| İbni Kesir Meali | 	
	  |  
 | 1: Neyi soruşturuyorlar? | 	  |  
 | 2: Büyük haberi mi? | 	  |  
 | 3: Ki onlar, bunun üzerinde ihtilafa düşmektedirler. | 	  |  
 | 4: Hayır; ilerde, bileceklerdir. | 	  |  
 | 5: Yine hayır; ilerde, bileceklerdir. | 	  |  
 | 6: Yeryüzünü bir beşik yapmadık mı? | 	  |  
 | 7: Dağları da birer kazık? | 	  |  
 | 8: Ve sizi çift çift yarattık. | 	  |  
 | 9: Uykunuzu dinlenme kıldık. | 	  |  
 | 10: Geceyi bir örtü kıldık. | 	  |  
 | 11: Gündüzü de maişet vakti kıldık. | 	  |  
 | 12: Üstünüzde yedi sağlamı bina ettik. | 	  |  
 | 13: Pırıl pırıl parlayan bir kandil astık. | 	  |  
 | 14: Sıkıştırılmlşlardan da şarıl şarıl bir su indirdik. | 	  |  
 | 15: Ki onunla taneler ve bitkiler çıkaralım. | 	  |  
 | 16: Ve sarmaş dolaş bahçeler yetirelim. | 	  |  
 | 17: Doğrusu, hüküm günü; ta'yin edilmiş bir vakittir. | 	  |  
 | 18: Sur'a üfürüldüğü gün, hepiniz bölük bölük gelirsiniz. | 	  |  
 | 19: Gök açılmış, kapı kapı olmuştur. | 	  |  
 | 20: Dağlar yürütülmüş, serab olmuştur. | 	  |  
 | 21: Şüphesiz ki cehennem; bir gözetleme yeridir. | 	  |  
 | 22: Azgınlar için varılacak bir yer. | 	  |  
 | 23: Sonsuz devirler boyunca orada kalacaklardır. | 	  |  
 | 24: Orada serinlik ve içecekler tadamayacaklardır. | 	  |  
 | 25: Sade kaynar bir su ve bir de irinden başka. | 	  |  
 | 26: İşlediklerine uygun bir ceza olarak. | 	  |  
 | 27: Çünkü onlar hiç bir hesab beklemezlerdi. | 	  |  
 | 28: Ve ayetlerimizi yalan sayıp dururlardı. | 	  |  
 | 29: Oysa Biz, her şeyi yazıp saymıştık. | 	  |  
 | 30: Öyleyse tadınız, bundan böyle size azabdan başka bir şey artırmayız. | 	  |  
 | 31: Şüphesiz ki muttakiler için kurtuluş vardır. | 	  |  
 | 32: Bahçeler ve bağlar. | 	  |  
 | 33: Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar. | 	  |  
 | 34: Ve dolu kaseler. | 	  |  
 | 35: Orada yalan ve boş söz işitmezler. | 	  |  
 | 36: Rabbından bir mükafat ve bağış olarak. | 	  |  
 | 37: Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbı Rahman'dan. O'na hitabda bulunmaya kimse muktadir olamaz. | 	  |  
 | 38: O gün; ruh ve melekler, saf halinde duracaklardır. Rahman'ın izin verdiklerinden başkaları konuşamazlar. O da doğruyu söyler. | 	  |  
 | 39: İşte bu; hak gündür. Dileyen Rabbına doğru bir yol edinir. | 	  |  
 | 40: Biz, sizi yakın bir azabla uyardık. O gün; kişi elleriyle sunduğuna bakacak. Ve kafir: Keşki ben, toprak olsaydım, diyecektir. | 	  |