| Edip Yüksel Meali |
|
| 1: Diriliş Gününe and içerim. | |
| 2: Sürekli özeleştiride bulunan kişiye and içerim. | |
| 3: İnsan, kemiklerini bir araya toplayamayız mı sanıyor? | |
| 4: Evet; parmak uçlarını bile düzenlemeye gücümüz yeter. | |
| 5: Doğrusu, insan her şeyin önüne sergilenmesini ister. | |
| 6: 'Diriliş Günü ne zaman?' diye sorar. | |
| 7: Gözün kamaştığı, | |
| 8: Ayın tutulduğu, | |
| 9: Ve güneş ile ay bir araya toplandığı zaman, | |
| 10: O gün insanoğlu, 'Kaçacak yer nerede?' der. | |
| 11: Hayır, bir sığınak yok. | |
| 12: O gün son durak Rabb'inin huzurudur. | |
| 13: O gün insana, yapıp yapmadığı herşey haber verilir. | |
| 14: Doğrusu, insan kendi kendisine tanıktır. | |
| 15: Birtakım özürler ortaya atsa da... | |
| 16: Onu aceleye getirip dilini oynatma. | |
| 17: Onu toplamak da okutmak da bize düşer. | |
| 18: Biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşunu izle. | |
| 19: Sonra, onu açıklamak da bizim görevimizdir. | |
| 20: Ne var ki, siz geçici (dünyayı) seviyorsunuz. | |
| 21: Ahireti ise önemsemiyorsunuz. | |
| 22: O gün bazı yüzler parlar. | |
| 23: Rabb'ine bakar. | |
| 24: O gün bazı yüzler de var ki asıktır. | |
| 25: Belkemiğinin kırılacağının endişesi içindedir. | |
| 26: Doğrusu, (nefis) boğaza dayandığı, | |
| 27: Ve, 'Çare bulan var mı?' dendiği zaman. | |
| 28: Bunun artık o ayrılık zamanı olduğunu anlar. | |
| 29: Bacakları birbirine dolaşmıştır. | |
| 30: O gün sevk Rabbine doğrudur. | |
| 31: O ne doğruladı, ne de destekledi; | |
| 32: Fakat yalanladı ve yüz çevirdi. | |
| 33: Sonra çalım satarak ailesine gitti. | |
| 34: Sen bunu haketmişsin. | |
| 35: Gerçekten sen bunu haketmiş bulunuyorsun. | |
| 36: İnsan, başıboş bırakılacağını mı sanıyor? | |
| 37: Dökülen meniden bir sperm değil miydi? | |
| 38: Ve bir embriyoya dönüştükten sonra O yaratıp biçim verdi? | |
| 39: Ve ondan erkek ve dişi olmak üzere iki çift yarattı? | |
| 40: Bunları yapanın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi? | |