» 23 / Mü’minûn  77:

Kuran Sırası: 23
İniş Sırası: 74
Müminun Suresi = Inananlar Suresi
Inananlarin basariya ulasacaklarindan bahsedildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118

23:77 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
nəhayət | vaxt | açdıq | Onlarda | qapısı | | bir əzab | ağır | dərhal | onlar | Bunun içində | Onlar çaşqın və ümidsiz qalırlar |

ḪT ÎZ̃Æ FTḪNÆ ALYHM BÆBÆ Z̃Æ AZ̃ÆB ŞD̃YD̃ ÎZ̃Æ HM FYH MBLSWN
Hattā iƶā feteHnā ǎleyhim bāben ƶā ǎƶābin şedīdin iƶā hum fīhi mublisūne

حَتَّىٰ إِذَا فَتَحْنَا عَلَيْهِمْ بَابًا ذَا عَذَابٍ شَدِيدٍ إِذَا هُمْ فِيهِ مُبْلِسُونَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. ḪT = Hattā : nəhayət
2. ÎZ̃Æ = iƶā : vaxt
3. FTḪNÆ = feteHnā : açdıq
4. ALYHM = ǎleyhim : Onlarda
5. BÆBÆ = bāben : qapısı
6. Z̃Æ = ƶā :
7. AZ̃ÆB = ǎƶābin : bir əzab
8. ŞD̃YD̃ = şedīdin : ağır
9. ÎZ̃Æ = iƶā : dərhal
10. HM = hum : onlar
11. FYH = fīhi : Bunun içində
12. MBLSWN = mublisūne : Onlar çaşqın və ümidsiz qalırlar
nəhayət | vaxt | açdıq | Onlarda | qapısı | | bir əzab | ağır | dərhal | onlar | Bunun içində | Onlar çaşqın və ümidsiz qalırlar |

[] [] [FTḪ] [] [BWB] [] [AZ̃B] [ŞD̃D̃] [] [] [] [BLS]
ḪT ÎZ̃Æ FTḪNÆ ALYHM BÆBÆ Z̃Æ AZ̃ÆB ŞD̃YD̃ ÎZ̃Æ HM FYH MBLSWN

Hattā iƶā feteHnā ǎleyhim bāben ƶā ǎƶābin şedīdin iƶā hum fīhi mublisūne
حتى إذا فتحنا عليهم بابا ذا عذاب شديد إذا هم فيه مبلسون

[] [] [ف ت ح] [] [ب و ب] [] [ع ذ ب] [ش د د] [] [] [] [ب ل س]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
حتى | ḪT Hattā nəhayət Until
إذا | ÎZ̃Æ iƶā vaxt when
فتحنا ف ت ح | FTḪ FTḪNÆ feteHnā açdıq We opened
عليهم | ALYHM ǎleyhim Onlarda for them
بابا ب و ب | BWB BÆBÆ bāben qapısı a gate
ذا | Z̃Æ ƶā of a punishment
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃ÆB ǎƶābin bir əzab of a punishment
شديد ش د د | ŞD̃D̃ ŞD̃YD̃ şedīdin ağır severe,
إذا | ÎZ̃Æ iƶā dərhal behold!
هم | HM hum onlar They
فيه | FYH fīhi Bunun içində in it
مبلسون ب ل س | BLS MBLSWN mublisūne Onlar çaşqın və ümidsiz qalırlar (will be in) despair.
nəhayət | vaxt | açdıq | Onlarda | qapısı | | bir əzab | ağır | dərhal | onlar | Bunun içində | Onlar çaşqın və ümidsiz qalırlar |

[] [] [FTḪ] [] [BWB] [] [AZ̃B] [ŞD̃D̃] [] [] [] [BLS]
ḪT ÎZ̃Æ FTḪNÆ ALYHM BÆBÆ Z̃Æ AZ̃ÆB ŞD̃YD̃ ÎZ̃Æ HM FYH MBLSWN

Hattā iƶā feteHnā ǎleyhim bāben ƶā ǎƶābin şedīdin iƶā hum fīhi mublisūne
حتى إذا فتحنا عليهم بابا ذا عذاب شديد إذا هم فيه مبلسون

