| Adem Uğur Meali |
|
| 1: Birbirlerine neyi soruyorlar? | |
| 2: O büyük haberden mi? | |
| 3: (İnanıp inanmamakta) ayrılığa düşmektedirler. | |
| 4: Hayır! Anlayacaklar! | |
| 5: Yine hayır! Onlar anlayacaklar! | |
| 6: Biz yeryüzünü bir döşek, yapmadık mı? | |
| 7: Dağları da birer kazık. | |
| 8: Sizi çifter çifter yarattık. | |
| 9: Uykunuzu bir dinlenme kıldık. | |
| 10: Geceyi bir örtü yaptık. | |
| 11: Gündüzü de çalışıp kazanma zamanı kıldık. | |
| 12: Üstünüzde yedi kat sağlam göğü bina ettik. | |
| 13: (Orada) alev alev yanan bir kandil yarattık. | |
| 14: Sıkışan bulutlardan şarıl şarıl akan sular indirdik. | |
| 15: Size tohumlar, bitkiler yetiştirmek için | |
| 16: Ve ağaçları (birbirine) sarmaş dolaş bahçeler. | |
| 17: Şüphesiz hüküm günü vakit olarak belirlenmiştir. | |
| 18: Sûr'a üflendiği gün, bölük bölük Allah'a gelirsiniz. | |
| 19: Gökyüzü açılır ve orada pek çok kapılar oluşur; | |
| 20: Dağlar yürütülür, serap haline gelir. | |
| 21: Şüphesiz, cehennem pusuda beklemektedir. | |
| 22: Azgınların barınacağı yerdir (cehennem). | |
| 23: (Azgınlar) orada çağlar boyu kalacaklar, | |
| 24: Orada bir serinlik ya da (susuzluk gideren) bir içecek tatmazlar, | |
| 25: Kaynar su ve irin (tadarlar). | |
| 26: Ancak (dünyada yaptıklarına) uygun karşılık olarak. | |
| 27: Çünkü onlar hesap gününü (geleceğini) ummazlardı. | |
| 28: Bizim âyetlerimizi yalanladıkça yalanlamışlardı. | |
| 29: Biz ise her şeyi bir kitapta sayıp yazmışızdır. | |
| 30: Tadın! Bundan sonra yalnızca azabınızı arttıracağız. | |
| 31: Şüphesiz takvâ sahipleri için de başarı ödülü vardır. | |
| 32: Bahçeler, bağlar, | |
| 33: Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar, | |
| 34: Ve içki dolu kâse(ler). | |
| 35: Onlar orada ne boş bir lâkırdı ne de yalan işitirler. | |
| 36: Bunlar Rabbinin yeterli bir bağışı, mükâfatıdır. | |
| 37: O, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir. O, rahmândır. O gün insanlar O'na karşı konuşmaya yetkili değillerdir. | |
| 38: Ruh (Cebrail) ve melekler saf saf olup durduğu gün, Rahmân'ın izin verdiklerinden başkaları konuşmazlar; konuşan da doğruyu söyler. | |
| 39: İşte o, kesin olarak gelecek gündür. O halde dileyen Rabbine varan bir yol tutsun. | |
| 40: Biz, yakın bir azap ile sizi uyardık. O gün kişi önceden yaptıklarına bakacak ve inkârcı kişi: "Keşke toprak olsaydım!" diyecektir. | |