Abdulbaki Gölpınarlı   : Öylesine haber ki onlar, bu hususta aykırılığa düşmüşlerdir.    	     Adem Uğur   : (İnanıp inanmamakta) ayrılığa düşmektedirler.    	     Ahmed Hulusi   : Ki o konuda anlaşmazlık içindedirler!    	     Ahmet Tekin   : İnanıp inanmamakta üzerinde ayrılığa düştükleri haberleri mi, soruyorlar?    	     Ahmet Varol   : Ki onlar onun hakkında ayrılık içindedirler.    	     Ali Bulaç   : Ki kendileri hakkında anlaşmazlık içindedirler.    	     Ali Fikri Yavuz   : (2-3) O hakkında ayrılığa düşmekte oldukları büyük haberden (öldükten sonra dirilmekten) mi? (Hem bununla alay mı ediyorlar?)    	     Azerice   : Onlar bu barədə ixtilafdadırlar.    	     Bekir Sadak   : (2-3) Uzerinde anlasmazliga dustukleri, buyuk bir olay olan tekrar dirilme haberini mi?    	     Celal Yıldırım   : (2-3) Hakkında görüş ayrılığına düştükleri çok önemli haberi mi ?    	     Diyanet İşleri   : (2-3) Üzerinde anlaşmazlığa düştükleri büyük haberi (mi)?    	     Diyanet İşleri (eski)   : (2-3) Üzerinde anlaşmazlığa düştükleri, büyük bir olay olan tekrar dirilme haberini mi?    	     Diyanet Vakfi   : (2-3) (İnanıp inanmamakta) ayrılığa düştükleri büyük haberi mi?    	     Edip Yüksel   : Ki onlar onda anlaşmazlık halindedirler.    	     Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)   : Ki onlar onda ayrılığa düşmektedirler.    	     Elmalılı (sadeleştirilmiş)   : ki Onlar onda görüş ayrılığına düşüyorlar.    	     Elmalılı Hamdi Yazır   : Ki onlar onda ıhtilâfa düşüyorlar    	     Fizilal-il Kuran   : Ki onlar onda ayrılığa düştüler.    	     Gültekin Onan   : Ki kendileri hakkında anlaşmazlık içindedirler.    	     Hakkı Yılmaz   : (1-3) "Hangi şeyden; kendilerinin, hakkında ayrı ayrı inanca sahip oldukları büyük, önemli o haberden mi soruşuyorlar?    "    	     Hasan Basri Çantay   : (2-3) Hakkında ihtilâf edici oldukları o büyük haberi (mi)?     	     Hayrat Neşriyat   : Ki, onlar (o müşrikler) onda ihtilâfa düşen kimselerdir.    	     İbni Kesir   : Ki onlar, bunun üzerinde ihtilafa düşmektedirler.    	     İskender Evrenosoğlu   : Ki onlar, onun hakkında ihtilâf içindeler.    	     Muhammed Esed   : üzerinde (hiçbir şekilde) anlaşamadıkları.    	     Nebe   : Onlar bu barədə ixtilafdadırlar.    	     Ömer Nasuhi Bilmen   : O haber ki, onlar onda ihtilafa düşmüşlerdir.    	     Ömer Öngüt   : Ki onlar, bunun üzerinde anlaşmazlığa düşüyorlar.    	     Şaban Piriş   : Onlar ki, hakkında ihtilaf ediyorlar.    	     Suat Yıldırım   : (2-3) Hakkında ihtilafa düştükleri o mühim haberi mi?    	     Süleyman Ateş   : Ki onlar onda ayrılığa düşmektedirler.    	     Tefhim-ul Kuran   : Ki kendileri hakkında anlaşmazlık içindedirler.    	     Ümit Şimşek   : Hani anlaşmazlığa düştükleri o haberi.    	     Yaşar Nuri Öztürk   : Ki onda tartışma içindedirler.