P – prefiksli ön söz lām N – cinsiyyətli kişi adı جار ومجرور
أمة
ا م م | ÆMM
ǼMT
ummetin
ümmətə
nation
,Mim,Te merbuta, ,40,400,
N – genitiv qadın tək qeyri-müəyyən isim اسم مجرور
جعلنا
ج ع ل | CAL
CALNÆ
ceǎlnā
müəyyən etdik
We have made
Cim,Ayn,Lam,Nun,Elif, 3,70,30,50,1,
V – 1-ci şəxs cəm mükəmməl feli PRON – mövzu əvəzliyi فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
منسكا
ن س ك | NSK
MNSKÆ
menseken
ibadət forması
rite(s),
Mim,Nun,Sin,Kef,Elif, 40,50,60,20,1,
N – ittihamedici kişi qeyri-müəyyən isim اسم منصوب
هم
|
HM
hum
onlar
they
He,Mim, 5,40,
PRON – 3-cü şəxs kişi cəm şəxs əvəzliyi ضمير منفصل
ناسكوه
ن س ك | NSK
NÆSKWH
nāsikūhu
tabe olurlar
perform it.
Nun,Elif,Sin,Kef,Vav,He, 50,1,60,20,6,5,
N – nominativ kişi cəm fəal iştirakçı PRON – 3-cü şəxs kişi tək sahib əvəzliyi اسم مرفوع والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فلا
|
FLÆ
felā
heç vaxt
So let them not dispute with you
Fe,Lam,Elif, 80,30,1,
REM – prefiksli bərpa hissəcik NEG – mənfi hissəcik الفاء استئنافية حرف نفي
ينازعنك
ن ز ع | NZA
YNÆZANK
yunāziǔnneke
səninlə mübahisə etmələrinə icazə vermə
So let them not dispute with you
Ye,Nun,Elif,Ze,Ayn,Nun,Kef, 10,50,1,7,70,50,20,
V – 3-cü şəxs kişi təki (forma III) qüsursuz fel EMPH – vurğulayıcı şəkilçi nūn PRON – 2-ci şəxs kişi tək obyekt əvəzliyi فعل مضارع والنون للتوكيد والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
في
|
FY
fī
in
Fe,Ye, 80,10,
P – ön söz حرف جر
الأمر
ا م ر | ÆMR
ÆLǼMR
l-emri
bu işdə
the matter,
Elif,Lam,,Mim,Re, 1,30,,40,200,
N – cins kişi adı اسم مجرور
وادع
د ع و | D̃AW
WÆD̃A
ved'ǔ
zəng edin
but invite (them)
Vav,Elif,Dal,Ayn, 6,1,4,70,
CONJ – prefiksli birləşmə wa (və) V – 2-ci şəxs kişi tək imperativ feli الواو عاطفة فعل أمر
إلى
|
ÎL
ilā
to
,Lam,, ,30,,
P – ön söz حرف جر
ربك
ر ب ب | RBB
RBK
rabbike
Rəbbinə
your Lord.
Re,Be,Kef, 200,2,20,
N – cins kişi adı PRON – 2-ci şəxs kişi tək sahib əvəzliyi اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إنك
|
ÎNK
inneke
şübhəsiz sən
Indeed, you
,Nun,Kef, ,50,20,
ACC – təqsirləndirici hissəcik PRON – 2-ci şəxs kişi tək obyekt əvəzliyi حرف نصب والكاف ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لعلى
|
LAL
leǎlā
sən var
(are) surely on
Lam,Ayn,Lam,, 30,70,30,,
EMPH – vurğulayıcı prefiks lām P – ön söz اللام لام التوكيد حرف جر
هدى
ه د ي | HD̃Y
HD̃
huden
bir yol
guidance
He,Dal,, 5,4,,
N – kişi cinsi qeyri-müəyyən isim اسم مجرور
مستقيم
ق و م | GWM
MSTGYM
musteḳīmin
düz
straight.
Mim,Sin,Te,Gaf,Ye,Mim, 40,60,400,100,10,40,
N – kişi cinsi qeyri-müəyyən (forma X) aktiv iştirakçı اسم مجرور
Konu Başlığı: [22:63-71] Mutlak Otorite
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve her ümmete bir din verdik, o dine göre ibâdette bulunurlar, artık seninle her hususta çekişmeye kalkışmasınlar ve Rabbinin yoluna çağır, şüphe yok ki sen, doğru yolu bulmuşsun.
Adem Uğur : Biz, her ümmete, uygulamakta oldukları bir ibadet tarzı gösterdik. Öyle ise onlar (ehl-i kitap) bu işte seninle çekişmesinler. Sen, Rabbine davet et. Zira sen, hakikaten dosdoğru bir yoldasın.
Ahmed Hulusi : Her ümmete ibadet edecekleri bir mensek (ibadet anlayışı ve şekli) oluşturduk. . . O hâlde bu konuda seni tartışmaya çekemesinler; (tartışma) sadece Rabbine davet et. . . Kesinlikle hakikate erdiren yoldasın!
