» 22 / Hac  9:

Kuran Sırası: 22
İniş Sırası: 103
Hac Suresi = Ziyaret Suresi
Hac ibadetinden bahsedildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78

22:9 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
fırlanır | sənin boynunu | təəccübləndirmək | -dan | yol- | Allahın | onun üçün var | | dünyada | biabırçılıq | və ona dad edəcəyik | gün | Apokalipsis | sənin əzabın | yanğın |

S̃ÆNY AŦFH LYŽL AN SBYL ÆLLH LH FY ÆLD̃NYÆ ḢZY WNZ̃YGH YWM ÆLGYÆMT AZ̃ÆB ÆLḪRYG
ṧāniye ǐTfihi liyuDille ǎn sebīli llahi lehu d-dunyā ḣizyun ve nuƶīḳuhu yevme l-ḳiyāmeti ǎƶābe l-Harīḳi

ثَانِيَ عِطْفِهِ لِيُضِلَّ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ لَهُ فِي الدُّنْيَا خِزْيٌ وَنُذِيقُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَذَابَ الْحَرِيقِ

Transcript Okunuş Türkçe
1. S̃ÆNY = ṧāniye : fırlanır
2. AŦFH = ǐTfihi : sənin boynunu
3. LYŽL = liyuDille : təəccübləndirmək
4. AN = ǎn : -dan
5. SBYL = sebīli : yol-
6. ÆLLH = llahi : Allahın
7. LH = lehu : onun üçün var
8. FY = fī :
9. ÆLD̃NYÆ = d-dunyā : dünyada
10. ḢZY = ḣizyun : biabırçılıq
11. WNZ̃YGH = ve nuƶīḳuhu : və ona dad edəcəyik
12. YWM = yevme : gün
13. ÆLGYÆMT = l-ḳiyāmeti : Apokalipsis
14. AZ̃ÆB = ǎƶābe : sənin əzabın
15. ÆLḪRYG = l-Harīḳi : yanğın
fırlanır | sənin boynunu | təəccübləndirmək | -dan | yol- | Allahın | onun üçün var | | dünyada | biabırçılıq | və ona dad edəcəyik | gün | Apokalipsis | sənin əzabın | yanğın |

[S̃NY] [AŦF] [ŽLL] [] [SBL] [] [] [] [D̃NW] [ḢZY] [Z̃WG] [YWM] [GWM] [AZ̃B] [ḪRG]
S̃ÆNY AŦFH LYŽL AN SBYL ÆLLH LH FY ÆLD̃NYÆ ḢZY WNZ̃YGH YWM ÆLGYÆMT AZ̃ÆB ÆLḪRYG

ṧāniye ǐTfihi liyuDille ǎn sebīli llahi lehu d-dunyā ḣizyun ve nuƶīḳuhu yevme l-ḳiyāmeti ǎƶābe l-Harīḳi
ثاني عطفه ليضل عن سبيل الله له في الدنيا خزي ونذيقه يوم القيامة عذاب الحريق

[ث ن ي] [ع ط ف] [ض ل ل] [] [س ب ل] [] [] [] [د ن و] [خ ز ي] [ذ و ق] [ي و م] [ق و م] [ع ذ ب] [ح ر ق]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ثاني ث ن ي | S̃NY S̃ÆNY ṧāniye fırlanır Twisting
عطفه ع ط ف | AŦF AŦFH ǐTfihi sənin boynunu his neck
ليضل ض ل ل | ŽLL LYŽL liyuDille təəccübləndirmək to mislead
عن | AN ǎn -dan from
سبيل س ب ل | SBL SBYL sebīli yol- (the) way
الله | ÆLLH llahi Allahın (of) Allah.
له | LH lehu onun üçün var For him
في | FY in
الدنيا د ن و | D̃NW ÆLD̃NYÆ d-dunyā dünyada the world
خزي خ ز ي | ḢZY ḢZY ḣizyun biabırçılıq (is) disgrace,
ونذيقه ذ و ق | Z̃WG WNZ̃YGH ve nuƶīḳuhu və ona dad edəcəyik and We will make him taste
يوم ي و م | YWM YWM yevme gün (on the) Day
القيامة ق و م | GWM ÆLGYÆMT l-ḳiyāmeti Apokalipsis (of) Resurrection
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃ÆB ǎƶābe sənin əzabın (the) punishment
الحريق ح ر ق | ḪRG ÆLḪRYG l-Harīḳi yanğın (of) the Burning Fire.
fırlanır | sənin boynunu | təəccübləndirmək | -dan | yol- | Allahın | onun üçün var | | dünyada | biabırçılıq | və ona dad edəcəyik | gün | Apokalipsis | sənin əzabın | yanğın |

