| Hayrat Neşriyat Meali | 	
	  |  
 | 1: Güneş, tekvîr edildiği (dürüldüğü, nûru nârından ayrıldığı, ışığı giderildiği) zaman! | 	  |  
 | 2: Ve yıldızlar, (karartılarak) döküldüğü zaman! | 	  |  
 | 3: Ve dağlar, yürütüldüğü zaman! | 	  |  
 | 4: Ve yüklü develer, başıboş bırakıldığı zaman! | 	  |  
 | 5: Vahşi hayvanlar, bir araya toplandığı zaman! | 	  |  
 | 6: Denizler, tutuşturulduğu zaman! | 	  |  
 | 7: Nefisler, birleştirildiği (ruhlar, bedenlerle bir araya getirildiği) zaman! | 	  |  
 | 8: (8-9) Diri diri toprağa gömülen kıza, hangi günahtan dolayı öldürüldüğü sorulduğu zaman! | 	  |  
 | 10: Sayfalar (amel defterleri), açıldığı zaman! | 	  |  
 | 11: Gökyüzü, (yerinden sökülüp) koparıldığı zaman! | 	  |  
 | 12: Cehennem, iyice alevlendirildiği zaman! | 	  |  
 | 13: Cennet, yaklaştırıldığı zaman! | 	  |  
 | 14: Her nefis, (hayır ve şer) ne hazırlamış olduğunu bilecektir! | 	  |  
 | 15: (15-16) Artık yemîn ederim, (yörüngesini tamamlayıp) geri dönen o yıldızlara; o akıp akıp (gün ışıdığında) gizlenenlere! | 	  |  
 | 17: Kararmaya başladığı zaman, geceye! | 	  |  
 | 18: Nefes aldığı (ağarmaya yüz tuttuğu) vakit, sabaha! | 	  |  
 | 19: Şübhesiz o (Kur’ân), elbette çok şerefli bir elçinin (Cebrâîl’in, vahiyden ibâret)sözüdür! | 	  |  
 | 20: (O elçi) pek kuvvetlidir; arşın sâhibi (Allah’ın) katında çok i'tibarlıdır. | 	  |  
 | 21: (O Cibrîl,) orada (melekler tarafından kendisine) itâat edilendir; (vahiy husûsunda)çok güvenilendir! | 	  |  
 | 22: Arkadaşınız (Muhammed) ise mecnun değildir! | 	  |  
 | 23: And olsun ki, onu (Cebrâîl’i) apaçık, ufukta gördü. | 	  |  
 | 24: Ve o, gayb hakkında cimri değildir (aldığı vahyi aynen teblîğ eder)! | 	  |  
 | 25: O (Kur’ân) da, kovulmuş şeytanın sözü değildir! | 	  |  
 | 26: O hâlde (ondan yüz çevirip) nereye gidiyorsunuz? | 	  |  
 | 27: (27-28) O, ancak âlemler için, (ve) içinizden dosdoğru olmak isteyenler için bir nasîhattir! | 	  |  
 | 29: Fakat, âlemlerin Rabbi olan Allah (size dileme kabiliyetini vermeyi) dilemedikçe, siz dileyemezsiniz! | 	  |