Ahmet Tekin : Biz, her millete kulluklarını ifa edecek ibadet tarzları belirlemiştik. Geçmişten kalan kırık dökük bilgilere sahip insanların, tebliğ ettiğin din, uyguladığın plan ve yönetim konusunda, seni faydasız münakaşalar içine çekip meşgul etmelerine izin verme. Sen bütün insanları Rabbine kulluğa ve ibadete, Rabbinin yoluna davete devam et. Sen doğru bilgilere sahipsin, doğru, muhkem, güvenli, hak yolda faaliyet göstermeye, görevini yapmaya, İslâm’ı yaşamaya, öğretmeye memursun.
Ahmet Varol : Biz her ümmet için bir ibadet tarzı koyduk, onlar buna göre ibadet ederler. Artık (din) iş(in)de seninle çekişmeye girmesinler. Sen Rabbine çağır. Şüphesiz sen dosdoğru bir hidayet üzeresin.
Ali Bulaç : Biz her ümmete bir ibadet tarzı (Mensek) kıldık, onlar bu tarz üzere ibadet etmektedirler. Öyleyse, (din) iş(in)de seninle çekişmesinler. Sen, Rabbine çağır. Şüphesiz sen dosdoğru bir hidayet üzerindesin.
Ali Fikri Yavuz : Biz her ümmet için bir şeriat tayin ettik ki, onlar bununla amel ederler. Bunun için (ey Rasûlüm) din işinde sana asla muhalefet etmesinler. Sen, insanları, Rabbine ibadet etmeye davet et. Çünkü sen, gerçekten hidayete götüren doğru bir yol üzerindesin.
Azerice : Biz hər bir ümmət üçün bir ənənə müəyyən etdik. Hər kəs öz nəslini izləyir. Qoy bu məsələdə sizinlə mübahisə etməsinlər. Sən Rəbbini çağırırsan. Şübhəsiz ki, sən düz yoldasan.
Bekir Sadak : (67-69) Her ummete, yerine getirmeleri gerekli ibadetler koyduk. Oyleyse, bu konuda seninle cekismelerine firsat verme; Rabbine davet et, sen suphesiz dogru yol uzerindesin. Seninle tartisirlarsa: «Allah yaptiginizi cok iyi bilir; ayriliga dustugunuz seyler hakkinda, kiyamet gunu aranizda Allah hukmedecektir» de.
Celal Yıldırım : Her ümmete (kendi çağlarında) ayrı bir ibâdet yolu sunduk ki onlar o yolda ibâdet ederler. O halde bu konuda seninle tartışmasınlar. Sen Rabbına davet etmeye bak. Şüphesiz ki sen dosdoğru yolda bulunuyorsundur.
Diyanet İşleri : Biz her ümmet için uygulayacağı bir ibadet yolu verdik. O hâlde, din işinde seninle asla çekişmesinler. Sen Rabbine davet et. Çünkü sen hiç şüphesiz hakka götüren dosdoğru bir yol üzerindesin.
Diyanet İşleri (eski) : (67-69) Her ümmete, yerine getirmeleri gerekli ibadetler koyduk. Öyleyse, bu konuda seninle çekişmelerine fırsat verme; Rabbine davet et, sen şüphesiz doğru yol üzerindesin. Seninle tartışırlarsa: 'Allah yaptığınızı çok iyi bilir; ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında, kıyamet günü aranızda Allah hükmedecektir' de.
Diyanet Vakfi : Biz, her ümmete, uygulamakta oldukları bir ibadet tarzı gösterdik. Öyle ise onlar (ehl-i kitap) bu işte seninle çekişmesinler. Sen, Rabbine davet et. Zira sen, hakikaten dosdoğru bir yoldasın.
Edip Yüksel : Her bir topluluğu, uygulayacakları bir dizi kural ile yükümlü kıldık. Onun için bu konuda seninle çekişmesinler. Sen Rabbine çağır. Kuşkusuz sen doğru bir yol üzerindesin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz her ümmet için bir şeriat tayin ettik ki, onlar onunla amel ederler. Bunun için (ey Muhammed!) bu konuda seninle hiçbir zaman çekişmesinler. (İnsanları) Rabbine (ibadet etmeye) çağır. Şüphesiz sen gerçekten hidayete götüren doğru bir yol üzerindesin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Biz her ümmet için bir ibadet yolu yapmışızdır ki, onlar onun abidleridir. Şu halde bu işte seninle asla tartışmaya girmesinler; ve sen Rabbine davet et; çünkü sen muhakkak doğru olana götüren, doğru bir yoldasın.
Elmalılı Hamdi Yazır : Biz her ümmet için bir ıbadet yolu yapmışızdır ki onlar onun âbidleridir, binaenaleyh emirde sana aslâ münazea etmesinler ve rabbına da'vet et, çünkü sen cidden hakka götüren doğru bir yol üzerindesin
Fizilal-il Kuran : Biz her ümmet için uygulayacakları ayrı ibadet biçimleri belirledik. O halde müşrikler bu konuda seninle kesinlikle tartışmamalıdırlar. Sen insanları Rabb'ine çağır. Hiç kuşkusuz sen doğru yoldasın.
