N – cins kişi cəm isim PRON – 2-ci şəxs kişi cəm yiyəsi əvəzliyi اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
من
|
MN
men
kimsə
(any) who
Mim,Nun, 40,50,
REL – nisbi əvəzlik اسم موصول
يهدي
ه د ي | HD̃Y
YHD̃Y
yehdī
irəli aparacaq
guides
Ye,He,Dal,Ye, 10,5,4,10,
V – 3-cü şəxs kişi tək qeyri-kamil feli فعل مضارع
إلى
|
ÎL
ilā
to
,Lam,, ,30,,
P – ön söz حرف جر
الحق
ح ق ق | ḪGG
ÆLḪG
l-Haḳḳi
həqiqətə
"the truth?"""
Elif,Lam,Ha,Gaf, 1,30,8,100,
N – cins kişi adı اسم مجرور
قل
ق و ل | GWL
GL
ḳuli
demək
Say,
Gaf,Lam, 100,30,
V – 2-ci şəxs kişi tək imperativ feli فعل أمر
الله
|
ÆLLH
llahu
Allah
"""Allah"
Elif,Lam,Lam,He, 1,30,30,5,
"PN – nominativ xüsusi isim → Allah" لفظ الجلالة مرفوع
يهدي
ه د ي | HD̃Y
YHD̃Y
yehdī
ötürür
guides
Ye,He,Dal,Ye, 10,5,4,10,
V – 3-cü şəxs kişi tək qeyri-kamil feli فعل مضارع
للحق
ح ق ق | ḪGG
LLḪG
lilHaḳḳi
həqiqətə
to the truth.
Lam,Lam,Ha,Gaf, 30,30,8,100,
P – prefiksli ön söz lām N – cinsiyyətli kişi adı جار ومجرور
أفمن
|
ǼFMN
efemen
kimsə?
Is then (he) who
,Fe,Mim,Nun, ,80,40,50,
INTG – prefiksli sual alif SUP – qabaqcadan əlavə edilmiş əlavə hissəcik REL – nisbi əvəzlik الهمزة همزة استفهام الفاء زائدة اسم موصول
يهدي
ه د ي | HD̃Y
YHD̃Y
yehdī
ötürücü
guides
Ye,He,Dal,Ye, 10,5,4,10,
V – 3-cü şəxs kişi tək qeyri-kamil feli فعل مضارع
إلى
|
ÎL
ilā
to
,Lam,, ,30,,
P – ön söz حرف جر
الحق
ح ق ق | ḪGG
ÆLḪG
l-Haḳḳi
həqiqətə
the truth
Elif,Lam,Ha,Gaf, 1,30,8,100,
N – cins kişi adı اسم مجرور
أحق
ح ق ق | ḪGG
ǼḪG
eHaḳḳu
daha layiqdir
more worthy
,Ha,Gaf, ,8,100,
ADJ – nominativ kişi tək sifət صفة مرفوعة
أن
|
ǼN
en
that
,Nun, ,50,
SUB – tabeli bağlayıcı حرف مصدري
يتبع
ت ب ع | TBA
YTBA
yuttebeǎ
tabe olmaq
he should be followed
Ye,Te,Be,Ayn, 10,400,2,70,
V – 3-cü şəxs kişi tək (forma VIII) passiv qeyri-kamil fel, subjunktiv əhval-ruhiyyə فعل مضارع مبني للمجهول منصوب
أمن
|
ǼMN
emmen
yoxsa kimsə?
or (he) who
,Mim,Nun, ,40,50,
CONJ – əlaqələndirici birləşmə REL – nisbi əvəzlik حرف عطف اسم موصول
لا
|
LÆ
lā
(does) not
Lam,Elif, 30,1,
NEG – mənfi hissəcik حرف نفي
يهدي
ه د ي | HD̃Y
YHD̃Y
yehiddī
doğru yolu tapa bilmir
guide
Ye,He,Dal,Ye, 10,5,4,10,
V – 3-cü şəxs kişi təki (forma VIII) qüsursuz fel فعل مضارع
إلا
|
ÎLÆ
illā
kənarda
unless
,Lam,Elif, ,30,1,
RES – məhdudlaşdırıcı hissəcik أداة حصر
أن
|
ǼN
en
[that]
,Nun, ,50,
SUB – tabeli bağlayıcı حرف مصدري
يهدى
ه د ي | HD̃Y
YHD̃
yuhdā
özünə yönəldilmiş
he is guided?