[] [] [ف ت ح] [] [ب و ب] [] [ع ذ ب] [ش د د] [] [] [] [ب ل س]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
حتى | ḪT Hattā nəhayət Until
Ha,Te,,
8,400,,
INC – qəbuledici hissəcik
حرف ابتداء
إذا | ÎZ̃Æ iƶā vaxt when
,Zel,Elif,
,700,1,
T – zaman zərfi
ظرف زمان
فتحنا ف ت ح | FTḪ FTḪNÆ feteHnā açdıq We opened
Fe,Te,Ha,Nun,Elif,
80,400,8,50,1,
V – 1-ci şəxs cəm mükəmməl feli
PRON – mövzu əvəzliyi
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
عليهم | ALYHM ǎleyhim Onlarda for them
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – ön söz
PRON – 3-cü şəxs kişi cəm obyekt əvəzliyi
جار ومجرور
بابا ب و ب | BWB BÆBÆ bāben qapısı a gate
Be,Elif,Be,Elif,
2,1,2,1,
N – ittihamedici kişi qeyri-müəyyən isim
اسم منصوب
ذا | Z̃Æ ƶā of a punishment
Zel,Elif,
700,1,
N – ittihamedici kişi tək isim
اسم منصوب
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃ÆB ǎƶābin bir əzab of a punishment
Ayn,Zel,Elif,Be,
70,700,1,2,
N – kişi cinsi qeyri-müəyyən isim
اسم مجرور
شديد ش د د | ŞD̃D̃ ŞD̃YD̃ şedīdin ağır severe,
Şın,Dal,Ye,Dal,
300,4,10,4,
ADJ – kişi cinsi tək qeyri-müəyyən sifət
صفة مجرورة
إذا | ÎZ̃Æ iƶā dərhal behold!
,Zel,Elif,
,700,1,
T – zaman zərfi
ظرف زمان
هم | HM hum onlar They
He,Mim,
5,40,
PRON – 3-cü şəxs kişi cəm şəxs əvəzliyi
ضمير منفصل
فيه | FYH fīhi Bunun içində in it
Fe,Ye,He,
80,10,5,
P – ön söz
PRON – 3-cü şəxs kişi tək obyekt əvəzliyi
جار ومجرور
مبلسون ب ل س | BLS MBLSWN mublisūne Onlar çaşqın və ümidsiz qalırlar (will be in) despair.
Mim,Be,Lam,Sin,Vav,Nun,
40,2,30,60,6,50,
N – nominativ kişi cəm (forma IV) fəal iştirakçı
اسم مرفوع

