» 45 / Câsiye  18:

Kuran Sırası: 45
İniş Sırası: 65
Casiye Suresi = Diz Çökme/Çöküs Suresi
ismini 28. ayetinde geçen casiye kelimesinden alir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37

45:18 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
sonra | sizi qoyduq | bitdi | şəriət | -dan | Sifarişimiz- | siz ona əməl edin | | uyğun | onların zövqünə | Xalq | | bilməyənlər |

S̃M CALNÆK AL ŞRYAT MN ÆLǼMR FÆTBAHÆ WLÆ TTBA ǼHWÆÙ ÆLZ̃YN YALMWN
ṧumme ceǎlnāke ǎlā şerīǎtin mine l-emri fettebiǎ'hā ve lā tettebiǎ' ehvā'e elleƶīne yeǎ'lemūne

ثُمَّ جَعَلْنَاكَ عَلَىٰ شَرِيعَةٍ مِنَ الْأَمْرِ فَاتَّبِعْهَا وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَ الَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. S̃M = ṧumme : sonra
2. CALNÆK = ceǎlnāke : sizi qoyduq
3. AL = ǎlā : bitdi
4. ŞRYAT = şerīǎtin : şəriət
5. MN = mine : -dan
6. ÆLǼMR = l-emri : Sifarişimiz-
7. FÆTBAHÆ = fettebiǎ'hā : siz ona əməl edin
8. WLÆ = ve lā :
9. TTBA = tettebiǎ' : uyğun
10. ǼHWÆÙ = ehvā'e : onların zövqünə
11. ÆLZ̃YN = elleƶīne : Xalq
12. LÆ = lā :
13. YALMWN = yeǎ'lemūne : bilməyənlər
sonra | sizi qoyduq | bitdi | şəriət | -dan | Sifarişimiz- | siz ona əməl edin | | uyğun | onların zövqünə | Xalq | | bilməyənlər |

[] [CAL] [] [ŞRA] [] [ÆMR] [TBA] [] [TBA] [HWY] [] [] [ALM]
S̃M CALNÆK AL ŞRYAT MN ÆLǼMR FÆTBAHÆ WLÆ TTBA ǼHWÆÙ ÆLZ̃YN YALMWN

ṧumme ceǎlnāke ǎlā şerīǎtin mine l-emri fettebiǎ'hā ve lā tettebiǎ' ehvā'e elleƶīne yeǎ'lemūne
ثم جعلناك على شريعة من الأمر فاتبعها ولا تتبع أهواء الذين لا يعلمون

[] [ج ع ل] [] [ش ر ع] [] [ا م ر] [ت ب ع] [] [ت ب ع] [ه و ي] [] [] [ع ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
جعلناك ج ع ل | CAL CALNÆK ceǎlnāke sizi qoyduq We put you
على | AL ǎlā bitdi on
شريعة ش ر ع | ŞRA ŞRYAT şerīǎtin şəriət an ordained way
من | MN mine -dan of
الأمر ا م ر | ÆMR ÆLǼMR l-emri Sifarişimiz- "the matter;"
فاتبعها ت ب ع | TBA FÆTBAHÆ fettebiǎ'hā siz ona əməl edin so follow it
ولا | WLÆ ve lā and (do) not
تتبع ت ب ع | TBA TTBA tettebiǎ' uyğun follow
أهواء ه و ي | HWY ǼHWÆÙ ehvā'e onların zövqünə (the) desires
الذين | ÆLZ̃YN elleƶīne Xalq (of) those who
لا | (do) not
يعلمون ع ل م | ALM YALMWN yeǎ'lemūne bilməyənlər know.
sonra | sizi qoyduq | bitdi | şəriət | -dan | Sifarişimiz- | siz ona əməl edin | | uyğun | onların zövqünə | Xalq | | bilməyənlər |

[] [CAL] [] [ŞRA] [] [ÆMR] [TBA] [] [TBA] [HWY] [] [] [ALM]
S̃M CALNÆK AL ŞRYAT MN ÆLǼMR FÆTBAHÆ WLÆ TTBA ǼHWÆÙ ÆLZ̃YN YALMWN

ṧumme ceǎlnāke ǎlā şerīǎtin mine l-emri fettebiǎ'hā ve lā tettebiǎ' ehvā'e elleƶīne yeǎ'lemūne
ثم جعلناك على شريعة من الأمر فاتبعها ولا تتبع أهواء الذين لا يعلمون