Ye,He,Dal,, 10,5,4,,
V – 3-cü şəxs kişi tək passiv qeyri-kamil fel, subjunktiv əhval فعل مضارع مبني للمجهول منصوب
فما
|
FMÆ
femā
Nə baş verir
Then what
Fe,Mim,Elif, 80,40,1,
REM – prefiksli bərpa hissəciyi REL – nisbi əvəzlik الفاء استئنافية اسم موصول
لكم
|
LKM
lekum
Sizə
(is) for you,
Lam,Kef,Mim, 30,20,40,
P – prefiksli ön söz lām PRON – 2-ci şəxs kişi cəm şəxs əvəzliyi جار ومجرور
كيف
ك ي ف | KYF
KYF
keyfe
Necə
how
Kef,Ye,Fe, 20,10,80,
INTG – sorğulayıcı isim اسم استفهام
تحكمون
ح ك م | ḪKM
TḪKMWN
teHkumūne
mühakimə edirsən
"you judge?"""
Te,Ha,Kef,Mim,Vav,Nun, 400,8,20,40,6,50,
V – 2-ci şəxs kişi cəm qeyri-kamil feli PRON – mövzu əvəzliyi فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
Konu Başlığı: [10:34-36] Ortak Koştuğunuz Peygamberler ve Din Adamları
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Ona eş saydıklarınız içinde hangisi halkı gerçeğe sevkedip yol gösterir? De ki: Allah, gerçek yola sevk eder, doğru yolu gösterir. Halkı gerçeğe sevk eden mi uyulmaya daha lâyıktır, doğru yola sevkedilmedikçe o yolu bulamayan mı? Nasıl hükmediyorsunuz?
Abdullah Aydın : De ki: “Ortaklarınızdan hak yolu gösterebilecek var mı?” De ki: “Allah hak yolu gösterip doğru yola iletir. O halde hakka ileten mi uyulmaya layıktır, yoksa hidayet verilmedikçe kendiliğinden doğru yolu bulamayan (put) mu? Ne oluyor size? Nasıl böyle yanlış hüküm veriyorsunuz?”
Adem Uğur : De ki: Ortak koştuklarınızdan hakka iletecek olan var mı? De ki: "Hakka Allah iletir." Öyle ise hakka ileten mi uyulmaya daha lâyıktır; yoksa hidayet verilmedikçe kendi kendine doğru yolu bulamayan mı? Size ne oluyor? Nasıl (böyle yanlış) hükmediyorsunuz?
Ahmed Hulusi : De ki: "Ortak koştuklarınızdan hangisi Hakk'a erdirebilir?" De ki: "Allâh, Hakk'a hidâyet eder. . . Hakk'a erdiren mi tâbi olunmayı hak eder, yoksa kendisi hidâyet bulmakta yetersiz olan mı? Ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz?"
Ahmet Davudoğlu : “Ortaklarınızdan hak yolu gösterecek var mı?” de. “Doğru yola Allah iletir. O halde hakka ileten mi arkasından gitmeye daha layıktır, yoksa hidayet olunmadıkça kendi başına doğru yolu bulamayan mı? Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?” de.
Ahmet Tekin : Onlara:
'İlâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koştuğunuz varlıklar arasında hakça düzene yönlendirecek, aydınlatıcı bilgiler veren var mı?' de. Sen:
'Allah hakça düzenin gerçekleşmesi için aydınlatıcı bilgi verir. O halde hakça düzene yönlendirecek, aydınlatıcı bilgiler veren mi tâbî olmaya daha lâyıktır, yoksa, doğru yol gösterilmedikçe, kendi kendine doğru yolu bulamayacak olan mı? Sizin ne imtiyazınız var? Nasıl hüküm veriyorsunuz?' de.