[S̃NY] [AŦF] [ŽLL] [] [SBL] [] [] [] [D̃NW] [ḢZY] [Z̃WG] [YWM] [GWM] [AZ̃B] [ḪRG]
S̃ÆNY AŦFH LYŽL AN SBYL ÆLLH LH FY ÆLD̃NYÆ ḢZY WNZ̃YGH YWM ÆLGYÆMT AZ̃ÆB ÆLḪRYG

ṧāniye ǐTfihi liyuDille ǎn sebīli llahi lehu d-dunyā ḣizyun ve nuƶīḳuhu yevme l-ḳiyāmeti ǎƶābe l-Harīḳi
ثاني عطفه ليضل عن سبيل الله له في الدنيا خزي ونذيقه يوم القيامة عذاب الحريق

[ث ن ي] [ع ط ف] [ض ل ل] [] [س ب ل] [] [] [] [د ن و] [خ ز ي] [ذ و ق] [ي و م] [ق و م] [ع ذ ب] [ح ر ق]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ثاني ث ن ي | S̃NY S̃ÆNY ṧāniye fırlanır Twisting
Se,Elif,Nun,Ye,
500,1,50,10,
N – ittihamedici isim
اسم منصوب
عطفه ع ط ف | AŦF AŦFH ǐTfihi sənin boynunu his neck
Ayn,Tı,Fe,He,
70,9,80,5,
N – cins kişi adı
PRON – 3-cü şəxs kişi tək sahib əvəzliyi
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ليضل ض ل ل | ŽLL LYŽL liyuDille təəccübləndirmək to mislead
Lam,Ye,Dad,Lam,
30,10,800,30,
PRP – təyinatlı hissəcik lām
V – 3-cü şəxs kişi təki (forma IV) qeyri-kamil fel, subjunktiv əhval-ruhiyyə
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب
عن | AN ǎn -dan from
Ayn,Nun,
70,50,
P – ön söz
حرف جر
سبيل س ب ل | SBL SBYL sebīli yol- (the) way
Sin,Be,Ye,Lam,
60,2,10,30,
N – cins kişi adı
اسم مجرور
الله | ÆLLH llahi Allahın (of) Allah.
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitiv xüsusi isim → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
له | LH lehu onun üçün var For him
Lam,He,
30,5,
P – prefiksli ön söz lām
PRON – 3-cü şəxs kişi tək şəxs əvəzliyi
جار ومجرور
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – ön söz
حرف جر
الدنيا د ن و | D̃NW ÆLD̃NYÆ d-dunyā dünyada the world
Elif,Lam,Dal,Nun,Ye,Elif,
1,30,4,50,10,1,
N – qadın cinsi tək isim
اسم مجرور
خزي خ ز ي | ḢZY ḢZY ḣizyun biabırçılıq (is) disgrace,
Hı,Ze,Ye,
600,7,10,
N – nominativ kişi qeyri-müəyyən isim
اسم مرفوع
ونذيقه ذ و ق | Z̃WG WNZ̃YGH ve nuƶīḳuhu və ona dad edəcəyik and We will make him taste
Vav,Nun,Zel,Ye,Gaf,He,
6,50,700,10,100,5,
CONJ – prefiksli birləşmə wa (və)
V – 1-ci şəxs cəm (forma IV) qüsursuz fel
PRON – 3-cü şəxs kişi tək obyekt əvəzliyi
الواو عاطفة
فعل مضارع والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
يوم ي و م | YWM YWM yevme gün (on the) Day
Ye,Vav,Mim,
10,6,40,
"N – ittihamedici kişi adı → Qiyamət günü"
اسم منصوب
القيامة ق و م | GWM ÆLGYÆMT l-ḳiyāmeti Apokalipsis (of) Resurrection
Elif,Lam,Gaf,Ye,Elif,Mim,Te merbuta,
1,30,100,10,1,40,400,
N – cinsiyyət qadın adı
اسم مجرور
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃ÆB ǎƶābe sənin əzabın (the) punishment
Ayn,Zel,Elif,Be,
70,700,1,2,
N – ittihamedici kişi adı
اسم منصوب
الحريق ح ر ق | ḪRG ÆLḪRYG l-Harīḳi yanğın (of) the Burning Fire.
Elif,Lam,Ha,Re,Ye,Gaf,
1,30,8,200,10,100,
N – cins kişi adı
اسم مجرور

