| Ali Bulaç Meali | 	
	  |  
 | 1: Birbirlerine hangi şeyi sorup duruyorlar? | 	  |  
 | 2: O büyük haberi mi? | 	  |  
 | 3: Ki kendileri hakkında anlaşmazlık içindedirler. | 	  |  
 | 4: Hayır; yakında bileceklerdir. | 	  |  
 | 5: Yine hayır; yakında bileceklerdir. | 	  |  
 | 6: Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı? | 	  |  
 | 7: Dağları da birer kazık? | 	  |  
 | 8: Sizi çift çift yarattık. | 	  |  
 | 9: Uykunuzu bir dinlenme yaptık. | 	  |  
 | 10: Geceyi bir örtü yaptık. | 	  |  
 | 11: Gündüzü bir geçim vakti kıldık. | 	  |  
 | 12: Sizin üstünüze sapasağlam yedi gök bina ettik. | 	  |  
 | 13: Parıldadıkça parıldayan bir kandil (güneş) kıldık. | 	  |  
 | 14: Sıkıp suyu çıkaran (bulut)lardan 'bardaktan boşanırcasına su' indirdik. | 	  |  
 | 15: Bununla taneler ve bitkiler bitirip çıkaralım diye. | 	  |  
 | 16: Ve birbirine sarmaş dolaş bahçeleri de. | 	  |  
 | 17: Şüphesiz o hüküm (fasl) günü, belirlenmiş bir vakittir. | 	  |  
 | 18: Sur'a üfürüleceği gün, artık siz dalga dalga geleceksiniz. | 	  |  
 | 19: O sırada gök açılmış ve kapı kapı olmuştur. | 	  |  
 | 20: Dağlar yürütülmüş, artık bir serab oluvermiştir. | 	  |  
 | 21: Gerçekten cehennem, bir gözetleme yeridir. | 	  |  
 | 22: Taşkınlık edip azanlar için son bir varış yeridir. | 	  |  
 | 23: Bütün zamanlar boyunca içinde kalacaklardır. | 	  |  
 | 24: Orada ne serinlik tadacaklar, ne bir içecek. | 	  |  
 | 25: Kaynar sudan ve irinden başka. | 	  |  
 | 26: (İşlediklerine) Uygun olan bir ceza olarak, | 	  |  
 | 27: Doğrusu onlar, hesaba çekileceklerini ummuyorlardı. | 	  |  
 | 28: Bizim ayetlerimizi yalanlayabildikleri kadar yalanlıyorlardı. | 	  |  
 | 29: Oysa biz, her şeyi yazıp saymışızdır. | 	  |  
 | 30: Şimdi tadın. Size artık azabtan başkasını arttırmayacağız; | 	  |  
 | 31: Gerçek şu ki, muttakiler için 'bir kurtuluş ve mutluluk' vardır. | 	  |  
 | 32: Nice bahçeler ve üzüm bağları. | 	  |  
 | 33: Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar. | 	  |  
 | 34: Dopdolu kadehler. | 	  |  
 | 35: İçinde, ne 'boş ve saçma bir söz' işitirler, ne bir yalan. | 	  |  
 | 36: Rabbinden bir karşılık olmak üzere yeterli bir bağış(tır bu). | 	  |  
 | 37: Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi Rahman olan (Allah); O'na hitap etmeye güç yetiremezler. | 	  |  
 | 38: Ruh ve meleklerin saflar halinde duracakları gün; Rahman'ın kendilerine izin verdikleri dışında olanlar konuşmazlar. (Konuşacak olan da,) Doğruyu söyleyecektir. | 	  |  
 | 39: İşte bu, hak gündür. Şu halde dileyen Rabbine bir dönüş yolu edinsin. | 	  |  
 | 40: Gerçekten Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da: "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" diyecek. | 	  |