Ahmet Varol : De ki: 'Sizin ortak koştuklarınızdan hakka iletecek olan var mıdır?' De ki: 'Allah hakka iletir. Öyleyse hakka ileten mi uyulmaya daha lâyıktır yoksa kendisi yöneltilmedikçe doğru yolu bulamayan mı? Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz!'
Ali Arslan : De ki: “Ortak koştuklarınızdan Hakka iletecek olan var mı?” De ki: “Hakka Allah iletir.”
Ali Bulaç : De ki: "Sizin şirk koştuklarınızdan hakka ulaştırabilecek var mı?" De ki: "Hakka ulaştıracak Allah'tır. Öyleyse, hakka ulaştıran mı uyulmaya daha hak sahibidir, yoksa doğru yola ulaştırılmadıkça kendisi hidayete ulaşmayan mı? Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?"
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm), de ki: “-Ortaklarınızdan hak yolu gösterebilecek var mı? “ (cevap veremiyen müşriklere) de ki: “- Allah, ancak hak yolu gösterir ve ona iletir. O halde, hakka ileten mi uyulmaya daha lâyıktır, yoksa kendisine hidayet olunmadıkça tek başına doğru yolu bulamıyan (putunuz) mu? Öyle ise, ne oluyorsunuz, nasıl bâtıl hüküm veriyorsunuz (uyulmaya lâyık olmayan putlara uyuyorsunuz?)”
Arif Pamuk : De ki: "Ortak koştuklarınızdan doğru yolu gösterecek olan var mıdır?" De ki: "Allah, hak olan doğru yola hidayet eder. O halde doğru yola hidayet eden mi kendisine uyulmaya daha layıktır, yoksa kendisine yol gösterilmeyince onu bulamayan mı daha layıktır. O halde ne duruyorsunuz? Nasıl hükmediyorsunuz?"
Ayntabî Mehmet Efendi : De ki: “Şerîk tuttuklarınız içinde (peygamberler göndererek, hüccetler ikâme ederek) Hakk'a hidâyet edebilen var mıdır? Halkı, Hakk'a Allahû Tealâ hidâyet eder.” de! O halde, kendisine uyulmaya hakka hidayet eden Allah Teala mı daha layıktır? Yoksa, hidayet olunmadıkça, kendiliğinden hidayet bulamıyacak olanlar mı? Size ne oluyor? Nasıl böyle hükmediyorsunuz?
Azerice : De: "Şərikləriniz arasında sizi haqqa yönəldə bilən varmı?" De: "Allah haqqa hidayət edir. Kim tabe olmağa daha layiqdir: haqqa hidayət edən, yoxsa hidayət olunmadan doğru yolu tapa bilməyən? Sənə nə olub? Necə qərar verirsən? ?"
Bahaeddin Sağlam : De ki: “Allah'a eş koştuklarınızdan hak ve hakikati gösterecek kimse var mı?” De ki: “Ancak Allah, hak ve hakikati gösterir.”
Bekir Sadak : De ki: «Kostugunuz ortaklardan gercege eristiren var midir?» De ki: «Ama Allah gercege eristirir. Gercege eristiren mi, yoksa, birisi goturmezse gidemeyen mi uyulmaga daha layiktir? Ne bicim hukum veriyorsunuz?»
Bir Heyet : De ki: “Ortak koştuklarınızdan ilk defa yaratacak (öldükten) sonra da onu (eski durumuna) iade edecek olan var mı?” De ki: “Allah ilk defa yaratıp sonra (diriltecek) iade edecektir.”
Celal Yıldırım : De ki: Ortak edindiklerinizden Hakk'a yol gösteren, Hakk'a ileten var mıdır ? De ki:. Allah Hakk'a yol gösterir ve ona iletir. Hakk'a ileten mi, yoksa iletilmeden kendiliğinden hak yolu bulamayan mı uyulmaya daha lâyıktır ? Size ne oluyor, nasıl hükmediyorsunuz?!
