| Muhammed Esed Meali |
|
| 1: Düşün Sina Dağı'nı! | |
| 2: Düşün (Allah'ın) vahyi(ni), ki işlenmiştir | |
| 3: açık tomarlar üstüne. | |
| 4: Ayakta kalan (ibadet) evi(ni) düşün! | |
| 5: Düşün yüksek (göğün) tavanı(nı)! | |
| 6: Kabaran denizi düşün! | |
| 7: Gerçek şu ki (ey insanoğlu!) Rabbin tarafından (günahkarlar için) öngörülmüş olan azap, kesinlikle vuku bulacaktır. | |
| 8: ona hiç kimse engel olamaz. | |
| 9: Göklerin (büyük) bir sarsıntı ile sarsılacağı o Gün (bu azap gerçekleşecek), | |
| 10: ve dağların (korkunç) bir hareketle (yerlerinden oynayıp) harekete geçecekler(i Gün). | |
| 11: Vay haline o Gün hakikati yalanlayanların, | |
| 12: (bütün hayatları boyunca) tamamen boş şeylerle oyalanıp duranların; | |
| 13: Onlar, o Gün (karşı konulamaz bir) darbe ile cehennem ateşine atılacaklar (ve kendilerine denilecek:) | |
| 14: "Bu, sizin yalanlamış olduğunuz ateştir! | |
| 15: Bir büyü mü bu, yoksa görmüyor musunuz? | |
| 16: (İşte şimdi) onu çekin! Ama (ister) sabredin, ister etmeyin, sizin için fark etmez. Siz, yalnızca yapmış olduğunuzun karşılığını görüyorsunuz." | |
| 17: (Ama,) Allah'a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar kendilerini (o Gün) bahçelerde ve esenlik içinde bulacaklar, | |
| 18: Rablerinin kendilerine bağışlayacağı şeyler ile mutluluk bulacaklar çünkü Rableri onları yakıcı ateşin azabından koruyacaktır. | |
| 19: (Ve onlara:) "Yapmış olduklarınızın karşılığı olarak afiyetle yiyip için, | |
| 20: sıra sıra dizilmiş (mutluluk) sedirlerine uzanarak!" (denilecek.) Ve (cennette) saf ve temiz, güzel gözlü eşler ile onları evlendireceğiz. | |
| 21: Kendileri iman eden ve soyları bu imanı sürdürecek olanlara gelince, Biz onları soyları ile bütünleştirecek ve işlerini heder ettirmeyeceğiz (ama, sonuçta) herkes kendi kazandığının hesabını verecek. | |
| 22: Biz onlara meyveyi ve eti bolca vereceğiz, ne isterlerse hepsini. | |
| 23: ve orada, (cennette), birbirlerine, boş konuşturmayan ve günaha sokmayan kaseler uzatacaklar. | |
| 24: Ve onları (ölümsüz) gençlikler bekleyecek, (sanki) kendi kendilerinin (çocuklarıymış gibi), kabuklarının içinde saklanan inciler gibi (saf ve temiz). | |
| 25: Ve (böylece nimet tattırılanlar,) birbirlerine dönerek (geçmişte yaşadıkları hakkında) sorular soracaklar. | |
| 26: Onlar, "Bakın" diyecekler, "eskiden, çoluk çocuğumuz arasında yaşadığımız sıralarda, (Allah'ın bizden razı olmadığını düşünerek) korku içindeydik; | |
| 27: ve bu durumdayken Allah bizi lütfuyla inayetlendirdi ve (çaresizliğin) yakıcı fırtınalarının azabından bizi korudu. | |
| 28: Şüphesiz biz bundan önce (yalnız) O'na yalvarırdık. (Ve O, bize şimdi gösterdi ki) yalnız O'dur gerçekten iyilik eden ve gerçek rahmet kaynağı!" | |
| 29: Öyleyse (ey Muhammed! Bütün insanlara) öğüt ver! Çünkü, Rabbinin rahmetiyle, sen ne bir kahinsin, ne de bir deli. | |
