» 17 / Isrâ  94:

Kuran Sırası: 17
İniş Sırası: 50
Isra Suresi = Gece Yürüyüsü Suresi
Allah’in Hz. Muhammed’i gecenin bir vaktinde ayetlerinden bir kismini göstermek üzere Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksaya yürütmesinde almistir ismini.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

17:94 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
| nə saxlayır | Xalq | | inanmaqdan | vaxt | onların yanına gəldi | rəhbərlik | lakin | | dedikləri budur | göndərdi? | Allah | bir adam | elçi kimi |

WMÆ MNA ÆLNÆS ǼN YÙMNWÆ ÎZ̃ CÆÙHM ÆLHD̃ ÎLÆ ǼN GÆLWÆ ǼBAS̃ ÆLLH BŞRÆ RSWLÆ
ve mā meneǎ n-nāse en yu'minū cā'ehumu l-hudā illā en ḳālū ebeǎṧe llahu beşeran rasūlen

وَمَا مَنَعَ النَّاسَ أَنْ يُؤْمِنُوا إِذْ جَاءَهُمُ الْهُدَىٰ إِلَّا أَنْ قَالُوا أَبَعَثَ اللَّهُ بَشَرًا رَسُولًا

Transcript Okunuş Türkçe
1. WMÆ = ve mā :
2. MNA = meneǎ : nə saxlayır
3. ÆLNÆS = n-nāse : Xalq
4. ǼN = en :
5. YÙMNWÆ = yu'minū : inanmaqdan
6. ÎZ̃ = iƶ : vaxt
7. CÆÙHM = cā'ehumu : onların yanına gəldi
8. ÆLHD̃ = l-hudā : rəhbərlik
9. ÎLÆ = illā : lakin
10. ǼN = en :
11. GÆLWÆ = ḳālū : dedikləri budur
12. ǼBAS̃ = ebeǎṧe : göndərdi?
13. ÆLLH = llahu : Allah
14. BŞRÆ = beşeran : bir adam
15. RSWLÆ = rasūlen : elçi kimi
| nə saxlayır | Xalq | | inanmaqdan | vaxt | onların yanına gəldi | rəhbərlik | lakin | | dedikləri budur | göndərdi? | Allah | bir adam | elçi kimi |

[] [MNA] [NWS] [] [ÆMN] [] [CYÆ] [HD̃Y] [] [] [GWL] [BAS̃] [] [BŞR] [RSL]
WMÆ MNA ÆLNÆS ǼN YÙMNWÆ ÎZ̃ CÆÙHM ÆLHD̃ ÎLÆ ǼN GÆLWÆ ǼBAS̃ ÆLLH BŞRÆ RSWLÆ

ve mā meneǎ n-nāse en yu'minū cā'ehumu l-hudā illā en ḳālū ebeǎṧe llahu beşeran rasūlen
وما منع الناس أن يؤمنوا إذ جاءهم الهدى إلا أن قالوا أبعث الله بشرا رسولا

[] [م ن ع] [ن و س] [] [ا م ن] [] [ج ي ا] [ه د ي] [] [] [ق و ل] [ب ع ث] [] [ب ش ر] [ر س ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | WMÆ ve mā And what
منع م ن ع | MNA MNA meneǎ nə saxlayır prevented
الناس ن و س | NWS ÆLNÆS n-nāse Xalq the people
أن | ǼN en that
يؤمنوا ا م ن | ÆMN YÙMNWÆ yu'minū inanmaqdan they believe
إذ | ÎZ̃ vaxt when
جاءهم ج ي ا | CYÆ CÆÙHM cā'ehumu onların yanına gəldi came to them
الهدى ه د ي | HD̃Y ÆLHD̃ l-hudā rəhbərlik the guidance
إلا | ÎLÆ illā lakin except
أن | ǼN en that
قالوا ق و ل | GWL GÆLWÆ ḳālū dedikləri budur they said,
أبعث ب ع ث | BAS̃ ǼBAS̃ ebeǎṧe göndərdi? """Has Allah sent"
الله | ÆLLH llahu Allah """Has Allah sent"
بشرا ب ش ر | BŞR BŞRÆ beşeran bir adam a human
رسولا ر س ل | RSL RSWLÆ rasūlen elçi kimi "Messenger?"""
| nə saxlayır | Xalq | | inanmaqdan | vaxt | onların yanına gəldi | rəhbərlik | lakin | | dedikləri budur | göndərdi? | Allah | bir adam | elçi kimi |