Diyanet İşleri : De ki: “Allah’a koştuğunuz ortaklarınızdan hakka iletecek olan bir kimse var mı?” De ki: “Hakka Allah iletir.” Öyle ise, hakka ileten mi uyulmaya daha lâyıktır, yoksa iletilmedikçe doğru yolu bulamayan kimse mi? Ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz?”
Diyanet İşleri (eski) : De ki: 'Koştuğunuz ortaklardan gerçeğe eriştiren var mıdır?' De ki: 'Ama Allah gerçeğe eriştirir. Gerçeğe eriştiren mi, yoksa, birisi götürmezse gidemeyen mi uyulmağa daha layıktır? Ne biçim hüküm veriyorsunuz?'
Diyanet Vakfi : De ki: Ortak koştuklarınızdan hakka iletecek olan var mı? De ki: «Hakka Allah iletir.» Öyle ise hakka ileten mi uyulmaya daha lâyıktır; yoksa hidayet verilmedikçe kendi kendine doğru yolu bulamayan mı? Size ne oluyor? Nasıl (böyle yanlış) hükmediyorsunuz?
Diyanet Vakfı (1993) : De ki: “Ortak koştuklarınızdan Hakka iletecek olan var mı?” De ki: “Hakka Allah iletir.”
Edip Yüksel : De ki 'Ortaklarınızdan hangisi gerçeğe ulaştırabilir?' De ki, 'ALLAH gerçeğe ulaştırır. Gerçeğe ulaştıran mı uyulmaya daha yaraşır, yoksa gerçeğe ulaştırılmadıkça gerçeği bulamıyan mı? Ne biçim hüküm veriyorsunuz?'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : De ki, «Ortak koştuklarınızdan doğru yolu gösterecek olan var mıdır?» De ki: «Allah, hak olan doğru yola hidayet eder. O halde doğru yola hidayet eden mi kendisine uyulmaya daha layıktır, yoksa kendisine yol gösterilmeyince onu bulamayan mı daha layıktır. O halde ne oluyorsunuz? Nasıl hükmediyorsunuz?»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : De ki: «Sizin ortak koştuklarınız arasında doğru yola hidayet eden biri var mı?» De ki: «Allah doğru yola hidayet eder. O halde doğru yola hidayet eden mi uyulmaya layıktır yoksa hidayet olunmadıkça kendi kendine onu bulamayan mı? O halde ne oluyorsunuz? Nasıl hüküm veriyorsunuz?»
Elmalılı Hamdi Yazır : De ki sizin şeriklerinizden hakka hidayet eden var mı? Allah de ki: hakka hidayet eder, o halde hakka hidayet eden mi ittibaa ehaktır, yoksa hidayet olunmadıkça kendi kendine iremiyen mi? O halde ne oluyorsunuz? Nasıl hukmediyorsunuz?
Fizilal-il Kuran : Onlara de ki; «Allah'a ortak koştuğunuz putlar arasında gerçeğe ileten var mı?» De ki; «Allah, insanları gerçeğe iletir.» Acaba insanları gerçeğe ileten mi uyulmaya daha layıktır, yoksa başkasının kılavuzluğundan yararlanmadıkça doğru yolu kendi kendine bulamayan mı? O halde size ne oluyor da böyle yanlış hüküm veriyorsunuz?
Gültekin Onan : De ki: "Sizin şirk koştuklarınızdan hakka ulaştırabilecek var mı?" De ki: "Hakka ulaştıracak Tanrı'dır. Öyleyse, hakka ulaştıran mı uyulmaya daha hak sahibidir, yoksa doğru yola ulaştırılmadıkça kendisi hidayete ulaşmayan mı? Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?"
Hakkı Yılmaz : De ki: “Ortaklarınızdan doğru yolu gösterecek olan kimdir?” De ki: “Allah, hak olan doğru yola kılavuzluk eder. O hâlde kim doğru yola kılavuz olur? O hâlde doğru yola kılavuz olan mı kendisine uyulmaya daha lâyıktır, yoksa kendisine yol gösterilmeyince onu bulamayan mı? O hâlde size ne oluyor? Nasıl hükmediyorsunuz?”