| 30: Yoksa onlar: "(O, yalnızca) bir şair(dir); bekleyip görelim zaman ona neler yapacak" mı diyorlar?" | |
| 31: De ki: "(Öyleyse,) ümitle bekleyin! Ben de sizinle birlikte ümitle bekleyeceğim!" | |
| 32: Akılları mı onlara bu (tavrı takınmaları)nı telkin ediyor, yoksa (bu hal) (sadece) kaba bir küstahlığın eseri midir? | |
| 33: Yoksa onlar: "Bu (mesaj)ı kendisi uydurmuştur!" mu diyorlar? Hayır, tersine, onlar (gerçeği biliyor, ama) inanmak istemiyorlar! | |
| 34: Ama, (eğer onu basit bir faninin işi olarak görüyorlarsa) ona benzeyen başka bir söylem üretsinler (de görelim!) Söyledikleri doğru mu, değil mi? | |
| 35: (Yoksa onlar, Allah'ın varlığını inkar mı ediyorlar?) Kendileri, hiçbir (sebep) olmadan mı yaratıldılar? Yoksa kendi kendilerinin mi yaratıcılarıdırlar? | |
| 36: (Ve) gökleri ve yeri onlar mı yarattı? Hayır, ama onlar hiçbir şey hakkında kesin bir inanca sahip değiller! | |
| 37: (Nasıl olabilirler ki?) Rabbinin hazineleri onlarda mı? Onlar mı (kaderden) sorumlular? | |
| 38: Yoksa onların (nihai hakikatlere yükselecekleri ve insan kavrayışının ötesindekini) dinleyecekleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse, (onu) dinlemiş olanlardan birisi (bilgisinin) açık bir delilini getirsin! | |
| 39: Yahut, (eğer Allah'a inanıyorsanız), siz (yalnız) erkek çocuk sahibi olurken O(nun) kız çocuk sahibi (olmayı tercih ettiğine nasıl inanırsınız?) | |
| 40: Yoksa (ey Muhammed, senin mesajını reddedenler, seni dinlerlerse) onlardan bir karşılık isteyeceğinden ve kendilerini borç altına sokacağ(ından mı korkuyorlar?) | |
| 41: Yoksa, (bütün mevcudatın) gizli gerçekliğinin, (zamanı geldiğinde) yazabilmeleri için kendi kavrayış alanları içine gireceği(ni mi sanıyorlar)? | |
| 42: Yoksa (seni çelişkilerin) tuzağına mı düşürmek istiyorlar? Ama aslında tuzağa düşenler onlardır, o hakikati inkar edenler! | |
| 43: O halde, Allah'tan başka bir tanrıları mı var? Allah, sınırsız şanıyla insanların O'na yakıştırdığı ortaklardan münezzehtir! | |
| 44: Ama onlar, (hakikati) görmeyi reddedenler, gökyüzünde bir parçanın düşmekte olduğunu görselerdi, (yalnızca) "O, bir bulut yığını(ndan ibaret)tir!" derlerdi. | |
| 45: Bundan böyle, dehşete kapılacakları (Hesap) Günü ile karşılaşıncaya kadar kendi hallerine bırak onları! | |
| 46: O Gün komplolarının kendilerine hiçbir faydası olmayacak ve hiçbir yardımcı bulamayacaklar... | |
| 47: Gerçek şu ki zulüm işlemeye şartlanmış olanları, (öteki dünyadaki korkunç azaptan) daha yakın bir azap beklemektedir ama çoğu bunun farkında değil. | |
| 48: O halde Rabbinin hükmünü sabırla bekle, çünkü sen gözümüzün önündesin; ve her ne zaman ayağa kalkarsan Rabbinin sınırsız şanını hamd ile yücelt! | |
| 49: Gece ve bütün yıldızların çekildiği an O'nun şanını yücelt! | |