Bundan sonra yeryüzünü serip döşedi. | |
| 31: Ondan da suyunu ve otlağını çıkardı. | |
| 32: Dağlarını dikip oturttu; | |
| 33: Size ve hayvanlarınıza bir yarar (meta) olmak üzere. | |
| 34: Ancak o, 'her şeyi batırıp gömen büyük felaket' (kıyamet) geldiği zaman. | |
| 35: O gün, insan, neye çaba harcadığını düşünüp anlar. | |
| 36: Görebilenler için cehennem de sergilenmiştir. | |
| 37: Artık kim taşkınlık edip azarsa, | |
| 38: Ve dünya hayatını seçerse, | |
| 39: Şüphesiz cehennem, (onun için) bir barınma yeridir. | |
| 40: Kim Rabbinin makamından korkar ve nefsi heva (istek ve tutkular)dan sakındırırsa, | |
| 41: Artık şüphesiz cennet, (onun için) bir barınma yeridir. | |
| 42: "O ne zaman demir atacak?" diye, sana kıyamet saatini soruyorlar. | |
| 43: Onunla ilgili bilgi vermekten yana, sende ne var ki... | |
| 44: En sonunda o (ve onunla ilgili bilgi), Rabbine aittir. | |
| 45: Sen, yalnızca ondan 'içi titreyerek korkanlar' için bir uyarıcısın. | |
| 46: Onu gördükleri gün, sanki, bir akşam veya bir kuşluk vaktinden başkasını yaşamamış gibidirler. | |