Gültekin Onan : Biz her ümmete bir 'ibadet tarzı' (mensek) kıldık, onlar bu tarz üzere ibadet etmektedirler. Öyleyse, buyrukta seninle çekişmesinler. Sen rabbine çağır. Şüphesiz sen dosdoğru bir hidayet üzerindesin.
Hac : Biz hər bir ümmət üçün bir ənənə müəyyən etdik. Hər kəs öz nəslini izləyir. Qoy bu məsələdə sizinlə mübahisə etməsinlər. Sən Rəbbini çağırırsan. Şübhəsiz ki, sən düz yoldasan.
Hakkı Yılmaz : Biz, her önderli toplum için bir kulluk yolu tayin ettik. Onlar, ona göre kulluk yapsınlar. O hâlde bu işte seninle hiçbir zaman çekişmesinler. Sen de Rabbine çağır. Şüphesiz sen, dosdoğru bir kılavuz üzeresin.
Hasan Basri Çantay : Biz her ümmete bir ibâdet yolu (şerîat) gösterdik ki onlar bunun aamilleridir. O halde emirde seninle asla münazaa etmesinler. Sen (insanları sâdece) Rabbine da'vet et. Çünkü sen, şübhesiz dosdoğru bir hidâyetin tâ üzerindesin.
Hayrat Neşriyat : Her ümmet için bir şeriat koyduk ki onlar onunla amel eden kimselerdir. Öyle ise bu hususta seninle aslâ mücâdele etmesinler; ve Rabbine da'vet et! Doğrusu sen, elbette dosdoğru bir hidâyet (bir din) üzerindesin.
İbni Kesir : Her ümmete; yerine getirmeleri gerekli ibadetler koyduk. Öyle ise işte seninle çekişmesinler, Rabbına davet et. Şüphesiz ki sen; dosdoğru bir hidayet üzeresin.
İskender Evrenosoğlu : Ve Biz, bütün ümmetler için mensek (tek bir şeriat) tayin ettik. Onlar, onunla (o şeriatle) amel ederler (etsinler). Öyleyse emrim konusunda seninle niza etmesinler (çekişmesinler). Sen, Rabbine davet et. Muhakkak ki sen, mutlaka mustakîm (Allah'a doğru istikametlenmiş) olan hidayet üzeresin.
Muhammed Esed : Biz her ümmete, kulluklarını göstermeleri için (ayrı) bir ibadet tarzı tayin ettik. Bunun içindir ki, (ey inanan kişi, seninkinden başka yollar tutan) kimseler bu konuda seni tartışmaya sürüklemesinler; sen yalnızca (onların hepsini) Rabbine çağır: çünkü, sen gerçekten dosdoğru bir yol üzerindesin.
Ömer Nasuhi Bilmen : Her bir ümmet için bir şeriat kıldık ki, onlar onunla amel ederlerdi. Artık emr-i dinde seninle münazarada bulunmasınlar. Ve Rabbine dâvet et. Şüphe yok ki, sen elbette dosdoğru vâzıh bir din üzerindesin.
Ömer Öngüt : Biz her ümmete bir ibadet yolu tayin ettik, onlar ona göre ibadet etmektedirler. Öyleyse bu hususta seninle çekişmesinler. Sen Rabbine dâvet et, şüphesiz ki sen dosdoğru bir hidayet üzerindesin.
Şaban Piriş : Her ümmete bir ibadet tarzı belirledik. Öyleyse, yerine getirmeleri gereken iş hususunda seninle tartışmasınlar. Rabbine çağır/yalvar. Hiç kuşkusuz sen, dosdoğru bir yol üzerindesin.
Suat Yıldırım : Biz her ümmete kendi dönemlerinde uyguladıkları özel bir ibadet yolu belirledik. Öyle ise onlar din işinde asla sana muhalefet etmesinler. Sen insanları Rabbinin yoluna dâvet et! Çünkü sen gerçekten hakka götüren dosdoğru bir yolun üzerindesin.
Süleyman Ateş : Biz her ümmete, uydukları bir mensek (ibâdet yöntemi) yaptık. Bu işte seninle asla çekişmesinler. Sen Rabbine çağır, kuşkusuz sen doğru bir yol üzerindesin.
Tefhim-ul Kuran : Biz her ümmete bir ibadet-tarzı (Mensek) kıldık, onlar bu tarz üzere ibadet etmektedirler. Öyleyse, (din) iş(in) de seninle çekişmesinler. Sen, Rabbine çağır. Şüphesiz sen dosdoğru bir hidayet üzerindesin.
Ümit Şimşek : Biz her ümmet için bir şeriat belirledik ki, onu izlerlerdi. Onun için din konusunda seninle çekişmesinler. Sen de insanları Rabbine çağır. Hiç şüphesiz sen dosdoğru hidayet üzeresin.
Yaşar Nuri Öztürk : Her ümmet için biz, bir ibadet şekli/bir ibadet yeri belirledik; onlar, onu izlerler. Artık bu iş konusunda seninle çekişmesinler. Sen de Rabbine davet et/dua et. Sen, elbette ki şaşırtmadan yol aldıran bir kılavuzun ardındasın.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]