REM – prefiksli bərpa hissəciyi T – zaman zərfi الفاء استئنافية ظرف زمان
رأوه
ر ا ي | RÆY
RǼWH
raevhu
onu görəndə
they saw it
Re,,Vav,He, 200,,6,5,
V – 3-cü şəxs kişi cəm mükəmməl feli PRON – mövzu əvəzliyi PRON – 3-cü şəxs kişi tək obyekt əvəzliyi فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
عارضا
ع ر ض | ARŽ
AÆRŽÆ
ǎāriDan
böyük bir buludda
(as) a cloud
Ayn,Elif,Re,Dad,Elif, 70,1,200,800,1,
"N – ittihamedici kişi qeyri-müəyyən fəal iştirakçı → Bulud" اسم منصوب
مستقبل
ق ب ل | GBL
MSTGBL
musteḳbile
tərəf gəlir
approaching
Mim,Sin,Te,Gaf,Be,Lam, 40,60,400,100,2,30,
N – ittihamedici kişi (forma X) fəal iştirakçı اسم منصوب
أوديتهم
و د ي | WD̃Y
ǼWD̃YTHM
evdiyetihim
dərələrə
their valleys,
,Vav,Dal,Ye,Te,He,Mim, ,6,4,10,400,5,40,
N – cins kişi cəm isim PRON – 3-cü şəxs kişi cəm yiyəsi əvəzliyi اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
قالوا
ق و ل | GWL
GÆLWÆ
ḳālū
onlar dedilər
they said,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif, 100,1,30,6,1,
V – 3-cü şəxs kişi cəm mükəmməl feli PRON – mövzu əvəzliyi فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
هذا
|
HZ̃Æ
hāƶā
Bu
"""This"
He,Zel,Elif, 5,700,1,
DEM – kişi tək nümayiş əvəzliyi اسم اشارة
عارض
ع ر ض | ARŽ
AÆRŽ
ǎāriDun
buluddur
(is) a cloud
Ayn,Elif,Re,Dad, 70,1,200,800,
"N – nominativ kişi qeyri-müəyyən aktiv iştirakçı → Bulud" اسم مرفوع
ممطرنا
م ط ر | MŦR
MMŦRNÆ
mumTirunā
üstümüzə yağış yağdıracaq
"bringing us rain."""
Mim,Mim,Tı,Re,Nun,Elif, 40,40,9,200,50,1,
"N – nominativ kişi (forma IV) aktiv iştirakçı → Yağış PRON – 1-ci şəxs cəm yiyəsi əvəzliyi" اسم مرفوع و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بل
|
BL
bel
Yox
Nay,
Be,Lam, 2,30,
RET – geri çəkilmə hissəciyi حرف اضراب
هو
|
HW
huve
o
it
He,Vav, 5,6,
PRON – 3-cü şəxs kişi tək şəxs əvəzliyi ضمير منفصل
V – 2-ci şəxs kişi cəm (forma X) mükəmməl fel PRON – mövzu əvəzliyi فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
به
|
BH
bihi
onun
you were asking it to be hastened,
Be,He, 2,5,
P – prefiksli ön söz bi PRON – 3-cü şəxs kişi tək şəxs əvəzliyi جار ومجرور
ريح
ر و ح | RWḪ
RYḪ
rīHun
küləkdir
a wind
Re,Ye,Ha, 200,10,8,
N – nominativ qadın qeyri-müəyyən isim اسم مرفوع
فيها
|
FYHÆ
fīhā
aşkar
in it
Fe,Ye,He,Elif, 80,10,5,1,
P – ön söz PRON – 3-cü şəxs qadın tək obyekt əvəzliyi جار ومجرور
عذاب
ع ذ ب | AZ̃B
AZ̃ÆB
ǎƶābun
əzab
(is) a punishment
Ayn,Zel,Elif,Be, 70,700,1,2,
N – nominativ kişi qeyri-müəyyən isim اسم مرفوع
أليم
ا ل م | ÆLM
ǼLYM
elīmun
acınacaqlı
painful,
,Lam,Ye,Mim, ,30,10,40,
ADJ – nominativ kişi tək qeyri-müəyyən sifət صفة مرفوعة
Konu Başlığı: [46:21-28] Hud
Abdulbaki Gölpınarlı : O bulutun, vâdilerine doğru gelmekte olduğunu görünce bu demişlerdi, bize yağmur getiren bulut. Hayır, o, çarçabuk gelmesini istediğiniz şey, bir yel ki onda elemli bir azap var.
