CONJ – prefiksli birləşmə wa (və) COND – şərti hissəcik الواو عاطفة حرف شرط
جاءتهم
ج ي ا | CYÆ
CÆÙTHM
cā'ethum
gəlsə
comes to them
Cim,Elif,,Te,He,Mim, 3,1,,400,5,40,
V – 3-cü şəxs qadın tək mükəmməl feli PRON – 3-cü şəxs kişi cəm obyekt əvəzliyi فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
كل
ك ل ل | KLL
KL
kullu
hamısı
every
Kef,Lam, 20,30,
N – nominativ kişi adı اسم مرفوع
آية
ا ي ي | ÆYY
ËYT
āyetin
misralar
Sign
,Ye,Te merbuta, ,10,400,
N – genitiv qadın tək qeyri-müəyyən isim اسم مجرور
حتى
|
ḪT
Hattā
çox
until
Ha,Te,, 8,400,,
P – ön söz حرف جر
يروا
ر ا ي | RÆY
YRWÆ
yeravu
görənə qədər
they see
Ye,Re,Vav,Elif, 10,200,6,1,
V – 3-cü şəxs kişi cəm qeyri-kamil fel, subjunktiv əhval PRON – mövzu əvəzliyi فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
العذاب
ع ذ ب | AZ̃B
ÆLAZ̃ÆB
l-ǎƶābe
əzab
the punishment -
Elif,Lam,Ayn,Zel,Elif,Be, 1,30,70,700,1,2,
N – ittihamedici kişi adı اسم منصوب
الأليم
ا ل م | ÆLM
ÆLǼLYM
l-elīme
acınacaqlı
the painful.
Elif,Lam,,Lam,Ye,Mim, 1,30,,30,10,40,
ADJ – ittihamedici kişi tək sifət صفة منصوبة
Konu Başlığı: [10:94-97] Kuşkun Varsa Araştır, Bilenlerden Sor
Abdulbaki Gölpınarlı : Kendilerine her çeşit deliller, mucizeler gösterilse de elemli azâbı görmedikçe.
Adem Uğur : Kendilerine (istedikleri) bütün mucizeler gelmiş olsa bile, elem verici azabı görünceye kadar inanmayacaklardır.
Ahmed Hulusi : İsterse onlara bütün mucizeler gelsin (yine de iman etmezler). . . Acı azabı görünceye kadar!
Ahmet Tekin : Onlara Allah’ın varlığına, birliğine, kudretine, kulluğa, İslâm’a giden yolu gösteren bütün mûcizeler birden gelse, can yakıp inleten müthiş azâbı görünceye kadar iman etmeyecekler.
Ahmet Varol : Kendilerine bütün ayetler gelse bile! Acıklı azabı görmedikleri sürece (iman etmezler).
Ali Bulaç : Onlara her ayet getirilse bile.. Acı azabı görünceye kadar.
Ali Fikri Yavuz : Onlara bütün mûcizeler gelse bile; tâ acıklı azabı görecekleri ana kadar...
Azerice : Onlara hər cür ayə gəlsə belə, şiddətli əzabı görməyincə iman gətirməzlər.
Bekir Sadak : (96-97) Dogrusu Rabbinin soz verdigi azabi hak edenler, can yakici azabi gorene kadar kendilerine her turlu belge gelse bile inanmazlar.
Celal Yıldırım : (96-97) Onlar ki haklarında Rabbin sözü gerçekleşti, kendilerine her türlü âyet (belge ve mu'cize) de gelse, elem verici azabı görmedikçe (emin olunuz ki) inanmazlar .
Diyanet İşleri : (96-97) Şüphesiz, haklarında Rabbinin sözü (hükmü) gerçekleşmiş olanlar, kendilerine bütün mucizeler gelse bile, elem dolu azabı görünceye kadar inanmazlar.
Diyanet İşleri (eski) : (96-97) Doğrusu Rabbinin söz verdiği azabı hak edenler, can yakıcı azabı görene kadar kendilerine her türlü belge gelse bile inanmazlar.
Diyanet Vakfi : (96-97) Gerçekten haklarında Rabbinin sözü (hükmü) sabit olanlar, kendilerine (istedikleri) bütün mucizeler gelmiş olsa bile, elem verici azabı görünceye kadar inanmayacaklardır.
Edip Yüksel : Onlara her çeşit mucize gelse bile, acı azabı görünceye kadar (inanmazlar).
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlara bütün mucizeler hep birden gelse, yine de o acıklı azabı görünceye kadar inanmazlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : (evet imana gelmezler) -kendilerine her türlü mucize gelse bile- o acı azabı görecekleri ana kadar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Velevse kendilerine her âyet gelmiş olsun, tâ o elîm azâbı görecekleri âna kadar
Fizilal-il Kuran : Onlara bütün uyarıcı mesajlar gelse bile. Ancak acıklı azabı görünce iman ederler.
Gültekin Onan : Onlara her ayet getirilse bile... Acı azabı görünceye kadar.
Hakkı Yılmaz : (96,97) Şüphesiz, şu, aleyhlerinde Rabbinin Kelime'si hak olmuş olan kimseler, kendilerine bütün alâmetler/göstergeler hep birden gelse, yine de o acıklı azabı görünceye kadar iman etmezler.
Hasan Basri Çantay : (96-97) Üzerlerine Rabbinin kesilmesi hak olmuş bulunanlar (yok mu?) onlar, velev kendilerine her (hangi bir) âyet gelmiş olsun, acıklı bir azâb görecekleri (zamâ) na kadar îman etmezler.
Hayrat Neşriyat : (96-97) Muhakkak ki üzerlerine Rabbinin (azab) sözü (hükmü) hak olanlar, kendilerine bütün âyetler gelmiş olsa bile, o (pek) elemli azâbı görünceye kadar (isyanları sebebiyle) îmân etmezler.
İbni Kesir : Onlara her türlü ayet gelse bile elem verici azabı görünceye kadar.
İskender Evrenosoğlu : Ve eğer onlara bütün âyetler gelse bile, elîm azabı görene kadar (onlar mü'min olmazlar - âyet 96).
Muhammed Esed : Kendilerine her türlü kanıtlayıcı belge gelse bile, ta ki (öte dünyada kendilerini bekleyen) o çok can yakıcı azabı gözleriyle görünceye kadar...
Ömer Nasuhi Bilmen : Velev ki, onlara her âyet gelsin. Pek acıklı azabı görünceye kadar (küfürlerinde devam ederler).
Ömer Öngüt : Kendilerine (istedikleri) bütün âyetler (mucizeler) gelmiş olsa bile, elem verici azabı görünceye kadar (inanmazlar).
Şaban Piriş : Can yakıcı azabı görene kadar, kendilerine her türlü belge gelse bile...
Suat Yıldırım : (96-97) (Kâfir olarak ölüp cehenneme gideceklerine dair) haklarında Rabbinin hükmü kesinleşmiş olanlar, her türlü mûcize de önlerine gelse, gayet acı azabı görmedikçe iman etmezler.
Süleyman Ateş : Onlara bütün âyetler gelmiş olsa bile, acı azâbı görünceye kadar (inanmazlar).
Tefhim-ul Kuran : Onlara her ayet getirilse bile.. Acıklı azabı görünceye kadar.
Ümit Şimşek : Onlara her türlü âyet gelecek olsa bile, o acı azabı görmedikçe sana inanmazlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Tüm ayetler onlara gelse bile. Ta, o korkunç azabı görünceye kadar...
Yunus : Onlara hər cür ayə gəlsə belə, şiddətli əzabı görməyincə iman gətirməzlər.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]