V – 3-cü şəxs kişi cəm (forma II) mükəmməl fel PRON – mövzu əvəzliyi فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بالحق
ح ق ق | ḪGG
BÆLḪG
bil-Haḳḳi
hüququ ilə
the truth
Be,Elif,Lam,Ha,Gaf, 2,1,30,8,100,
P – prefiksli ön söz bi N – cinsiyyətli kişi adı جار ومجرور
لما
|
LMÆ
lemmā
when
Lam,Mim,Elif, 30,40,1,
T – zaman zərfi ظرف زمان
جاءهم
ج ي ا | CYÆ
CÆÙHM
cā'ehum
Özlərinə gəldikdə
it came (to) them,
Cim,Elif,,He,Mim, 3,1,,5,40,
V – 3-cü şəxs kişi tək mükəmməl feli PRON – 3-cü şəxs kişi cəm obyekt əvəzliyi فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فهم
|
FHM
fehum
indi onlar
so they
Fe,He,Mim, 80,5,40,
REM – prefiksli bərpa hissəciyi PRON – 3-cü şəxs kişi cəm şəxs əvəzliyi الفاء استئنافية ضمير منفصل
في
|
FY
fī
içərisindədirlər
(are) in
Fe,Ye, 80,10,
P – ön söz حرف جر
أمر
ا م ر | ÆMR
ǼMR
emrin
bir vəziyyətdən
a state
,Mim,Re, ,40,200,
N – kişi cinsi qeyri-müəyyən isim اسم مجرور
مريج
م ر ج | MRC
MRYC
merīcin
turbulent
confused.
Mim,Re,Ye,Cim, 40,200,10,3,
ADJ – kişi cinsi tək qeyri-müəyyən sifət صفة مجرورة
Konu Başlığı: -
Abdulbaki Gölpınarlı : Hayır, gerçek olan Kur'ân, onlara gelince yalanladılar da şimdi darmadağın bir işe daldılar.
Adem Uğur : Bilakis onlar, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler.
Ahmed Hulusi : Hayır, onlara geldiğinde Hakikatlerini yalanladılar! Onlar pek karışık bir iş içindedirler.
Ahmet Tekin : Doğrusu gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak kitap Kur’ân ve peygamber kendilerine geldiği zaman yalanladılar. Onlar şimdi karmakarışık bir plan, bir düşünce içindeler.
Ahmet Varol : Hayır, onlar hak kendilerine gelince onu yalanladılar. Şimdi onlar çalkantılı bir durum içindedirler.
Ali Bulaç : Hayır, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar, derin bir sarsıntı içinde bulunuyorlar.
Ali Fikri Yavuz : Doğrusu, kendilerine hak (Kur’an ve Peygamber) gelince yalanladılar da, şimdi muztarıb bir haldedirler.
Azerice : Lakin onlara haqq gəldikdə onu yalan saydılar. Buna görə də qarışıqdırlar.
Bekir Sadak : Hayir; onlar, gercek kendilerine gelince onu yalanladilar; kararsizlik icindedirler.
Celal Yıldırım : (4-5) Biz, muhakkak yerin onlardan neyin (çürütüp) eksilttiğini biliriz. Yanımızda (her şeyin yazılı bulunduğu) muhafazalı bir kitap vardır. Hayır, onlar hakk kendilerine gelince yalanladılar. Bu bakımdan onlar, kararsızlık ve perişanlık içindedirler.
Diyanet İşleri : Hatta gerçek kendilerine gelince onu yalanladılar. Artık onlar kararsız bir hâldedirler.
Diyanet İşleri (eski) : Hayır; onlar, gerçek kendilerine gelince onu yalanladılar; kararsızlık içindedirler.
Diyanet Vakfi : Bilakis onlar, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler.
Edip Yüksel : Oysa onlar gerçek kendilerine geldiği zaman onu yalanladılar; kararsızlık içindedirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Doğrusu hak kendilerine geldiği zaman yalanladılar da şimdi karmakarışık bir ıztırap içindeler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Doğrusu, gerçek kendilerine geldiği zaman yalanladılar da şimdi karmakarışık bir ıstırap içindeler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Doğrusu hak kendilerine geldiği zaman tekzib ettiler de şimdi karma karışık bir ıztırab içindeler
Fizilal-il Kuran : Doğrusu onlar, hak kendilerine gelince onu yalanladılar. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler.
Gültekin Onan : Hayır, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar, derin bir sarsıntı (emrin meriyc) içinde bulunuyorlar.
Hakkı Yılmaz : Aksine, gerçek kendilerine geldiği zaman onu yalanladılar, onun için onlar karmakarışık bir iş içindedirler.
Hasan Basri Çantay : Hayır, onlar, kendilerine hak gelince (onu) tekzîb etdiler. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler.
Hayrat Neşriyat : Hayır! Kendilerine geldiğinde o hakkı yalanladılar; şimdi onlar, karmakarışık bir iş içindedirler.
İbni Kesir : Hayır, onlar; hak kendilerine gelince onu yalanladılar. Şimdi de şaşırmış bir haldedirler.
İskender Evrenosoğlu : Hayır (öyle değil), onlar kendilerine hak gelince onu yalanladılar. Bu durumda onlar, karışık bir emr (problem) içindeler.
Kaf : Lakin onlara haqq gəldikdə onu yalan saydılar. Buna görə də qarışıqdırlar.
Muhammed Esed : Buna rağmen onlar, (yeniden dirilmeyi inkar edenler,) ne zaman kendilerine tebliğ edildiyse hakikati yalanladılar; ve şimdi bir şaşkınlık içindeler.
Ömer Nasuhi Bilmen : (4-5) Muhakkak ki, yer onlardan neyi eksiltirse Biz bilmişizdir ve Bizim nezdimizde hıfzedici bir kitap vardır. Fakat kendilerine geldiği vakit hakkı tekzîp ettiler. İmdi onlar karmakarışık bir ızdırap içindedirler.
Ömer Öngüt : Hayır! Onlar, hak kendilerine gelince onu yalanladılar. Şimdi onlar karışık bir durum içindedirler.
Şaban Piriş : Hayır onlar, kendilerine hak gelince yalanladılar. Çünkü onlar şaşkınlık içindedirler.
Suat Yıldırım : Bilakis onlar, kendi önlerine kadar gelen gerçeği yalan saydılar. Artık onlar kararsızlık ve perişanlık içindedirler.
Süleyman Ateş : Doğrusu onlar, hak kendilerine gelince onu yalanladılar. Şimdi onlar çalkantılı bir durumun içindedirler.
Tefhim-ul Kuran : Hayır, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar, derin bir sarsıntı içinde bulunuyorlar.
Ümit Şimşek : Doğrusu, onlar kendilerine hak geldiğinde onu yalanladılar; onun için şaşkın bir haldedirler.
Yaşar Nuri Öztürk : Hayır, hayır! Onlar, hak kendilerine geldiğinde, onu yalanladılar. Şimdi perişan mı perişan bir durum içindedirler.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]