[] [MNA] [NWS] [] [ÆMN] [] [CYÆ] [HD̃Y] [] [] [GWL] [BAS̃] [] [BŞR] [RSL]
WMÆ MNA ÆLNÆS ǼN YÙMNWÆ ÎZ̃ CÆÙHM ÆLHD̃ ÎLÆ ǼN GÆLWÆ ǼBAS̃ ÆLLH BŞRÆ RSWLÆ

ve mā meneǎ n-nāse en yu'minū cā'ehumu l-hudā illā en ḳālū ebeǎṧe llahu beşeran rasūlen
وما منع الناس أن يؤمنوا إذ جاءهم الهدى إلا أن قالوا أبعث الله بشرا رسولا

[] [م ن ع] [ن و س] [] [ا م ن] [] [ج ي ا] [ه د ي] [] [] [ق و ل] [ب ع ث] [] [ب ش ر] [ر س ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | WMÆ ve mā And what
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefiksli birləşmə wa (və)
NEG – mənfi hissəcik
الواو عاطفة
حرف نفي
منع م ن ع | MNA MNA meneǎ nə saxlayır prevented
Mim,Nun,Ayn,
40,50,70,
V – 3-cü şəxs kişi tək mükəmməl feli
فعل ماض
الناس ن و س | NWS ÆLNÆS n-nāse Xalq the people
Elif,Lam,Nun,Elif,Sin,
1,30,50,1,60,
N – ittihamedici kişi cəm isim
اسم منصوب
أن | ǼN en that
,Nun,
,50,
SUB – tabeli bağlayıcı
حرف مصدري
يؤمنوا ا م ن | ÆMN YÙMNWÆ yu'minū inanmaqdan they believe
Ye,,Mim,Nun,Vav,Elif,
10,,40,50,6,1,
V – 3-cü şəxs kişi cəm (forma IV) qeyri-kamil fel, subjunktiv əhval
PRON – mövzu əvəzliyi
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إذ | ÎZ̃ vaxt when
,Zel,
,700,
T – zaman zərfi
ظرف زمان
جاءهم ج ي ا | CYÆ CÆÙHM cā'ehumu onların yanına gəldi came to them
Cim,Elif,,He,Mim,
3,1,,5,40,
V – 3-cü şəxs kişi tək mükəmməl feli
PRON – 3-cü şəxs kişi cəm obyekt əvəzliyi
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الهدى ه د ي | HD̃Y ÆLHD̃ l-hudā rəhbərlik the guidance
Elif,Lam,He,Dal,,
1,30,5,4,,
N – cins kişi adı
اسم مجرور
إلا | ÎLÆ illā lakin except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – məhdudlaşdırıcı hissəcik
أداة حصر
أن | ǼN en that
,Nun,
,50,
SUB – tabeli bağlayıcı
حرف مصدري
قالوا ق و ل | GWL GÆLWÆ ḳālū dedikləri budur they said,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3-cü şəxs kişi cəm mükəmməl feli
PRON – mövzu əvəzliyi
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أبعث ب ع ث | BAS̃ ǼBAS̃ ebeǎṧe göndərdi? """Has Allah sent"
,Be,Ayn,Se,
,2,70,500,
INTG – prefiksli sual alif
V – 3-cü şəxs kişi tək mükəmməl feli
الهمزة همزة استفهام
فعل ماض
الله | ÆLLH llahu Allah """Has Allah sent"
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominativ xüsusi isim → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
بشرا ب ش ر | BŞR BŞRÆ beşeran bir adam a human
Be,Şın,Re,Elif,
2,300,200,1,
N – ittihamedici kişi qeyri-müəyyən isim
اسم منصوب
رسولا ر س ل | RSL RSWLÆ rasūlen elçi kimi "Messenger?"""
Re,Sin,Vav,Lam,Elif,
200,60,6,30,1,
N – ittihamedici kişi qeyri-müəyyən isim
اسم منصوب

