| Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) Meali |
|
| 1: Birbirlerine neyi soruyorlar? | |
| 2: O büyük haberden (kıyametten) mi? | |
| 3: Ki onlar onda ayrılığa düşmektedirler. | |
| 4: Hayır, ilerde bilecekler. | |
| 5: Hayır hayır, ilerde bilecekler. | |
| 6: Biz yeryüzünü bir beşik yapmadık mı? | |
| 7: Dağları da birer kazık kılmadık mı? | |
| 8: Sizleri çift çift yarattık. | |
| 9: Uykunuzu bir dinlenme yaptık. | |
| 10: Geceyi bir örtü yaptık. | |
| 11: Gündüzü de bir geçim zamanı yaptık. | |
| 12: Üstünüze yedi sağlam bina (gök) çattık. | |
| 13: İçlerine ışık saçan bir kandil astık. | |
| 14: Yoğunlaşmış bulutlardan şarıl şarıl bir su indirdik. | |
| 15: Onunla taneler ve otlar çıkaralım diye. | |
| 16: Ve sarmaş dolaş bağlar bahçeler (çıkaralım diye). | |
| 17: Kuşkusuz o hüküm günü kararlaştırılmış bir vakit olmuştur. | |
| 18: O gün Sûr'a üflenir, bölük bölük gelirsiniz. | |
| 19: Gök de açılmış, kapı kapı olmuştur. | |
| 20: Dağlar yürütülmüş, serap olmuştur. | |
| 21: Kuşkusuz Cehennem gözetleme yeri olmuştur. | |
| 22: Azgınlar için son varılacak yer olmuştur. | |
| 23: Orada çağlarca kalacaklardır. | |
| 24: Orada ne bir serinlik tadacaklar, ne de içecek bir şey. | |
| 25: Ancak bir kaynar su ve irin (içecekler). | |
| 26: Bir ceza ki tam yaptıklarına uygun. | |
| 27: Çünkü onlar hiçbir hesap ummazlardı. | |
| 28: Âyetlerimizi yalanlaya yalanlaya tam bir yalancı olmuşlardı. | |
| 29: Biz ise herşeyi sayıp bir kitaba geçirmişiz. | |
| 30: (Onlara): «Şimdi tadın (cezanızı). Artık size azabınızı artırmaktan başka bir şey yapmayacağız» (denir). | |
| 31: Kuşkusuz takva sahipleri için bir kurtuluş var. | |
| 32: Bahçeler var, bağlar var. | |
| 33: Memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar var. | |
| 34: Dopdolu kadehler var. | |
| 35: Orada ne boş bir söz işitirler, ne de bir yalan. | |
| 36: (Bunlar) Rabbinden yeterli bir bağış olarak (verilir). | |
| 37: O, göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir. Rahmân'dır. Hiç kimse ondan bir hitaba mâlik olamaz. | |
| 38: O gün Ruh ve melekler sıra sıra dururlar. Rahmân'ın izin verdikleri dışında hiç kimse konuşamaz. İzin verilen de doğruyu söyler. | |
| 39: İşte bu hak gündür. Artık dileyen Rabbine bir yol tutar. | |
| 40: Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. O gün kişi ellerinin ne takdim ettiğine bakacak ve kâfir diyecek ki: «Ah ne olaydı, ben bir toprak olaydım.» | |