Konu Başlığı: [22:8-10] Karanlık ve Cehalet İçinde Kibirlenenler

Abdulbaki Gölpınarlı : Halkı Allah yolundan saptırmak için kendi kendine ululanır durur. Ona, dünyada aşağılık bir durum var ve kıyâmet günü de yakıp kavurucu azâbı tattırırız ona.
Adem Uğur : Allah yolundan saptırmak için yanını eğip bükerek (kibir ve azamet içinde) Allah hakkında tartışmaya kalkar. Onun için dünyada bir rezillik vardır; kıyamet gününde ise ona yakıcı azabı tattıracağız.
Ahmed Hulusi : Allâh yolundan saptırmak için, hakikate sırtını döner! Dünyada onun için rezillik vardır! Kıyamet sürecinde de ona korkunç yanmanın azabını tattırırız!
Ahmet Tekin : Bunlar sırf insanları başına buyruk hale getirerek, Allah yolundan, İslâm’dan uzaklaştırıp dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihlerine imkân sağlamak için, yanını eğip bükerek, tavırdan tavıra girerek Allah hakkında tartışırlar. Onlar için dünyada rezillik vardır. Kıyamet gününde ise, onlara harlı ateş azâbını tattıracağız.
Ahmet Varol : Allah'ın yolundan saptırmak için (kibirle) kasılarak (bunu yapar). Dünyada onun için rezillik vardır; kıyamet gününde de ona yakıcı ateşin azabını tattıracağız.
Ali Bulaç : Allah'ın yolundan saptırmak amacıyla 'gururla salınıp kasılarak' (bunu yapar); dünyada onun için aşağılanma vardır, kıyamet günü de yakıcı azabı ona taddıracağız.
Ali Fikri Yavuz : Allah yolundan şaşırtmak için (azamet ve kibirle) boynunu bükerek de bunu yapar. Dünyada ona bir rüsvaylık vardır. Kıyamet günü ise, ona cehennem azabını taddıracağız.
Azerice : Allah yolundan dönməyə çalışır. Ona görə də dünyada rüsvayçılıq var. Biz ona Qiyamət günü yanan od əzabını daddıracağıq.
Bekir Sadak : (8-9) Bilmeden, dogruya goturen bir rehberi olmadan, aydinlatici bir kitabi da bulunmadan Allah yolundan saptirmak icin buyukluk taslayarak Allah hakkinda tartisan insan vardir. Dunyada rezillik onadir; ona kiyamet gunu yakici azabi tattiririz.
Celal Yıldırım : (8-9) İnsanlardan öylesi de var ki, hiçbir bilgisi, doğruyu gösterici belgesi ve (yolunu) aydınlatıcı kitabı olmaksızın Allah yolundan saptırmak için burun büküp büyüklük taslayarak Allah hakkında tartışıp durur. Dünya'da rüsvaylık onadır. Kıyamet gününde ise ona yakıcı azabı tattıracağız.
Diyanet İşleri : (8-9) İnsanlardan öylesi de vardır ki, bir ilmi, bir yol göstericisi, aydınlatıcı bir kitabı olmadığı hâlde kibirlenerek insanları Allah’ın yolundan saptırmak için, Allah hakkında tartışmaya kalkar. Ona dünyada bir rezillik vardır. Ona kıyamet gününde de yangın azabını tattıracağız.
Diyanet İşleri (eski) : (8-9) Bilmeden, doğruya götüren bir rehberi olmadan, aydınlatıcı bir kitabı da bulunmadan Allah yolundan saptırmak için büyüklük taslayarak Allah hakkında tartışan insan vardır. Dünyada rezillik onadır; ona kıyamet günü yakıcı azabı tattırırız.
Diyanet Vakfi : (8-9) İnsanlardan bazısı, bir bilgisi, bir rehberi ve (vahye dayanan) aydınlatıcı bir kitabı olmadığı halde, sırf Allah yolundan saptırmak için yanını eğip bükerek (kibir ve azamet içinde) Allah hakkında tartışmaya kalkar. Onun için dünyada bir rezillik vardır; kıyamet gününde ise ona yakıcı azabı tattıracağız.
Edip Yüksel : ALLAH'ın yolundan saptırmak için kibirle kasılarak gayret eder. Bu dünya hayatında onun için rezillik vardır. Diriliş gününde de ona yakıcı azabı tattırırız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah yolundan şaşırtmak (saptırmak) için büyüklük taslayarak (tartışır). Dünyada ona bir rezillik vardır. Kıyamet gününde ise ona cehennem azabını tattıracağız
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yanını bükerek (büyüklük taslayarak) Allah yolundan saptırmak için ki, dünyada ona bir rüsvaylık vardır; kıyamet günü de kendisine o yangın azabını tattıracağız.
