P – prefiksli ön söz ka N – kişi cinsi cinsi isim جار ومجرور
الذين
|
ÆLZ̃YN
elleƶīne
Xalq
(of) those
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun, 1,30,700,10,50,
REL – kişi cəm nisbi əvəzlik اسم موصول
من
|
MN
min
from
Mim,Nun, 40,50,
P – ön söz حرف جر
قبلهم
ق ب ل | GBL
GBLHM
ḳablihim
onlardan əvvəl
before them
Gaf,Be,Lam,He,Mim, 100,2,30,5,40,
N – cins isim PRON – 3-cü şəxs kişi cəminin sahib əvəzliyi اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
قريبا
ق ر ب | GRB
GRYBÆ
ḳarīben
bu yaxınlarda
shortly,
Gaf,Re,Ye,Be,Elif, 100,200,10,2,1,
ADJ – ittihamedici kişi tək qeyri-müəyyən sifət صفة منصوبة
ذاقوا
ذ و ق | Z̃WG
Z̃ÆGWÆ
ƶāḳū
daddılar
they tasted
Zel,Elif,Gaf,Vav,Elif, 700,1,100,6,1,
V – 3-cü şəxs kişi cəm mükəmməl feli PRON – mövzu əvəzliyi فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وبال
و ب ل | WBL
WBÆL
vebāle
günah
(the) evil result
Vav,Be,Elif,Lam, 6,2,1,30,
N – ittihamedici kişi adı اسم منصوب
أمرهم
ا م ر | ÆMR
ǼMRHM
emrihim
etdiklərinizdən
(of) their affair,
,Mim,Re,He,Mim, ,40,200,5,40,
N – cins kişi adı PRON – 3-cü şəxs kişi cəminin sahib əvəzliyi اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ولهم
ل ه م | LHM
WLHM
ve lehum
və onların
and for them
Vav,Lam,He,Mim, 6,30,5,40,
REM – prefiksli bərpa hissəciyi P – prefiksli ön söz lām PRON – 3-cü şəxs kişi cəm şəxs əvəzliyi الواو استئنافية جار ومجرور
عذاب
ع ذ ب | AZ̃B
AZ̃ÆB
ǎƶābun
bir əzab
(is) a punishment
Ayn,Zel,Elif,Be, 70,700,1,2,
N – nominativ kişi qeyri-müəyyən isim اسم مرفوع
أليم
ا ل م | ÆLM
ǼLYM
elīmun
acınacaqlı
painful.
,Lam,Ye,Mim, ,30,10,40,
ADJ – nominativ kişi tək qeyri-müəyyən sifət صفة مرفوعة
Konu Başlığı: [59:11-20] İkiyüzlüler
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlar, kendilerinden az önce gelip de yaptıkları işin vebâlini tatmış olanlara benzerler ve onlara elemli bir azap var.
Adem Uğur : (Onların durumu) kendilerinden az önce geçmiş ve yaptıklarının cezasını tatmış olanların durumu gibidir. Onlara acıklı bir azap vardır.
Ahmed Hulusi : (Bu Yahudilerin misali) kendilerinden yakın (zaman) önce (Bedir'de) işlerinin vebalini tatmış ve kendileri için (sonsuz gelecekte) feci bir azap olan kimselerin meseli gibidir.
Ahmet Tekin : Müşriklerin ve müslüman görünerek İslâm’a karşı gizli eylem planları ve eylem yapan münâfıkların durumu, kendilerinden bir müddet önce geçmiş ve mü’minlere karşı yaptıkları kötülük planlarının cezasını tatmış olanların durumu gibidir. Onlara can yakıp inleten, müthiş bir de azap vardır.
Ahmet Varol : Tıpkı kendilerinden kısa süre önce yaptıklarının cezasını tatmış olanlar gibi. Onlar için acıklı bir azap vardır.
Ali Bulaç : Kendilerinden önce yakın geçmişte olanların durumu gibi; onlar, yaptıklarının sonucunu tadmışlardır. Onlara acı bir azab vardır.
Ali Fikri Yavuz : Onların hali, kendilerinden az önce geçenlerin hali gibidir ki, yaptıklarının cezasını (dünyada) taddılar. Onlara (ahirette) acıklı bir azab da var.
Azerice : Onların vəziyyəti çox keçməmiş öz əməllərinin bəhrəsini dadmış şəxslərin vəziyyətinə bənzəyir. Onlar üçün ağrılı-acılı bir əzab vardır.
Bekir Sadak : Onlarin durumu, kendilerinden az zaman once gecmis ve islerinin karsiligini tatmis olanlarin durumu gibidir. Onlara can yakici azap vardir.
Celal Yıldırım : Bunlar, kendilerinden yakın bir süre önce gelip geçen, işlerinin günah ve vebalini tadan kimselere benzerler. Bunlar için elem verici bir azâb vardır.
Diyanet İşleri : Onların durumu, kendilerinden az öncekilerin (Mekkeli müşriklerin) durumu gibidir. Onlar (Bedir’de) yaptıklarının cezasını tatmışlardır. Onlara (Ahirette de) elem dolu bir azap vardır.
