| Yaşar Nuri Öztürk Meali |
|
| 1: Hangi şeyden sorup duruyorlar birbirlerine? | |
| 2: O büyük haberden mi? | |
| 3: Ki onda tartışma içindedirler. | |
| 4: Hayır, sandıkları gibi değil! Yakında bilecekler. | |
| 5: Hayır, hayır! Düşündükleri gibi değil, yakında bilecekler. | |
| 6: Biz bu yeryüzünü bir beşik yapmadık mı? | |
| 7: Dağları birer kazık yapmadık mı? | |
| 8: Sizleri çiftler olarak yarattık. | |
| 9: Sizin uykunuzu bir dinlenme/bir rahatlama/bir tür ölüm yaptık. | |
| 10: Geceyi bir giysi yaptık. | |
| 11: Gündüzü, geçim için çalışma zamanı yaptık. | |
| 12: Üstünüzde yedi sağlam/aşınmaz kurduk. | |
| 13: Bir de parıl parıl parlayan kandil yerleştirdik. | |
| 14: Sıkarak su çıkaranlardan şarıl şarıl bir su indirdik, | |
| 15: Ki çıkaralım onlardan dâneler ve otlar; | |
| 16: Ve içiçe girmiş bağlar/bahçeler. | |
| 17: Hiç kuşkusuz, o ayırma ve hüküm günü kesin olarak belirlenmiştir. | |
| 18: Sûra üfürüldüğü gün, bölükler halinde geleceksiniz. | |
| 19: Gök açılmış, kapı kapı oluvermiştir. | |
| 20: Dağlar yürütülmüş, bir serap oluvermiştir. | |
| 21: Cehennem, bir gözetleme yeri olmuştur. | |
| 22: Azgınlar için bir barınak. | |
| 23: Devirlerce kalacaklardır içinde. | |
| 24: Ne bir serinlik tadacaklar ne de bir içecek. | |
| 25: Sadece kaynar su, atık su, | |
| 26: Çok uygun bir karşılık olarak. | |
| 27: Doğrusu onlar böyle bir hesap ummuyorlardı. | |
| 28: Ayetlerimizi pervasızca yalanlamışlardı. | |
| 29: Oysaki biz, her şeyi iyiden iyiye sayıp kitaplaştırmıştık. | |
| 30: "Hadi, tadıverin! Size azaptan başka bir şey asla artırmayacağız." | |
| 31: Takva sahipleri için bir kurtuluş ve bir zafer vardır. | |
| 32: Sulak bahçeler, bağlar, üzümler, | |
| 33: Göğüsleri turunç gibi yaşıtlar, | |
| 34: Dopdolu kadehler vardır. | |
| 35: Orada ne bir boş söz duyarlar ne de bir yalan. | |
| 36: Rabbinden bir ödül, tam kıvamında bir bağış. | |
| 37: Göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir O! Rahman'dır. O'nun huzurunda söze cüret edemezler. | |
| 38: O gün, Rûh ve melekler saf bağlayıp kıyama geçerler. Rahman'ın izin verdiği dışındakiler konuşamazlar. O izin verilen, doğruyu söyler. | |
| 39: İşte budur hak olan gün! Artık dileyen, Rabbine varacak bir yol tutsun! | |
| 40: Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. Bir gündedir ki o, kişi kendi ellerinin önden gönderdiğine bakar ve küfre sapan şöyle der: "Keşke toprak olsaydım!" | |