Adem Uğur : Nihayet onu, vâdilerine doğru yayılan bir bulut şeklinde görünce: Bu bize yağmur yağdıracak yaygın bir buluttur, dediler. Hayır! O, sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir. İçinde acı azap bulunan bir rüzgârdır!
Ahkaf : Onlar onu vadilərinə doğru gələn sıx bir bulud kimi gördükdə: “Bu, bizə yağış yağdıran bir buluddur” dedilər. onlar dedilər. "Xeyr! Dərhal gəlmək istədiyin şeydir; ağrılı bir əzab gətirən küləkdir."
Ahmed Hulusi : Ne vakit onu (tehdit olundukları azabı) vadilerine yönelmiş geniş bir bulut olarak gördüler, dediler ki: "Bu bize yağmur indirecek bir buluttur. " Hayır, o kendisini acele istediğinizdir! (O) içinde feci bir azap olan rüzgârdır.
Ahmet Tekin : O azâbı, vâdilerine doğru ansızın yayılan, akan bir bulut halinde gördükleri zaman:
'Bu, bize yağmur yağdıracak, ufukta beliren bir buluttur.' dediler. Hûd ise:
'O, sizin küstahça acele gelmesini istediğiniz şeydir. O, içinde can yakıp inleten müthiş azap olan bir rüzgârdır.'dedi.
Ahmet Varol : Derken onu vadilerine yönelerek gelen geniş bir bulut olarak gördüklerinde: 'Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur' dediler. 'Hayır o çarçabuk gelmesini istediğiniz şeydir. İçinde acıklı azap bulunan bir rüzgar.
Ali Bulaç : Derken, onu (azabı) vadilerine doğru yönelerek gelen bir bulut şeklinde gördükleri zaman, "Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur" dediler. Hayır, o, kendisi için acele ettiğiniz şeydir. Bir rüzgar; onda acı bir azab vardır.
Ali Fikri Yavuz : Vakta ki, o korkutuldukları azabı, (bulundukları) vadilerine doğru gelen bir bulut halinde gördüler, dediler ki: “- Bu, ufukta beliren bir bulut; bize yağmur yağdıracak.” (Hûd Aleyhisselâm, onlara şöyle dedi) “- Hayır, o, sizin acele istediğiniz şey. Bir rüzgâr ki, onda çok acıklı bir azab vardır.
Azerice : Onlar onu vadilərinə doğru gələn sıx bir bulud kimi gördükdə: “Bu, bizə yağış yağdıran bir buluddur” dedilər. onlar dedilər. "Xeyr! Dərhal gəlmək istədiyin şeydir; ağrılı bir əzab gətirən küləkdir."
Bekir Sadak : (24-25) O azabin, yayilarak vadilerine dogru yoneldigini gorduklerinde: «Bu yaygin bulut bize yagmur yagdiracaktir» dediler. Hud: «Hayir, o, acele beklediginiz seydir; can yakici azap veren bir ruzgardir; Rabbinin buyrugu ile her seyi yok eder» dedi. Bunun uzerine evlerinin harabelerinden baska bir sey gorunmez oldu. Biz, suclu milleti iste boyle cezalandiririz.
Celal Yıldırım : Onlar, vadilerine doğru enine yayılıp gelen bir bulut görünce, «bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur,» dediler. O, «hayır, o sizin acele istediğiniz şeydir; içinde elem verici azabı taşıyan bir rüzgârdır;
Diyanet İşleri : O azabı vadilerine doğru yayılan bir bulut olarak gördüklerinde, “Bu, bize yağmur getiren bir buluttur” dediler. Hûd, “Hayır, o sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir. İçinde elem dolu azabın bulunduğu bir rüzgârdır” dedi.
