» 42 / Sûrâ  39:

Kuran Sırası: 42
İniş Sırası: 62
Sura Suresi = Danisma Suresi
38. ayetinde mü’minlerin islerini aralarinda danisma ile gördükleri anlatildigindan bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53

42:39 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
və onlar | vaxt | əziyyət çəkdilər | hücum etdi | özləri | müdafiə edirlər |

WÆLZ̃YN ÎZ̃Æ ǼṦÆBHM ÆLBĞY HM YNTṦRWN
velleƶīne iƶā eSābehumu l-beğyu hum yenteSirūne

وَالَّذِينَ إِذَا أَصَابَهُمُ الْبَغْيُ هُمْ يَنْتَصِرُونَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. WÆLZ̃YN = velleƶīne : və onlar
2. ÎZ̃Æ = iƶā : vaxt
3. ǼṦÆBHM = eSābehumu : əziyyət çəkdilər
4. ÆLBĞY = l-beğyu : hücum etdi
5. HM = hum : özləri
6. YNTṦRWN = yenteSirūne : müdafiə edirlər
və onlar | vaxt | əziyyət çəkdilər | hücum etdi | özləri | müdafiə edirlər |

[] [] [ṦWB] [BĞY] [] [NṦR]
WÆLZ̃YN ÎZ̃Æ ǼṦÆBHM ÆLBĞY HM YNTṦRWN

velleƶīne iƶā eSābehumu l-beğyu hum yenteSirūne
والذين إذا أصابهم البغي هم ينتصرون

[] [] [ص و ب] [ب غ ي] [] [ن ص ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والذين | WÆLZ̃YN velleƶīne və onlar And those who,
إذا | ÎZ̃Æ iƶā vaxt when
أصابهم ص و ب | ṦWB ǼṦÆBHM eSābehumu əziyyət çəkdilər strikes them
البغي ب غ ي | BĞY ÆLBĞY l-beğyu hücum etdi tyranny,
هم | HM hum özləri they
ينتصرون ن ص ر | NṦR YNTṦRWN yenteSirūne müdafiə edirlər defend themselves.
və onlar | vaxt | əziyyət çəkdilər | hücum etdi | özləri | müdafiə edirlər |

[] [] [ṦWB] [BĞY] [] [NṦR]
WÆLZ̃YN ÎZ̃Æ ǼṦÆBHM ÆLBĞY HM YNTṦRWN

velleƶīne iƶā eSābehumu l-beğyu hum yenteSirūne
والذين إذا أصابهم البغي هم ينتصرون

[] [] [ص و ب] [ب غ ي] [] [ن ص ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والذين | WÆLZ̃YN velleƶīne və onlar And those who,
Vav,Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
6,1,30,700,10,50,
CONJ – prefiksli birləşmə wa (və)
REL – kişi cəm nisbi əvəzliyi
الواو عاطفة
اسم موصول
إذا | ÎZ̃Æ iƶā vaxt when
,Zel,Elif,
,700,1,
T – zaman zərfi
ظرف زمان
أصابهم ص و ب | ṦWB ǼṦÆBHM eSābehumu əziyyət çəkdilər strikes them
,Sad,Elif,Be,He,Mim,
,90,1,2,5,40,
V – 3-cü şəxs kişi tək (forma IV) mükəmməl fel
PRON – 3-cü şəxs kişi cəm obyekt əvəzliyi
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
البغي ب غ ي | BĞY ÆLBĞY l-beğyu hücum etdi tyranny,
Elif,Lam,Be,Ğayn,Ye,
1,30,2,1000,10,
N – nominativ kişi adı
اسم مرفوع
هم | HM hum özləri they
He,Mim,
5,40,
PRON – 3-cü şəxs kişi cəm şəxs əvəzliyi
ضمير منفصل
ينتصرون ن ص ر | NṦR YNTṦRWN yenteSirūne müdafiə edirlər defend themselves.
Ye,Nun,Te,Sad,Re,Vav,Nun,
10,50,400,90,200,6,50,
V – 3-cü şəxs kişi cəm (forma VIII) qüsursuz fel
PRON – mövzu əvəzliyi
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل

Konu Başlığı: [42:37-50] Gerçeği onaylayanların Özellikleri

Abdulbaki Gölpınarlı : Ve bir zulme uğradıkları zaman haddi aşmaksızın birbirlerine yardım ederek karşı duranlara.
Adem Uğur : Bir haksızlığa uğradıkları zaman, yardımlaşırlar.
Ahmed Hulusi : Onlar ki, zorbalıkla karşılaştıklarında birlikte mücadele ederek galip gelirler!
Ahmet Tekin : İman edenler, bir haksızlığa, bir saldırıya, bir baskıya ve zulme uğradıkları zaman, zâlimlere, saldırganlara ve baskı yapanlara yardımlaşarak hadlerini bildirenlerdir.
Ahmet Varol : Bir tecavüze uğradıklarında birlikte karşı koyarlar.
Ali Bulaç : Ve haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı koyanlardır.
Ali Fikri Yavuz : O kimselerdir ki, kendi haklarına tecavüz vaki olduğu zaman, onlar yardımlaşırlar (ve intikam alırlar, haklarını yerine getirirler).
Azerice : Haqsızlığa, zülmə məruz qalanda bir-birlərinə kömək edirlər.
Bekir Sadak : Bir haksizliga ugradiklarinda, ustun gelmek icin aralarinda yardimlasirlar.
Celal Yıldırım : Ve zulme, hakları tecâvüze uğradıkları zaman, yardımlaşıp kendilerini savunanlar içindir.
Diyanet İşleri : (36-39) (Dünyalık olarak) size her ne verilmişse, bu dünya hayatının geçimliğidir. Allah’ın yanında bulunanlar ise daha hayırlı ve kalıcıdır. Bu mükâfat, inananlar ve Rablerine tevekkül edenler, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanlar, öfkelendikleri zaman bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namazı dosdoğru kılanlar; işleri, aralarında şûrâ (danışma) ile olanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayanlar, bir saldırıya uğradıkları zaman, aralarında yardımlaşanlar içindir.
Diyanet İşleri (eski) : Bir haksızlığa uğradıklarında, üstün gelmek için aralarında yardımlaşırlar.
Diyanet Vakfi : Bir haksızlığa uğradıkları zaman, yardımlaşırlar.
Edip Yüksel : Haksızlığa uğradıklarında kendilerini savunurlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar, bir zulüm ve saldırıya uğradıkları zaman birbirleriyle yardımlaşırlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Kendilerine bir saldırı olduğu vakit birbirleriyle yardımlaşır, öçlerini alırlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve onlar ki kendilerine bağy (haklarına tecavüz) vaki' olduğu vakıt yardımlaşır onlar öcünü alırlar
Fizilal-il Kuran : Bir zulüm ve saldırıya uğradıkları zaman, yardımlaşarak kendilerini savunurlar.
Gültekin Onan : Ve haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı koyanlardır.
Hakkı Yılmaz : (36-39) "İşte, size verilen herhangi bir şey, basit dünya hayatının kazanımıdır. Sadece dünya hayatının geçici bir menfaatidir. Allah katında bulunanlar [nimetler, ödüller] ise; iman etmiş ve sadece Rablerine işin sonucunu havale eden kimseler için, günahın büyüklerinden ve hayâsızlıktan kaçınan ve öfkelendikleri zaman bağışlayan kimseler için, Rablerinin çağrısına cevap veren, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta tutan], işleri de kendi aralarında Şura; “işin en iyi yanını ortaklaşa bulup ortaya çıkarma” olan, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden Allah yolunda harcarlar/ başta yakınları olmak üzere başkalarının nafakalarını temin eden kimseler için ve kendilerine bir haksızlık ve saldırı isabet ettiği zaman birbirleriyle yardımlaşan/ intikam alan kimseler için daha hayırlı ve daha kalıcıdır. "
Hasan Basri Çantay : (36-37-38-39) Size verilen şey dünyâ hayaatının (geçici birer) fâidesidir. Allah indinde olan (sevab) ise daha hayırlı, daha süreklidir. (Bu sevablar) îman edib de ancak Rablerine güvenib dayanmakda, büyük günâhlardan ve faahiş kötülüklerden kaçınmakda, öfkelendikleri zaman bizzat (kusurları) örtmekde (bağışlamakda) olanlara, Rablerinin (tevhîd ve ibâdete âid da'vetine) icabet edenlere, namaz (ların) ı dosdoğru kılanlara — ki bunların işleri aralarında müşavere (ile) dir—, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden (Allaha tâat uğrunda) harcamakda bulunanlara, kendilerine tağallüb ve zulüm vaaki olduğu zaman elbirlik (mazluma) yardım eyleyenlere mahsusdur.
Hayrat Neşriyat : Ve kendilerine zulüm vâki' olduğu zaman, onlar yardımlaş(arak intikamlarını al)an kimselerdir.
İbni Kesir : Onlar ki; kendilerine zulüm vaki olunca yardımlaşırlar.
İskender Evrenosoğlu : Ve onlar, kendilerine bir saldırı isabet ettiği zaman yardımlaşırlar.
Muhammed Esed : ve bir zorbalık ile karşılaştıkları zaman kendilerini savunanlar (için).
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve o kimse için ki onlara bir zulüm isabet ettiği zaman onlar yardımlaşmakta bulunurlar.
Ömer Öngüt : Bir zulüm ve saldırıya uğradıkları zaman birbirine yardım ederler.
Şaban Piriş : Haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı koyarlar.
Suat Yıldırım : Onlar zulme uğradıklarında yardımlaşıp haklarını alırlar.
Süleyman Ateş : Bir zulüm ve saldırıya uğradıkları zaman kendilerini savunurlar.
Şura : Haqsızlığa, zülmə məruz qalanda bir-birlərinə kömək edirlər.
Tefhim-ul Kuran : Ve haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı koyanlardır.
Ümit Şimşek : Onların hakkına tecavüz edildiği zaman hep birlikte yardımlaşarak haklarını alırlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Kendilerine zulüm ve haksızlık gelip çattığında, yardımlaşırlar.

Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}