| Hasan Basri Çantay Meali |
|
| 1: Güneş dürül (üb söndürül) düğü zaman, | |
| 2: Yıldızlar (kararıb) düşdüğü zaman, | |
| 3: Dağlar (yer yüzünden koparılıb) yürütüldüğü zaman, | |
| 4: Gebe develer (başı boş) salıverildiği zaman, | |
| 5: Vahşî hayvanlar bir araya toplandığı zaman, | |
| 6: Denizler ateşlendiği zaman, | |
| 7: Ruuhlar çiftleşdiği zaman, | |
| 8: (8-9) Diri diri gömülen kızın hangi suç (ların) dan dolayı öldürüldüğü sorulduğu zaman, | |
| 10: (Amel) defterler (i) açılıb yayıldığı zaman, | |
| 11: Gök (yerinden) koparıldığı zaman, | |
| 12: O alevli ateş (cehernem) daha ziyâde kızışdırıldığı zaman, | |
| 13: Cennet (mü'minlere) yaklaşdırıldığı zaman, | |
| 14: (her) nefs ne hazırlamışsa (artık hepsini görüb) bilmişdir (bilecekdir.) | |
| 15: (Demek ki hakıykat, ey kâfirler, sizin dediğiniz gibi değildir). Andederim o (geceleri) geri dön (üb aydınlık neşr eden), | |
| 16: Akıb akıb yuvalarına giden (yıldız) lara, | |
| 17: Karanlığa yöneldiği zaman geceye, | |
| 18: Nefeslendiği dem sabaha ki, | |
| 19: Şüphesiz, muhakkak o (Kur'an) çok şerefli bir elçinin (getirdiği) kelâmdır. | |
| 20: (Bir elçi ki) çetin bir kudrete mâliktir. Arşın saahibi (olan Allah) nezdinde çok i'tibarlıdır. | |
| 21: Orada kendisine itaat olunandır, bir emindir. | |
| 22: Sizin saahibiniz bir mecnun değil. | |
| 23: Andolsun ki O (saahibiniz) onu apaçık ufukda görmüşdür. | |
| 24: O gaybden dolayı asla suçlu da değildir. | |
| 25: O (Kur'an) da taşlanmış (koğulmuş) bir şeytanın sözü değil. | |
| 26: O halde nereye gidiyorsunuz? | |
| 27: (27-28) O, aalemler için, (hele) sizden doğruluk isteyenler için bir öğüdden başkası değildir. | |
| 29: (Bununla beraber o doğruluğu) âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince siz dileyemezsiniz. | |