Diyanet İşleri (eski) : O azabın, yayılarak vadilerine doğru yöneldiğini gördüklerinde: 'Bu yaygın bulut bize yağmur yağdıracaktır' dediler. Hud: 'Hayır, o, acele beklediğiniz şeydir; can yakıcı azap veren bir rüzgardır; Rabbinin buyruğu ile her şeyi yok eder' dedi. Bunun üzerine evlerinin harabelerinden başka bir şey görünmez oldu. Biz, suçlu milleti işte böyle cezalandırırız.
Diyanet Vakfi : Nihayet onu, vâdilerine doğru yayılan bir bulut şeklinde görünce: Bu bize yağmur yağdıracak yaygın bir buluttur, dediler. Hayır! O, sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir. İçinde acı azap bulunan bir rüzgârdır!
Edip Yüksel : Nihayet onun yayılarak vadilerine yönelmiş olduğunu gördüklerinde, 'Bu, bize yağmur yağdıracak bir buluttur,' dediler. Hayır, bu sizin gelmesi için meydan okuduğunuz acı bir azaba sahip bir fırtınadır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O azabı, vadilerine doğru yayılan bir bulut halinde gördükleri zaman: «Bu bize yağmur yağdıracak yaygın bir buluttur.» dediler. Hud ise: «O sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir. O bir rüzgârdır ki, içerisinde acı bir azab vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Derken onu vadilerine doğru gelen bir bulut halinde gördüklerinde: «Bu, bize yağmur yağdıracak ufukta beliren bir buluttur.» dediler. O ise: «Hayır, o, sizin çabuk gelmesini istediğiniz şeydir; içinde acıklı bir azap bulunan bir rüzgardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Derken vaktâ ki onu vadîlerine karşı gelen bir bulut halinde gördüler, bu, dediler: bir ârız (ufukta beliren bir bulut) bize yağmur yağdıracak, hayır, o sizin acele istediğiniz şey: bir rüzgâr ki onda çok acıklı bir azâb var
Fizilal-il Kuran : Nihayet azabın ufukta geniş bir bulut halinde vadilerine doğru geldiğini görünce «Bu, bize yağmur yağdıracak bir buluttur» dediler. Hayır, o sizin acele gelmesini istediğiniz şey, içinde acı azab bulunan bir rüzgardır.
Gültekin Onan : Derken, onu (azabı) vadilerine doğru yönelerek gelen bir bulut şeklinde gördükleri zaman, "Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur" dediler. Hayır, o, kendisi için acele ettiğiniz şeydir. Bir rüzgar; onda acı bir azab vardır.
Hakkı Yılmaz : (24,25) "Sonunda onu, vadilerine doğru gelen geniş bir bulut hâlinde gördüklerinde: “Ha işte! Bu, bize yağmur getirecek bir bulut!” dediler, Hayır, aksine o, çabuklaştırmaya çalıştığınız şeyin ta kendisi; Rabbinin emriyle her şeyi yerle bir eden, içinde acıklı bir azap olan rüzgâr... Sonunda o hâle geldiler ki, konutlarından başka hiçbir şey görünmüyordu. Biz, günahkârlar topluluğunu işte böyle cezalandırırız. "
Hasan Basri Çantay : Artık vaktaki onu, vadilerine yönelerek gelen bir bulut haalinde, görmüşlerdi. Dediler ki: «Bu, bize yağmur verici bir bulutdur». (Hûd) »Hayır, (dedi), bu, çarçabuk gelmesini istediğiniz şeydir, rüzgârdır ki onda elem verici bir azâb vardır».
Hayrat Neşriyat : Nihâyet onu (o azâbı) vâdilerine doğru gelen bir bulut hâlinde görünce: 'Bu (olsa olsa) bize yağmur yağdırıcı bir buluttur!' dediler. (Hûd dedi ki:) 'Hayır! O, kendisini acele istediğiniz şeydir! İçinde (pek) elemli bir azab bulunan bir rüzgârdır!'