Konu Başlığı: [23:63-83] İnkarcılar Nankördür

Abdulbaki Gölpınarlı : Sonunda, onlara çetin bir azap kapısı açmıştık da o zaman her şeyden ümitlerini kesmişlerdi.
Adem Uğur : En nihayet üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada şaşkın ve ümitsiz kalmışlardır!
Ahmed Hulusi : Nihayet üzerlerine şiddetli bir azap sahibi bir kapı açtığımızda, birdenbire o azabın içinde ümitsiz kalıverirler.
Ahmet Tekin : Nihayet, üzerlerine, dehşetli bir azap kapısı açtığımızda, ânında şaşkına dönerler, ümitsizliğe düşerler.
Ahmet Varol : Sonunda üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda onun içinde ümitsiz kalırlar.
Ali Bulaç : Sonunda, üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda, onlar bunun içinde şaşkına dönüp umutlarını kaybettiler.
Ali Fikri Yavuz : Nihayet üzerlerine çok şiddetli bir azab kapısı açtığımız zaman da, onun içinde ümitsizliğe düşeceklerdir.
Azerice : Lakin şiddətli əzab qapısını onların üzünə açdığımız zaman bütün ümidləri puça çıxacaq.
Bekir Sadak : Sonunda onlara siddetli bir azap kapisi actigimiz zaman umitsiz kaliverdiler.*
Celal Yıldırım : Sonunda üzerlerine şiddetli bir azâb kapısı açtığımızda, ansızın şaşırıverdiler de ümitsizliğe kapıldılar.
Diyanet İşleri : Sonunda onlara şiddetli bir azap kapısı açtığımızda bir de bakarsın onun içinde ümitsizliğe düşüvereceklerdir.
Diyanet İşleri (eski) : Sonunda onlara şiddetli bir azap kapısı açtığımız zaman ümitsiz kalıverdiler.
Diyanet Vakfi : En nihayet üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada şaşkın ve ümitsiz kalmışlardır!
Edip Yüksel : Kendilerine çetin bir azabın kapısını açtığımız zaman şaşırıp şoke oldular.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Nihayet üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada şaşkın ve ümitsiz kalmışlardır!
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sonunda üzerlerine çetin azaplı bir kapı açtığımızda birden onun içinde ümitsizliğe düşeceklerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Nihayet üzerlerine şedid azâblı bir kapı açtığımız vakıt da onun içinde ye'se düşüvereceklerdir
Fizilal-il Kuran : Ama ağır bir azabın kapısını yüzlerine açtığımızda kurtuluş ümitlerini yitirerek ne yapacaklarını şaşırırlar.
Gültekin Onan : Sonunda, üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda, onlar bunun içinde şaşkına dönüp umutlarını kaybettiler.
Hakkı Yılmaz : Ta ki üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada ümitsiz kalmışlardır!
Hasan Basri Çantay : Nihayet üzerlerine azâbı çetin bir kapı açdığımız vakit (görürsün ki) onlar bunun içinde ümidsizlikle dönüb kalmışlardır.
Hayrat Neşriyat : Nihâyet onlara şiddetli bir azab kapısı açtığımızda, bir de bakarsın ki onlar bunun içinde ümidsizliğe düşmüş kimselerdir.
İbni Kesir : Sonunda onlara şiddetli bir azab kapısı açtığımızda şaşkına dönüp ümitsiz kalıverdiler
İskender Evrenosoğlu : Nihayet onların üzerine şiddetli azap kapısını açınca, o zaman onlar ümitsizlik içinde (ümitsizliğe düşenler) oldular.
Muhammed Esed : ta ki, Biz onların önünde (ceza gününe has) zorlu bir azabın kapısını açıncaya kadar; işte ancak o zaman bütün ümitlerini kaybediverirler.
Müminun : Lakin şiddətli əzab qapısını onların üzünə açdığımız zaman bütün ümidləri puça çıxacaq.
Ömer Nasuhi Bilmen : Nihâyet onların üzerine bir şiddetli azapkarîn kapı açtığımız vakit de onlar onun içinde ye'se düşmüş mütehayyir kimselerdir.
Ömer Öngüt : Nihayet üzerlerine şiddetli bir azap kapısı açtığımızda, birden ümitsizliğe kapıldılar.
Şaban Piriş : Onların üzerine şiddetli bir azap kapısı açana kadar... İşte o zaman ümitsizliğe düşüverirler.
Suat Yıldırım : Ama ne zaman onların önüne ceza gününe mahsus zorlu bir azap kapısını açarsak, işte o zaman birden bütün ümitlerini yitiriverirler.
Süleyman Ateş : Nihâyet üzerlerine şiddetli bir azâb kapısı açtığımız zaman, derhal O'nun içinde şaşkın ve umutsuz kalırlar.
Tefhim-ul Kuran : Sonunda, üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda, onlar bunun içinde şaşkına dönüp umutlarını kaybettiler.
Ümit Şimşek : Nihayet üzerlerine şiddetli bir azabın kapısını açarız; işte o zaman bütün ümitlerini yitirmiş halde kalıverirler.
Yaşar Nuri Öztürk : Nihayet, üzerlerine şiddetli bir azabın kapısını açtığımızda hemencecik ümitsizliğe düşüverecekler.

Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}