Konu Başlığı: [17:94-100] Elçilik: Gerekli Bir Test

Abdulbaki Gölpınarlı : Fakat kendilerine doğru yolu gösteren bir peygamber geldi mi insanları inanmaktan meneden şey de Allah, hiçbir insanı peygamber olarak gönderir mi demeleridir zâten.
Adem Uğur : Zaten, kendilerine hidayet rehberi geldiğinde, insanların (buna) inanmalarını sırf, "Allah, peygamber olarak bir beşeri mi gönderdi?" demeleri engellemiştir.
Ahmed Hulusi : Kendilerine hakikat geldiğinde, insanların iman etmelerine mâni olan: "Allâh, rasûl bir beşer bâ's etti!" demeleridir.
Ahmet Tekin : Kendilerine hidayet rehberi geldiğinde, insanların buna inanmalarını sırf: 'Allah görevli Rasul olarak bir insanı mı gönderdi?' demeleri engellemiştir.
Ahmet Varol : İnsanları, kendilerine hidayet geldiğinde iman etmekten alıkoyan: 'Allah peygamber olarak bir insanı mı gönderdi?' demelerinden başka bir şey değildir.
Ali Bulaç : Kendilerine hidayet geldiği zaman, insanları inanmaktan alıkoyan şey, onların: "Allah, elçi olarak bir beşeri mi gönderdi?" demelerinden başkası değildir.
Ali Fikri Yavuz : Mekke’lilere doğru yolu gösteren peygamber, onlara Kur’an ile geldiği zaman, insanların iman etmelerine ancak şöyle demeleri engel oldu: “Allah bir insanı mı Peygamber gönderdi, (Peygamber olarak bir Melek göndermeliydi?)
Azerice : İnsanları doğru yola yönəldən bir bələdçi gəldikdə, onları iman gətirməyə mane olan budur: "Allah bir insanı peyğəmbər olaraq göndərdi?" onların anlayışı.
Bekir Sadak : Insanlara dogruluk rehberi geldigi zaman, inanmalarina engel olan, sadece: «Allah peygamber olarak bir insan mi gonderdi?» demis olmalaridir.
Celal Yıldırım : Doğru yolu gösteren (Kur'ân) geldiğinde insanları inanmaktan alı1 koyan şey, sadece «Allah bir insanı mı peygamber olarak göndermiş ?!» demeleridir.
Diyanet İşleri : İnsanlara hidayet (Kur’an) geldikten sonra onların iman etmelerine ancak, “Allah, bir beşeri mi peygamber olarak gönderdi?” demeleri engel olmuştur.
Diyanet İşleri (eski) : İnsanlara doğruluk rehberi geldiği zaman, inanmalarına engel olan, sadece: 'Allah peygamber olarak bir insan mı gönderdi?' demiş olmalarıdır.
Diyanet Vakfi : Zaten, kendilerine hidayet rehberi geldiğinde, insanların (buna) inanmalarını sırf, «Allah, peygamber olarak bir beşeri mi gönderdi?» demeleri engellemiştir.
Edip Yüksel : Kendilerine hidayet geldiğinde, halk: 'ALLAH bir insanı mı elçi olarak gönderdi,' diyerek inanmadı
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kendilerine doğru yolu gösteren peygamber gelince, insanların iman etmelerine engel olan sebep sadece: «Allah bir insanı mı Peygamber gönderdi?» demeleridir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Kendilerine doğru yolu gösteren rehber geldiğinde insanların iman etmelerine ancak şöyle demeleri engel oldu: «Allah bir insanı mı peygamber gönderdi?»
Elmalılı Hamdi Yazır : Kendilerine doğru yolu gösteren hidayetci geldiğinde nâsın iyman etmelerine ancak şöyle demeleri mani' oldu: Allah bir beşeri mi Resul gönderdi?