İbni Kesir : Onu, vadilerine doğru yayılan bir bulut şeklinde görünce dediler ki: Bu; bize yağmur getirecek büyük bir buluttur. Hayır o, acelece beklediğiniz şey, bir rüzgardır ki içinde elem verici azab vardır.
İskender Evrenosoğlu : Fakat onu (azabı) vadilerine doğru yönelen bulutu gördükleri zaman, “Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur.” dediler. Hayır o, kendisini acele istediğiniz şey, içinde elîm azap olan bir rüzgârdır (fırtınadır).
Muhammed Esed : Sonuçta yoğun bir bulutun vadilerine doğru yaklaştığını fark ettiklerinde, "Bu, bize (bereketli) bir yağmur getirecek olan buluttur!" diye haykırdılar. (Ama Hud,) "Hayır," dedi, "o, sizin (bu kadar müstehzi şekilde) çabuklaşmasını istediğiniz acıklı azabı haber veren bir rüzgardır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Vaktâ ki, onu kendi derelerine karşı gelen bir bulut halinde gördüler. Dediler ki: «İşte bu, bize yağmur yağdırıcı bir buluttur.» «Hayır. O, kendisini alelacele istediğiniz şeydir, bir rüzgardır, onda bir acıklı azab vardır.»
Ömer Öngüt : Nihayet o azabın, geniş bir bulut halinde vâdilerine doğru yayılarak geldiğini görünce: "Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur. " dediler. Hayır! O, sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir. İçinde elem verici azabı taşıyan bir rüzgardır.
Şaban Piriş : Azabın, bir bulut halinde vadilerine doğru gelişini gördükleri zaman: -Bu, bize yağmur getirecek bir bulut! demişlerdi. -Hayır. O, acele gelmesini istediğiniz şeydir. İçinde acı bir azap olan rüzgardır!
Suat Yıldırım : (24-25) Vaktâ ki, bildirilen azabı, vâdilerine doğru enlemesine yayılarak ilerleyen bir bulut halinde görünce: "Bu, dediler, bize yağmur getiren bir bulut!" Hûd: "Hayır, dedi, bu, sizin gelmesi için acele edip durduğunuz şeydir, yani can yakıcı azap taşıyan bir rüzgârdır! Rabbinin izniyle her şeyi devirip yerle bir eden bir kasırgadır." Derken hepsi helâk olup sadece meskenleri kaldı. İşte Biz, suça gömülmüş gürûhu böyle cezalandırırız.
Süleyman Ateş : Nihâyet azâbın (ufukta) geniş bir bulut halinde vâdilerine doğru geldiğini görünce: "Bu, bize yağmur yağdıracak bir buluttur" dediler. Hayır, o sizin acele gelmesini istediğiniz şey, içinde acı azâb bulunan bir rüzgârdır.
Tefhim-ul Kuran : Derken, onu (azabı) vadilerine doğru yönelerek gelen bir bulut şeklinde gördükleri zaman, «Bu bize yağmur yağdıracak olan bir buluttur» dediler. Hayır, o, kendisi için acele ettiğiniz şeydir. Bir rüzgâr; onda acıklı bir azab vardır.
Ümit Şimşek : Azabın bir bulut şeklinde belirip de vâdilerine yöneldiğini gördüklerinde, 'Bu bize yağmur yağdıracak bir bulut' dediler. Hud 'Hayır,' dedi. 'O, çabuklaştırılmasını istediğiniz şeydir-bir rüzgâr ki, acı bir azap taşır.
Yaşar Nuri Öztürk : Nihayet onu, vadilerine doğru gelen geniş bir bulut halinde görünce: "Ha, dediler, bu bize yağmur getirecek bir bulut!" Hayır, o, aceleden istediğiniz şeyin ta kendisi. Bir rüzgâr ki, içinde acıklı bir azap var.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]