[] [ج ع ل] [] [ش ر ع] [] [ا م ر] [ت ب ع] [] [ت ب ع] [ه و ي] [] [] [ع ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – əlaqələndirici birləşmə
حرف عطف
جعلناك ج ع ل | CAL CALNÆK ceǎlnāke sizi qoyduq We put you
Cim,Ayn,Lam,Nun,Elif,Kef,
3,70,30,50,1,20,
V – 1-ci şəxs cəm mükəmməl feli
PRON – mövzu əvəzliyi
PRON – 2-ci şəxs kişi tək obyekt əvəzliyi
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
على | AL ǎlā bitdi on
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – ön söz
حرف جر
شريعة ش ر ع | ŞRA ŞRYAT şerīǎtin şəriət an ordained way
Şın,Re,Ye,Ayn,Te merbuta,
300,200,10,70,400,
N – qadın cinsi qeyri-müəyyən isim
اسم مجرور
من | MN mine -dan of
Mim,Nun,
40,50,
P – ön söz
حرف جر
الأمر ا م ر | ÆMR ÆLǼMR l-emri Sifarişimiz- "the matter;"
Elif,Lam,,Mim,Re,
1,30,,40,200,
N – cins kişi adı
اسم مجرور
فاتبعها ت ب ع | TBA FÆTBAHÆ fettebiǎ'hā siz ona əməl edin so follow it
Fe,Elif,Te,Be,Ayn,He,Elif,
80,1,400,2,70,5,1,
REM – prefiksli bərpa hissəciyi
V – 2-ci şəxs kişi təki (forma VIII) imperativ feli
PRON – 3-cü şəxs qadın tək obyekt əvəzliyi
الفاء استئنافية
فعل أمر و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
ولا | WLÆ ve lā and (do) not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefiksli birləşmə wa (və)
NEG – mənfi hissəcik
الواو عاطفة
حرف نفي
تتبع ت ب ع | TBA TTBA tettebiǎ' uyğun follow
Te,Te,Be,Ayn,
400,400,2,70,
V – 2-ci şəxs kişi tək (forma VIII) qeyri-kamil fel, jussiv əhval
فعل مضارع مجزوم
أهواء ه و ي | HWY ǼHWÆÙ ehvā'e onların zövqünə (the) desires
,He,Vav,Elif,,
,5,6,1,,
N – ittihamedici kişi cəm isim
اسم منصوب
الذين | ÆLZ̃YN elleƶīne Xalq (of) those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – kişi cəm nisbi əvəzlik
اسم موصول
لا | (do) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – mənfi hissəcik
حرف نفي
يعلمون ع ل م | ALM YALMWN yeǎ'lemūne bilməyənlər know.
Ye,Ayn,Lam,Mim,Vav,Nun,
10,70,30,40,6,50,
V – 3-cü şəxs kişi cəm qeyri-kamil feli
PRON – mövzu əvəzliyi
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل

Konu Başlığı: [45:6-22] Kuran'dan Başka Hangi Hadis?

