» 68 / Kalem  44:

Kuran Sırası: 68
İniş Sırası: 2
Kalem Suresi = Kalem Suresi
adini 1. ayetinde yer alan kalem kelimesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52

68:44 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
mənə buraxın | heç kim | inkar edir | Bu | söz | Biz onları tədricən yaxınlaşdıracağıq | | yerdən | | nəyi bilmirlər |

FZ̃RNY WMN YKZ̃B BHZ̃Æ ÆLḪD̃YS̃ SNSTD̃RCHM MN ḪYS̃ YALMWN
feƶernī ve men yukeƶƶibu bihāƶā l-Hadīṧi senestedricuhum min Hayṧu yeǎ'lemūne

فَذَرْنِي وَمَنْ يُكَذِّبُ بِهَٰذَا الْحَدِيثِ سَنَسْتَدْرِجُهُمْ مِنْ حَيْثُ لَا يَعْلَمُونَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. FZ̃RNY = feƶernī : mənə buraxın
2. WMN = ve men : heç kim
3. YKZ̃B = yukeƶƶibu : inkar edir
4. BHZ̃Æ = bihāƶā : Bu
5. ÆLḪD̃YS̃ = l-Hadīṧi : söz
6. SNSTD̃RCHM = senestedricuhum : Biz onları tədricən yaxınlaşdıracağıq
7. MN = min :
8. ḪYS̃ = Hayṧu : yerdən
9. LÆ = lā :
10. YALMWN = yeǎ'lemūne : nəyi bilmirlər
mənə buraxın | heç kim | inkar edir | Bu | söz | Biz onları tədricən yaxınlaşdıracağıq | | yerdən | | nəyi bilmirlər |

[WZ̃R] [] [KZ̃B] [] [ḪD̃S̃] [D̃RC] [] [ḪYS̃] [] [ALM]
FZ̃RNY WMN YKZ̃B BHZ̃Æ ÆLḪD̃YS̃ SNSTD̃RCHM MN ḪYS̃ YALMWN

feƶernī ve men yukeƶƶibu bihāƶā l-Hadīṧi senestedricuhum min Hayṧu yeǎ'lemūne
فذرني ومن يكذب بهذا الحديث سنستدرجهم من حيث لا يعلمون

[و ذ ر] [] [ك ذ ب] [] [ح د ث] [د ر ج] [] [ح ي ث] [] [ع ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فذرني و ذ ر | WZ̃R FZ̃RNY feƶernī mənə buraxın So leave Me
ومن | WMN ve men heç kim and whoever
يكذب ك ذ ب | KZ̃B YKZ̃B yukeƶƶibu inkar edir denies
بهذا | BHZ̃Æ bihāƶā Bu this
الحديث ح د ث | ḪD̃S̃ ÆLḪD̃YS̃ l-Hadīṧi söz Statement,
سنستدرجهم د ر ج | D̃RC SNSTD̃RCHM senestedricuhum Biz onları tədricən yaxınlaşdıracağıq We will progressively lead them
من | MN min from
حيث ح ي ث | ḪYS̃ ḪYS̃ Hayṧu yerdən where
لا | not
يعلمون ع ل م | ALM YALMWN yeǎ'lemūne nəyi bilmirlər they know.
mənə buraxın | heç kim | inkar edir | Bu | söz | Biz onları tədricən yaxınlaşdıracağıq | | yerdən | | nəyi bilmirlər |

[WZ̃R] [] [KZ̃B] [] [ḪD̃S̃] [D̃RC] [] [ḪYS̃] [] [ALM]
FZ̃RNY WMN YKZ̃B BHZ̃Æ ÆLḪD̃YS̃ SNSTD̃RCHM MN ḪYS̃ YALMWN

feƶernī ve men yukeƶƶibu bihāƶā l-Hadīṧi senestedricuhum min Hayṧu yeǎ'lemūne
فذرني ومن يكذب بهذا الحديث سنستدرجهم من حيث لا يعلمون