Fizilal-il Kuran : İnsanlara doğru yol kılavuzu geldiğinde ona inanmamalarının tek gerekçesi, onların: «Allah bir insanı mı peygamber olarak gönderdi?» şeklindeki anlayışlarıdır.
Gültekin Onan : Kendilerine hidayet geldiği zaman insanları inanmaktan alıkoyan şey, onların: "Tanrı, elçi olarak bir beşeri mi gönderdi?" demelerinden başkası değildir.
Hakkı Yılmaz : Ve insanlara yol gösterimi/Kur’ân gelince, kendilerinin iman etmelerine, sadece “Allah bir beşeri mi elçi gönderdi?” demeleri engel olur.
Hasan Basri Çantay : İnsanların — kendilerine hidâyet (rehberi) geldiği zaman îman etmelerini «Allah bir beşeri mi peygamber gönderdi?» demelerinden başka bir şey men' etmedi.
Hayrat Neşriyat : Kendilerine hidâyet rehberi geldiği zaman insanları îmân etmekten alıkoyan şey, ancak şöyle demeleri olmuştur: 'Allah bir insanı mı peygamber gönderdi?'
İbni Kesir : Onlara hidayet geldiği zaman; insanları inanmaktan alıkoyan, sadece: Allah peygamber olarak bir beşeri mi göndermiştir? demeleridir.
İskender Evrenosoğlu : Onlara hidayet geldiği zaman insanların inanmalarına, “Allah, insan resûl mü gönderdi?” demelerinden başka bir şey mani olmadı.
İsra : İnsanları doğru yola yönəldən bir bələdçi gəldikdə, onları iman gətirməyə mane olan budur: "Allah bir insanı peyğəmbər olaraq göndərdi?" onların anlayışı.
Muhammed Esed : (İşte bunun gibi,) insanlara (bir peygamber eliyle) doğru yol bilgisi geldiği zaman onları (ona) inanmaktan alıkoyan, onların: "Allah ölümlü bir insanı mı elçi olarak gönderdi?" diye itiraz etmelerinden başka bir şey değildir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Nâsı, kendilerine hidâyet geldiği vakit imân etmelerinden men eden şey, başka değil onların, «Allah bir beşeri mi resûl olarak gönderdi?» demeleri olmuştur.
Ömer Öngüt : Kendilerine hidayet rehberi geldiği zaman, insanları iman etmekten alıkoyan şey, sadece: “Allah peygamber olarak bir insanı mı gönderdi?” demeleri oldu.
Şaban Piriş : İnsanlara kılavuz geldiği halde, onların inanmasına “Allah elçi olarak bir insan mı gönderdi?” demeleri engel olmaktadır.
Suat Yıldırım : Zaten, insanların ekserisinin, kendilerine hidâyet geldiği halde iman etmemelerinin başlıca sebebi: "Allah bula bula bir insan mı seçip halka elçi gönderdi?" demeleridir.
Süleyman Ateş : Zâten kendilerine hidâyet geldiği zaman insanları doğru yola gelmekten alıkoyan şey, hep: "Allâh, bir insanı elçi mi gönderdi?" demeleridir.
Tefhim-ul Kuran : Kendilerine hidayet geldiği zaman, insanları inanmaktan alıkoyan şey, onların: «Allah, elçi olarak bir beşer mi gönderdi?» demelerinden başkası değildir.
Ümit Şimşek : Kendilerine hidayet geldiği zaman insanları iman etmekten alıkoyan şey de 'Allah bir beşeri mi elçi olarak gönderdi?' demelerinden başka birşey değildir.
Yaşar Nuri Öztürk : Kendilerine hak kılavuzcusu geldiğinde, insanların iman etmelerine, şöyle demelerinden başka bir şey engel olmadı: "Allah, bir insan mı resul gönderdi?"

Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}