Elmalılı Hamdi Yazır : Allah yolundan şaşırtmak için yanını bükerek ki: Dünyada ona bir rüsvalık vardır, Kıyamet günü de kendisine o yangın azâbını tattıracağızdır
Fizilal-il Kuran : Bu tartışma sırasında küstahça gerdan kırar. Amaç, başkalarını Allah yolundan saptırmaktır. Böylesini dünyada rezil edeceğimiz gibi kıyamet günü de ona kavurucu azabı tattırırız.
Gültekin Onan : Tanrı'nın yolundan saptırmak amacıyla 'gururla salınıp kasılarak' (bunu yapar); dünyada onun için aşağılanma vardır, kıyamet günü de yakıcı azabı ona tattıracağız.
Hac : Allah yolundan dönməyə çalışır. Ona görə də dünyada rüsvayçılıq var. Biz ona Qiyamət günü yanan od əzabını daddıracağıq.
Hakkı Yılmaz : Onun belini eğip bükmesi/çalım satması, Allah yolundan saptırmak içindir. Bu dünyada ona bir rüsvalık vardır. Ve Biz, kıyâmet gününde ona yakıcı cehennemin azabını tattıracağız.
Hasan Basri Çantay : (8-9) İnsanlar içinde öyle kişi vardır ki ne bir bilgisi, ne istidlal edeceği bir senedi, ne de aydınlatıcı bir kitabı olmaksızın, (sırf insanları) Allah yolundan sapdırmak için, (kibir ve azametle) yanını eğib bükerek Allah hakkında kavga eder durur. Dünyâda rüsvaylık onundur. Biz ona kıyamet gününde de yangın (cehennem) azabını tatdıracağız.
Hayrat Neşriyat : (8-9) İnsanlardan bazısı ne bir bilgi, ne bir yol gösteren, ne de aydınlatıcı bir kitab olmadan, Allah yolundan saptırmak için (kibirinden) yanını büküp çevirerek, Allah hakkında mücâdele eder. Ona dünyada bir rezillik vardır; kıyâmet günü ise ona o yakıcı azâbı tattıracağız!
İbni Kesir : Allah yolundan saptırmak için, kibirlenerek, yanını eğip büker. Dünyada rüsvaylık onadır. Ve kıyamet günü ona yakıcı azabı tattırırız.
İskender Evrenosoğlu : Allah'ın yolundan saptırmak için onu (Allah'ın dînindeki esasları) eğip büker (değiştirir). Onun için dünyada rezillik vardır. Ve ona kıyâmet günü yakıcı bir azap tattıracağız.
Muhammed Esed : (başkalarını) Allah yolundan saptırmak için (hakka) sırt çevirmektedir. Böyle birinin bu dünyadaki payı (manen) gözden düşmedir; Kıyamet Günü'nde ise ona yakıcı azabı tattıracağız;
Ömer Nasuhi Bilmen : Boynunu böbürlenip bükerek, Allah yolundan şaşırtmak için (öyle mücadelede bulunur). Onun için dünyada zillet vardır ve ona Kıyamet gününde yangın azabını tattırırız.
Ömer Öngüt : Allah'ın yolundan saptırmak için yanını eğip büker. (Büyüklenerek yüzünü çevirir). Onun için dünyada bir rezillik vardır, kıyamet gününde ise ona yangın azabını tattırırız.
Şaban Piriş : Allah yolundan saptırmak için gururla salınıp, kasılır. Ona dünya hayatında rezillik vardır. Kıyamet günü de ona yakıcı azabı tattırırız.
Suat Yıldırım : Allah yolundan saptırmak için kibirle kabararak tartışmasını sürdürür. Onun hakkı dünyada bir rüsvaylık olduğu gibi, kıyamet günü de ona can yakıcı azap tattıracağız.
Süleyman Ateş : Allâh'ın yolundan şaşırtmak için boynunu öteye döndürerek (kabara kabara tartışmasını sürdürür), dünyâda onun için bir kepazelik vardır. Kıyâmet günü de ona yangın azâbını taddıracağız:
Tefhim-ul Kuran : Allah'ın yolundan saptırmak amacıyla 'gururla salınıp kasılarak' (bunu yapar); dünyada onun için aşağılanma vardır, kıyamet günü de yakıcı azabı ona taddıracağız.
Ümit Şimşek : Halkı Allah yolundan saptırmak için de büyüklük taslar. Onun için dünyada bir rezillik vardır; kıyamet gününde ise ona yakıcı azabı tattırırız.
Yaşar Nuri Öztürk : Yanını eğip bükerek uğraşır ki, Allah yolundan saptırıversin. Böyle kişiye dünyada bir yüz karası öngörülmüştür. Ve kıyamet günü biz ona, o kasıp kavuran yangının azabını tattıracağız.

Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}