[و ذ ر] [] [ك ذ ب] [] [ح د ث] [د ر ج] [] [ح ي ث] [] [ع ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فذرني و ذ ر | WZ̃R FZ̃RNY feƶernī mənə buraxın So leave Me
Fe,Zel,Re,Nun,Ye,
80,700,200,50,10,
REM – prefiksli bərpa hissəciyi
V – 2-ci şəxs kişi tək imperativ feli
PRON – 1-ci şəxs tək obyekt əvəzliyi
الفاء استئنافية
فعل أمر والياء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
ومن | WMN ve men heç kim and whoever
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
CONJ – prefiksli birləşmə wa (və)
REL – nisbi əvəzlik
الواو عاطفة
اسم موصول
يكذب ك ذ ب | KZ̃B YKZ̃B yukeƶƶibu inkar edir denies
Ye,Kef,Zel,Be,
10,20,700,2,
V – 3-cü şəxs kişi təki (forma II) qeyri-kamil fel
فعل مضارع
بهذا | BHZ̃Æ bihāƶā Bu this
Be,He,Zel,Elif,
2,5,700,1,
P – prefiksli ön söz bi
DEM – kişi tək nümayiş əvəzliyi
جار ومجرور
الحديث ح د ث | ḪD̃S̃ ÆLḪD̃YS̃ l-Hadīṧi söz Statement,
Elif,Lam,Ha,Dal,Ye,Se,
1,30,8,4,10,500,
N – cins kişi adı
اسم مجرور
سنستدرجهم د ر ج | D̃RC SNSTD̃RCHM senestedricuhum Biz onları tədricən yaxınlaşdıracağıq We will progressively lead them
Sin,Nun,Sin,Te,Dal,Re,Cim,He,Mim,
60,50,60,400,4,200,3,5,40,
FUT – prefiksli gələcək hissəcik sa
V – 1-ci şəxs cəm (forma X) qeyri-kamil fel
PRON – 3-cü şəxs kişi cəm obyekt əvəzliyi
حرف استقبال
فعل مضارع و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
من | MN min from
Mim,Nun,
40,50,
P – ön söz
حرف جر
حيث ح ي ث | ḪYS̃ ḪYS̃ Hayṧu yerdən where
Ha,Ye,Se,
8,10,500,
N – cins isim
اسم مجرور
لا | not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – mənfi hissəcik
حرف نفي
يعلمون ع ل م | ALM YALMWN yeǎ'lemūne nəyi bilmirlər they know.
Ye,Ayn,Lam,Mim,Vav,Nun,
10,70,30,40,6,50,
V – 3-cü şəxs kişi cəm qeyri-kamil feli
PRON – mövzu əvəzliyi
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل

Konu Başlığı: [68:35-47] Çelişkiler Koleksiyonu Hadis ve Fıkıh Kitapları

Abdulbaki Gölpınarlı : Artık sen, bu sözü yalanlayanı bırak bana, biz onları yavaş yavaş, hiç bilmedikleri yerden cehenneme çeker dururuz.
Adem Uğur : (Resûlüm!) Sen bu sözü (Kur'an'ı) yalan sayanı bana bırak (kendini üzme). Biz onları, bilmedikleri bir yönden yavaş yavaş azaba yaklaştırıyoruz.
Ahmed Hulusi : (Rasûlüm) artık beni ve bu olayı yalanlayanı (başbaşa) bırak! Onları hiç bilmedikleri yönden aşama aşama helâka götüreceğiz!
Ahmet Tekin : Bu sözü, Kur’ân’ı yalanlayanları bana bırak. Onları bilmedikleri, farkına varmadıkları yerlerden kademe kademe alçaltacağız, azâba yaklaştıracağız.
Ahmet Varol : Bu sözü yalanlayanı sen bana bırak. Biz onları bilmedikleri bir yönden yavaş yavaş (azaba) yaklaştıracağız.
Ali Bulaç : Artık bu sözü yalan sayanı sen Bana bırak. Biz onları, bilmeyecekleri bir yönden derece derece (azaba) yaklaştıracağız.
Ali Fikri Yavuz : O halde (Ey Rasûlüm), bu Kur’an’ı yalan sayanları bana bırak, (sen kalbini onlarla meşgul etme. Ben onların hakkından gelirim). Biz, onları, bilemiyecekleri yönden derece derece azaba yaklaştırırız; (Onlara sıhhat ve bol nimet veririz de, onu haklarında iyi zannederler. Halbuki o kâfirlere verdiğimiz bu mühletin sonu fecidir).
Azerice : Sonra bu hədisi inkar edənləri Mənə buraxın. Yavaş-yavaş onları bilmədikləri yerdən yaxınlaşdıracağıq.
Bekir Sadak : Kuran'i yalanlayanlari Bana birak; Biz onlari bilmedikleri yerden yavas yavas azaba yaklastiracagiz.
Celal Yıldırım : Artık bu sözü yalanlayanı bana bırak; biz, onları bilmedikleri cihetten kademe kademe sürükleyip (azaba) yaklaştırırız.
Diyanet İşleri : (Ey Muhammed!) Bu sözü (Kur’an’ı) yalanlayanlarla beni baş başa bırak. Biz onları bilemeyecekleri biçimde adım adım helâka yaklaştıracağız.
Diyanet İşleri (eski) : Kuran'ı yalanlayanları Bana bırak; Biz onları bilmedikleri yerden yavaş yavaş azaba yaklaştıracağız.
Diyanet Vakfi : (Resûlüm!) Sen bu sözü (Kur'an'ı) yalan sayanı bana bırak (kendini üzme). Biz onları, bilmedikleri bir yönden yavaş yavaş azaba yaklaştırıyoruz.
Edip Yüksel : Bu hadisi (sözü) yalanlayanla Beni başbaşa bırak. Onları, bilmedikleri yerden yavaş yavaş yaklaştıracağız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bu sözü yalanlayanı bana bırak. Onları bilmedikleri yönden derece derece azaba yaklaştıracağız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O halde Bana bırak bu sözü yalanlayanları! Biz onları bilmeyecekleri yönden derece derece azap uçurumuna yuvarlarız.
Elmalılı Hamdi Yazır : O halde bana bırak bu sözü tekzib edenleri, biz onları istidrac ile çıkarır, bilemiyecekleri cihetten yuvarlarız.
Fizilal-il Kuran : Bu sözü yalanlayanı bana bırak; onları bilmedikleri yerden derece derece azaba yaklaştıracağız.
Gültekin Onan : Artık bu sözü yalan sayanı sen bana bırak. Biz onları, bilmeyecekleri bir yönden derece derece (azaba) yaklaştıracağız.
Hakkı Yılmaz : O hâlde bu sözü/Kur’ân'ı yalanlayanları Bana bırak! Biz onları bilmedikleri yerden yakalayacağız.
Hasan Basri Çantay : Artık bu sözü yalan sayanları bana bırak. Biz onları, kendilerinin bilmeyecekleri bir cihetden, derece derece azaba yaklaşdırıyoruz.
Hayrat Neşriyat : (Ey Resûlüm!) Artık bu sözü (Kur’ân’ı) yalanlayanları bana bırak! Yakında onları, bilmedikleri yerden yavaş yavaş (azâba) yaklaştıracağız!
İbni Kesir : Bu sözü yalanlayanları Bana bırak. Biz; onları, kendilerinin bilmeyecekleri bir yönden derece derece azaba yaklaştıracağız.
İskender Evrenosoğlu : Artık bu sözü yalanlayan kişileri Bana bırak. Yakında onları bilmedikleri bir yerden tedricen (yavaş yavaş azaba) yaklaştıracağız.
Kalem : Sonra bu hədisi inkar edənləri Mənə buraxın. Yavaş-yavaş onları bilmədikləri yerdən yaxınlaşdıracağıq.
Muhammed Esed : O halde bu haberi yalanlayanları Bana bırak. Onları, ne olup bittiğini fark etmeyecekleri şekilde, yavaş yavaş alçaltacağız;
Ömer Nasuhi Bilmen : Artık bu kelâmı tekzîp edenleri bana bırak. Onları bilmedikleri bir taraftan derece derece (azaba) yaklaştıracağız.
Ömer Öngüt : Bu sözü yalan sayanlarla beni başbaşa bırak! Biz onları bilmeyecekleri bir cihetten derece derece azaba yaklaştıracağız.
Şaban Piriş : Bu sözü yalan sayanları bana bırak. Onları bilmedikleri bir yerden ağır ağır azaba yaklaştıracağız.
Suat Yıldırım : (44-45) O halde sen bu şerefli sözü, Kur’ân’ı yalan sayanı Bana bırak! Biz onları, bilmedikleri, farkına varmadıkları bir yerden, yavaş yavaş azaba yaklaştırırız. Ben onlara mühlet veriyorum! Doğrusu Ben’im düzenim, pek sağlamdır.
Süleyman Ateş : Bu sözü yalanlayanı bana bırak; onları bilmedikleri yerden derece derece (azâba) yaklaştıracağız.
Tefhim-ul Kuran : Artık bu sözü yalan sayanı sen bana bırak. Biz onları, bilmeyecekleri bir yönden derece derece (günahla yükletip azaba) yaklaştıracağız.
Ümit Şimşek : Bu sözü yalanlayanı Bana bırak. Onları ummadıkları yönden yavaş yavaş helâke yaklaştıracağız.
Yaşar Nuri Öztürk : Bu sözü yalanlayanla beni baş başa bırak. Onları, bilmedikleri yerden yakalayacağız.

Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}