| İbni Kesir Meali |
|
| 1: Gerçekleşecek olan. | |
| 2: Nedir o gerçekleşecek olan? | |
| 3: Hangi şey bildirdi sana, gerçekleşecek olanın ne olduğunu? | |
| 4: Semud ve Ad, tepelerine inecek olanı yalanladılar. | |
| 5: Bu sebeple Semud, azgın bir sesle helak edildiler. | |
| 6: Ad'a gelince; onlar da uğultulu, azgın bir fırtına ile helak edildiler. | |
| 7: Onların kökünü kesmek için, üzerlerine yedi gece sekiz gün, rüzgarı estirdi. Halkın, kökünden sökülmüş hurma kütükleri gibi yere yıkıldığını görürdün. | |
| 8: Şimdi onlardan geri kalan bir şey görüyor musun? | |
| 9: Firavun da, ondan öncekiler de ve altüst olmuş kasabalar da hep suçla gelmişlerdi. | |
| 10: Rabblarının elçisine isyan etmişlerdi. Bunun üzerine O da kendilerini gittikçe artan bir şiddetle yakalayıverdi. | |
| 11: Gerçekten su bastığı zaman sizi; Biz, taşıdık gemide. | |
| 12: Ki bunu sizin için bir öğüt ve ibret yapalım. Ve anlayışlı kulaklar anlasın diye. | |
| 13: Sur'a bir üfürüldüğünde; | |
| 14: Yer ile dağlar kaldırılıp bir vuruşla birbirine çarpıldığında, | |
| 15: İşte o gün; olan olmuştur. | |
| 16: Gök de yarılmış ve o gün bitkin bir hale gelmiştir. | |
| 17: Melekler ise onun çevresindedirler. Ve o gün; Rabbının Arş'ını, onların da üstünde sekiz tanesi yüklenir. | |
| 18: O gün; siz, huzura alınırsınız. Ve hiç bir şeyiniz gizli kalmaz. | |
| 19: Kitabı sağından verilmiş olan der ki: Alın, işte okuyun kitabımı. | |
| 20: Doğrusu ben, bir hesablaşma ile karşılaşacağımı sanıyordum. | |
| 21: İşte o, hoş bir hayat içindedir. | |
| 22: Yüksek bir cennette, | |
| 23: Ki, meyveleri sarkmıştır. | |
| 24: Geçmiş günlerde peşinen işlediklerinize karşılık afiyetle yeyin, için. | |
| 25: Kitabı solundan verilmiş olana gelince; der ki: Keşki kitabım bana verilmeseydi. | |
| 26: Hesabımın da ne olduğunu bilmeseydim. | |
| 27: Keşki bu iş son bulmuş olsaydı. | |
| 28: Malım hiç fayda vermedi bana. | |
| 29: Gücüm de yok olup gitti benden. | |
| 30: Tutun onu da bağlayın. | |
| 31: Sonra cehenneme salın onu. | |
| 32: Sonra da onu, boyu yetmiş arşın olan zincire vurun. | |
| 33: Çünkü o, yüce Allah'a inanmazdı. | |
| 34: Ve yoksulu doyurmaktan hoşlanmazdı. 69 | |
| 35: Onun için bugün burada kendisine bir acıyan yoktur. | |
| 36: Ğıslin'den başka yiyecek de yoktur. | |
| 37: Onu ancak günahkarlar yer. | |
| 38: Görebildiğinize yemin ederim ki; | |
| 39: Ve göremediklerinize de; | |
| 40: Muhakkak o; şerefli bir elçinin kat'i sözüdür. | |
| 41: Ve o, bir şair sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz? | |
| 42: Bir kahin sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz? | |
| 43: Alemlerin Rabbından indirilmedir. | |
| 44: Eğer o; bazı sözleri Bize karşı buna katmış olsaydı, | |
| 45: Elbette Biz; onu, kuvvetle yakalardık. | |
| 46: Sonra da, hiç şüphesiz onun şah damarını koparırdık. | |
| 47: O zaman sizden hiç biriniz de buna engel olamazdınız. | |
| 48: Doğrusu o; müttakiler için bir öğüttür. | |
| 49: İçinizde yalanlayanlar bulunduğunu Biz de bilmekteyiz. | |
| 50: Ve muhakkak ki o; kafirler için bir üzüntüdür. | |
| 51: Hiç şüphesiz ki o; kesin gerçektir. | |
| 52: Öyleyse Rabbını, o büyük adıyla tesbih et. | |