Diyanet İşleri (eski) : Onların durumu, kendilerinden az zaman önce geçmiş ve işlerinin karşılığını tatmış olanların durumu gibidir. Onlara can yakıcı azap vardır.
Diyanet Vakfi : (Onların durumu) kendilerinden az önce geçmiş ve yaptıklarının cezasını tatmış olanların durumu gibidir. Onlara acıklı bir azap vardır.
Edip Yüksel : Kendilerinden kısa bir süre önce geçmiş olanlara benziyorlar. Onlar, işlediklerinin karşılığını tatmışlar ve acı bir azabı haketmişlerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Bu yahudilerin durumu) kendilerinden az önce, işlerinin günahını tatmış olan, ahirette de kendileri için acı bir azab bulunan kimselerin (Bedir'de cezalarını bulan putperestlerin) durumu gibidir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : (Onların durumu) kendilerinden az öncekiler gibidir ki, yaptıklarının cezasını tattılar, ayrıca onlara acı bir azap vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Yakında önlerinden geçenler gibi ki emirlerinin vebalini tattılar, daha da onlara elîm bir azâb var
Fizilal-il Kuran : Onların durumu, kendilerinden az önce, yaptıklarının vebalini tatmış olan, ahirette de kendileri için acı bir azap bulunan kimselerin durumu gibidir.
Gültekin Onan : Kendilerinden önce yakın geçmişte olanların durumu gibi; onlar, buyruklarının / buyrultularının sonucunu tatmışlardır. Onlara acı bir azab vardır.
Hakkı Yılmaz : (14-16) "Onlar, toplu olarak sizinle savaşamazlar, ancak, müstahkem şehirlerde yahut duvarların ardından savaşırlar. Kendi aralarındaki çekişmeleri, kendilerinden az önce, işlerinin günahını tatmış olan, âhirette de kendileri için acı bir azap bulunan kimselerin durumu gibi pek çetindir. Sen onları toplu sanırsın, oysa onların kalpleri, tıpkı, hani insana “Küfret; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddet” deyip de küfredince; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedince de “Kesinlikle ben, senden uzağım; şüphesiz ben, âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım” diyen o şeytanın örneğinde olduğu gibi darmadağınıktır. Böyledir, çünkü onlar, aklını kullanmayan bir topluluktur. "
Hasan Basri Çantay : (Onların) haali kendilerinden az öncekiler (in haali) gibidir ki onlar, yapdıklarının kötü aakıbetini (dünyâda) tatmışlardır. Onlar için (âhiretde de) çetin bir azâb vardır.
Haşr : Onların vəziyyəti çox keçməmiş öz əməllərinin bəhrəsini dadmış şəxslərin vəziyyətinə bənzəyir. Onlar üçün ağrılı-acılı bir əzab vardır.
Hayrat Neşriyat : (Onların misâli;) kendilerinden az önce, yaptıklarının vebâlini tatmış olanların(Bedir’de öldürülenlerin) hâli gibidir! Ve onlar için (âhirette de pek) elemli bir azab vardır.
İbni Kesir : Kendilerinden az önce geçmiş ve işlerin vebalini tatmış olanların durumu gibidir. Onlar için elim bir azab vardır.
İskender Evrenosoğlu : (Onların durumu) kendilerinden yakın zaman önce, yaptıkları işlerin sonucunu tatmış olanların durumu gibidir. Ve onlar için acı bir azap vardır.
Muhammed Esed : (Ey müminler, düşmanlarınızın her ikisinin akibeti de) onlardan kısa bir süre önce, kendi yaptıklarından doğan felaketi tatmış olanlar(ınki) gibi (olacak)tır ve onları (öteki dünyada daha şiddetli) bir azap beklemektedir;
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlar, kendilerinden biraz zaman evvel işlerinin vebalini tatmış kimseler gibidirler ve kendileri için pek elemli bir azap vardır.
Ömer Öngüt : (Bu yahudilerin durumu) kendilerinden az önce geçmiş ve yaptıklarının cezasını tatmış olanların durumu gibidir. Onlara elem verici bir azap vardır.
Şaban Piriş : Onlar, kendilerinden az önce, yaptıklarının cezasını tadan kimseler gibidir. Onlar için acı bir azap vardır.
Suat Yıldırım : Bu Yahudilerin hali, kendilerinden az önce, yaptıkları işlerin vebalini tatmış olan, âhirette de ayrıca gayet acı bir azap çekecek olan kimselerin durumuna benzer.
Süleyman Ateş : (Onların durumu), kendilerinden az önce, yaptıklarının vebâlini tatmış olan, âhirette de kendileri için acı bir azâb bulunan kimselerin durumu gibidir.
Tefhim-ul Kuran : Kendilerinden önce yakın geçmişte olanların durumu gibi; onlar, yaptıklarının sonucunu tadmışlardır. Onlar için acı bir azab vardır.
Ümit Şimşek : Onların durumu, kendilerinden az bir zaman önce, yaptıklarının vebalini tatmış olanların durumu gibidir. Onlar için ayrıca acı bir azap vardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Kendilerinden biraz önce günahlarının vebalini tadanlara benziyorlar. Acı bir azap var onlara...
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]