P – ön söz PRON – 3-cü şəxs kişi tək obyekt əvəzliyi جار ومجرور
إلا
|
ÎLÆ
illā
lakin
but
,Lam,Elif, ,30,1,
RES – məhdudlaşdırıcı hissəcik أداة حصر
جعلته
ج ع ل | CAL
CALTH
ceǎlethu
o bunu edirdi
it made it
Cim,Ayn,Lam,Te,He, 3,70,30,400,5,
V – 3-cü şəxs qadın tək mükəmməl feli PRON – 3-cü şəxs kişi tək obyekt əvəzliyi فعل ماض والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
كالرميم
ر م م | RMM
KÆLRMYM
kārramīmi
küllü
like disintegrated ruins.
Kef,Elif,Lam,Re,Mim,Ye,Mim, 20,1,30,200,40,10,40,
P – prefiksli ön söz ka N – kişi cinsi cinsi isim جار ومجرور
Konu Başlığı: [51:38-46] Musa, Ad, Semud ve Nuh Halkı
Abdulbaki Gölpınarlı : Nereden geçmiş, neye dokunmuşsa orasını ve o şeyi çürümüş kemiğe döndürmüştü.
Adem Uğur : Üzerinden geçtiği şeyi canlı bırakmıyor, onu kül edip savuruyordu.
Ahmed Hulusi : Üzerine geldiği hiçbir şeyi ayakta bırakmıyor, onu un ufak kılıyordu!
Ahmet Tekin : Üzerinden geçtiği hiçbir şeyi canlı bırakmıyor, kül haline getiriyordu.
Ahmet Varol : Üzerinden geçtiği hiçbir şey bırakmaksızın hepsini kül gibi ediyordu.
Ali Bulaç : Üzerinden geçtiği hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka çürütüp kül gibi dağıtıyordu.
Ali Fikri Yavuz : Öyle bir rüzgâr ki, uğradığı bir şeyi bırakmıyor, mutlak onu kül gibi savuruyordu.
Azerice : Hara getdisə, onu çürük zibilliyə çevirdi.
Bekir Sadak : (41-42) Ad milletinin basindan gecende de ibret vardir: Onlarin uzerine, ugradigi her seyi birakmayip toza ceviren kuru bir ruzgar gonderdik.
Celal Yıldırım : (Kasırga) nerenin üzerine uğradıysa mutlaka orayı kül haline çeviriyordu.
Diyanet İşleri : Üzerine uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu kül ediyordu.
Diyanet İşleri (eski) : (41-42) Ad milletinin başından geçende de ibret vardır: Onların üzerine, uğradığı her şeyi bırakmayıp toza çeviren kuru bir rüzgar gönderdik.
Diyanet Vakfi : Üzerinden geçtiği şeyi canlı bırakmıyor, onu kül edip savuruyordu.
Edip Yüksel : Rastgeldiği her şeyi toz toprağa çeviriyordu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : (O rüzgar) uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu çürütüp kül gibi ediyordu.
Elmalılı Hamdi Yazır : Uğradığı bir şey'i bırakmıyor, mutlak onu çürütüp kül gibi ediyordu
Fizilal-il Kuran : Üzerinden geçtiği şeyi canlı bırakmıyor, onu kül edip savuruyordu.
Gültekin Onan : Üzerinden geçtiği hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka çürütüp kül gibi dağıtıyordu.
Hakkı Yılmaz : (41,42) Âd'da da alâmetler/ göstergeler vardır. Bir zaman Biz onların üzerine, uğradığı her şeyi bırakmayan, sadece onu kül gibi yapan, sonsuz bırakan bir rüzgâr gönderdik.
Hasan Basri Çantay : (Öyle bir rüzgâr ki) her uğradığı şey'i (yerinde) bırakmıyor, mutlakaa onu kül gibi savuruyordu.
Hayrat Neşriyat : (O,) üzerinden geçtiği hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu toz gibi ediyordu!
İbni Kesir : İsabet ettiği şeyi bırakmayıp toza çeviriyordu.
İskender Evrenosoğlu : (O rüzgâr), üzerinden geçtiği (hiç)bir şeyi bırakmayarak, mutlaka kül gibi toz haline getirdi.
Muhammed Esed : (bu kasırga) geçtiği yerde hiçbir şey bırakmadı ve (her şeyi) çürümüş kemiklere benzetti.
Ömer Nasuhi Bilmen : (41-42) Ve Âd (kavminin kıssasında da (ibret vardır). O vakit ki, onların üzerine faidesiz, muzır rüzgarı gönderdik. Üzerine her uğradığı şeyi bırakmıyordu, illâ ki, onu çürümüş bir kül gibi kılmış oluyordu.
Ömer Öngüt : Üzerinden geçtiği şeyi canlı bırakmıyor, onu kül edip savuruyordu.
Şaban Piriş : Dokunduğu her şeyi çürük kemik gibi yapmıştı.
Suat Yıldırım : Bu rüzgâr, uğradığı her şeyi derhal kül gibi savuruyordu.
Süleyman Ateş : Üzerinden geçtiği hiçbir şeyi bırakmıyor, onu kül gibi ediyordu.
Tefhim-ul Kuran : Üzerinden geçtiği her şeyi (olduğu gibi) bırakmıyor, mutlaka onu çürütüp kül gibi dağıtıyordu.
Ümit Şimşek : Bir rüzgâr ki, dokunduğu herşeyi küle çeviriyordu.
Yaşar Nuri Öztürk : Üzerinden geçtiği her şeyi kül haline getirmeden bırakmıyordu.
Zariyat : Hara getdisə, onu çürük zibilliyə çevirdi.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]