| İskender Evrenosoğlu Meali |
|
| 1: Hayır, kıyâmet gününe yemin ederim. | |
| 2: Ve hayır, levvame (kınayan) nefse yemin ederim. | |
| 3: İnsan (öldükten sonra) onun kemiklerini asla biraraya getiremeyeceğimizi mi sanıyor? | |
| 4: Hayır, Biz, onun parmak uçlarını bile yeniden düzenlemeye kaadiriz. | |
| 5: Hayır, insan, önündeki (zamanı) fısk ve fücur ile geçirmeyi ister. | |
| 6: “Kıyâmet günü ne zaman?” diye sorar. | |
| 7: Artık bakışlar dehşetle kamaştığı zaman. | |
| 8: Ve Ay karardığı (zaman). | |
| 9: Ve Güneş ve Ay birleştirildiği (zaman). | |
| 10: İzin günü, insan: “Firar edilecek yer nerede?” diyecek. | |
| 11: Hayır, sığınacak bir yer yoktur. | |
| 12: İzin günü karar kılınan yer senin Rabbinin Huzuru'dur (Rabbinin Katı'dır). | |
| 13: İzin günü insana, takdim ettiği (yaptığı) ve tehir edip (yapmadığı) şeyler haber verilir. | |
| 14: Hayır, insan kendi nefsine basirdir (şahittir). | |
| 15: Ve mazeretlerini beyan etse bile. | |
| 16: O'na (Kur'ân-ı Kerim'i ezberlemeye), acele ederek, O'nunla (Cebrail (A.S) ile beraber) dilini hareket ettirme. | |
| 17: Muhakkak ki O'nun toplanması ve okunması Bize aittir. | |
| 18: Öyleyse O'nu okuduğumuz zaman, artık O'nun (Kur'ân'ın) okunuşuna tâbî ol. | |
| 19: Sonra O'nun beyanı (açıklanması) muhakkak ki Bize aittir. | |
| 20: Hayır, bilâkis siz çabuk geçeni (dünya hayatını) seviyorsunuz. | |
| 21: Ve ahireti terkediyorsunuz. | |
| 22: İzin günü pırıl pırıl yüzler vardır. | |
| 23: Rab'lerine bakan. | |
| 24: Ve izin günü çatılmış (kararmış) yüzler vardır. | |
| 25: Anlar ki kendisine çok kötü muamele yapılacak. | |
| 26: Hayır, (can) köprücük kemiğine geldiği zaman (can boğaza gelince, ölmek üzere iken). | |
| 27: Ve: “Kurtaracak kimdir?” denir. | |
| 28: Ve o (dünyadan) ayrılacağını (öleceğini) anlamıştır. | |
| 29: Ve ayakları birbirine dolaşmıştır. | |
| 30: İzin günü, sevk senin Rabbinedir. | |
| 31: Fakat o tasdik etmedi ve namaz kılmadı. | |
| 32: Ve lâkin yalanladı ve yüz çevirdi. | |
| 33: Sonra böbürlenerek ehlinin (ailesinin) yanına gitti. | |
| 34: Sana müstahaktır, bundan sonra müstahaktır (sen hakettin). | |
| 35: Sonra sana müstahaktır, bundan sonra müstahaktır (sen hakettin). | |
| 36: İnsan başıboş (sorumsuz) bırakılacağını mı zannediyor? | |
| 37: (O), dökülen meniden bir damla değil miydi? | |
| 38: Sonra bir embriyo (cenin) oldu. Bundan sonra (Allah) onu halketti (yarattı), daha sonra da dizayn etti (düzenledi). | |
| 39: Sonra da ondan dişi ve erkek olarak iki eş kıldı. | |
| 40: İşte bunları (yapan), ölülere hayat vermeye kaadir değil midir? | |