Abdulbaki Gölpınarlı : Sonra seni, dîne âit bir şerîata sâhip ettik, artık uy ona ve bilmeyenlerin dileklerine uyma.
Adem Uğur : Sonra da seni din konusunda bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy; bilmeyenlerin isteklerine uyma.
Ahmed Hulusi : Sonra biz seni, hükmümüzle oluşmuş şartlarla meydana getirdik! Ona uy, (Hakikati, Dini) bilmeyenlerin hevâlarına (bedensellikten kaynaklanan heves ve düşüncelerine) tâbi olma!
Ahmet Tekin : Bir de, seni, din, devlet, ekonomi, sosyal ve ferdî hayat ile ilgili bir şeriatı öğretmeye, yaşamaya, uygulamaya, benimsetmeye memur olarak hazırlayıp görevlendirdik. Bilmeyenlerin, bilgi toplumu olmayanların şahsî arzu ve ihtiraslarına, bâtıla uyma.
Ahmet Varol : Sonra seni de bu işte bir şeriat üzere kıldık. Ona uy ve bilmeyenlerin arzularına uyma.
Ali Bulaç : Sonra seni de bu emirden bir şeriat üzerine kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin heva (istek ve tutku)larına uyma.
Ali Fikri Yavuz : Sonra (Ey Rasûlüm), seni dinden bir yol (şeriat) üzere görevli kıldık. Onun için sen o şeriata uy da, ilmi olmıyanların arzu ve isteklerine tabi olma.
Azerice : Sonra səni hökmlərdən açıq-aydın bir şəriət sahibi etdik. Beləliklə, izləyin! Bilməyənlərin istəklərinə uymayın.
Bekir Sadak : Sonra seni de din konusunda bir seriat sahibi kildik, ona uy; bilmeyenlerin heveslerine uyma.
Casiye : Sonra səni hökmlərdən açıq-aydın bir şəriət sahibi etdik. Beləliklə, izləyin! Bilməyənlərin istəklərinə uymayın.
Celal Yıldırım : Sonra da (din ve dünya) işinde seni ayrı bir şeriat üzere görevlendirdik. Artık sen o şeriata uy; bilmeyenlerin heveslerine uyma !.
Diyanet İşleri : Sonra da seni din işi konusunda açık bir yola koyduk. Sen ona uy, bilmeyenlerin heva ve heveslerine uyma.
Diyanet İşleri (eski) : Sonra seni de din konusunda bir şeriat sahibi kıldık, ona uy; bilmeyenlerin heveslerine uyma.
Diyanet Vakfi : Sonra da seni din konusunda bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy; bilmeyenlerin isteklerine uyma.
Edip Yüksel : Sonra sana da din konusunda bir yasa verdik; sen ona uymalısın, bilmeyenlerin keyfine uyma.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sonra (Ey Muhammed) seni din hususunda apaçık bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy, bilmeyenlerin hevâ ve heveslerine uyma.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sonra emirden (olan) bir şeriat ile seni vazifelendirdik; onun için sen o şeriata uy da, ilmi olmayanların arzularına uyma!
Elmalılı Hamdi Yazır : Sonra emirden bir şerîat üzere seni me'mur kıldık, onun için sen o şerîate ittiba' eyle de ılmi olmıyanların hevalarına uyma
Fizilal-il Kuran : Sonra ey Muhammed! Sana da insanların uyacakları bir hayat sistemi (şeriat) verdik. Sen ona uy, bilmeyenlerin arzularına uyma.
Gültekin Onan : Sonra seni de bu buyruktan bir şeriat üzerine kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin hevalarına uyma.
Hakkı Yılmaz : Sonra da seni Allah'ın Kendine özgü işlerinden apaçık bir yol haritası/ toplu yaşam ilkeleri sahibi yaptık. Artık sen, ona uy, bilmeyen kimselerin boş-iğreti arzularına uyma.
Hasan Basri Çantay : Sonra (Habîbim) seni de (dîn) emr (in) den bir şeriatın üstüne me'mur kıldık. O halde sen ona tâbi' ol. Bilmezlerin hevâ (ve heves) lerine uyma.
Hayrat Neşriyat : Sonra da seni o emir hakkında (din husûsunda) bir şeriat (bir yol ve usûl) üzerinde kıldık. Artık (sen) ona tâbi' ol; ve bilmeyenlerin (nefsânî) arzularına uyma!
İbni Kesir : Sonra seni de emirden bir şeriat üzere kıldık. Öyleyse sen; ona uy, sakın bilmeyenlerin heveslerine uyma.
İskender Evrenosoğlu : Sonra seni, emirde (Allah'ın emrinde) şeriat üzere kıldık. Öyleyse ona (o şeriate) tâbî ol! Ve bilmeyenlerin hevalarına uyma!
Muhammed Esed : Ve son olarak (ey Muhammed,) seni (imanın) hedefini gerçekleştireceğin bir yola koyduk. O halde bu (yolu) izle ve (hakikati) bilmeyenlerin boş arzu ve heveslerine uyma.
Ömer Nasuhi Bilmen : Sonra seni (din) emrinden bir şeriat üzerine (memur) kıldık. Artık sen ona tâbi ol, bilmezler olanların hevâlarına tâbi olma.
Ömer Öngüt : Resulüm! Seni de din hususunda bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy, bilmeyenlerin heveslerine uyma.
Şaban Piriş : Sonra sana da, emrimiz ile bir yol gösterdik. Ona uy. Bilmeyenlerin heveslerine uyma.
Suat Yıldırım : Sonra din işinde, seni ayrı bir şeriat yoluna koyduk. Sen ona tâbi ol, gerçeği bilmeyenlerin keyiflerine uyma.
Süleyman Ateş : Sonra seni de buyruk(umuz)dan bir şeriate (bir hukuk düzenine) koyduk. Sen ona uy, bilmeyenlerin keyiflerine uyma.
Tefhim-ul Kuran : Sonra seni de bu emirden bir şeriat üzerinde kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin heva (istek ve tutku)larına uyma.
Ümit Şimşek : Biz seni dinde geniş bir yol üzere kıldık. Artık ona tâbi ol; bilmeyenlerin heveslerine uyma.
Yaşar Nuri Öztürk : Daha sonra seni, iş ve yönetimde bir şerîat/bir yol, yöntem üzerine koyduk. Artık ona uy! Bilmeyenlerin keyifleri ardınca gitme!

Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}