Hasan Basri Çantay : De ki: «Sizi ortaklarınızın içinden hakkı (doğru yolu) gösterecek bir kimse var mıdır»? De: «Hakkı gösterecek ve ona iletecek Allahdır. O halde hakka hidâyet edecek (Allah) mı (kendisine) uyulmıya daha lâyıkdır, yoksa (hayat ve) hidâyet verilmedikçe kendi kendine doğru yolu bulamayan (o uydurma Tanrılar) mı? Ne oluyor size? Nasıl (böyle yanlış) hükmediyorsunuz»?
Hasan Tahsin Feyizli : De ki: “Ortak (tanıdığınız put)larınızdan doğruya götürecek olan var mı?” (cevap veremezler) De ki: “Ancak Allah doğruya eriştirir.”
Hayrat Neşriyat : De ki: '(Allah’a şirk koştuğunuz) ortaklarınızdan hakka hidâyet edecek var mı?' De ki: 'Allah, hakka hidâyet eder. Öyle ise hakka hidâyet eden mi tâbi' olunmaya daha lâyıktır, yoksa hidâyet olunmadıkça kendi kendine doğru yolu bulamayan mı? Öyle ise size ne oluyor? Nasıl (böyle esassız) hüküm veriyorsunuz?'
Hüseyin Atay, Yaşar Kutluay : De ki: “Koştuğunuz ortaklardan önce yaratan, sonra bunu tekrar eden var mı? De ki: “Allah önce yaratır, sonra bunu tekrar eden var mıdır?”
Hüseyin Kaleli : “Ortaklarınızdan hakka hidâyet edecek kim var?” de. Yine: “hakka sevkedecek ancak Allâh’tır. Artık hakka hidâyet eden mi uyulmaya daha haklı yoksa hidâyet verilmedikçe hidâyetlenemeyen mi? Peki size ne oluyor? Nasıl hükmediyorsunuz?” de.
İbni Kesir : De ki: Sizin ortaklarınız içinde; hakka ileten var mıdır? De ki: Allah hakka eriştirir. Hakka eriştiren mi, yoksa götürülmeden gidemeyen mi uyulmaya daha layıktır. Ne oluyor size, nasıl hükmediyorsunuz?
İskender Evrenosoğlu : De ki: “Sizin ortaklarınızdan Hakk'a hidayet edecek (ulaştıracak) kimse var mı?” De ki: “Allah, Hakk'a hidayet eder (ulaştırır). Öyleyse Hakk'a hidayet eden (ulaştıran) mı tâbî olunmaya daha lâyıktır (daha çok hak sahibidir) yoksa hidayete erdirilmedikçe, kendisi hidayete eremeyen kimse mi?” Artık size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz?
İsmail Mutlu, Şaban Döğen : De ki: Sizin ilah edindiklerinizden hak yolu gösterecek birisi var mı? De ki: Hakka eriştiren Allah'tır. O halde hakka eriştiren mi emrine uymaya layıktır, yoksa kendisine göstermedikçe doğru yolu bulmayan mı? Size ne oluyor ki böylesine batıl bir şekilde hükmediyorsunuz?
Muhammed Esed : De ki: "O sizin tanrılaştırdığınız varlıklardan hiç sizi hakka eriştiren var mı?" De ki: "(Yalnızca) Allah'tır, hakka eriştiren. Öyleyse, hakka eriştiren mi izlenmeye layıktır, yoksa kendisine yol gösterilmedikçe bir başına doğru yolu bulamayacak durumda olan mı? Peki, ne oluyor size ve muhakemenize!"
Mustafa İslamoğlu : Sor (onlara): “Hak yola yönelten kimse ortak koştuklarınızdan biri midir?” Cevap ver: “Hak yola yönelten sadece Allah’tır. Peki, hak yola yönelten mi uyulmaya daha lâyıktır, yoksa yol gösterilmedikçe kendi başına doğru yolu bulamayacak olan mı? Şu hâlde ne oluyor size; nasıl böyle bir hükme varabiliyorsunuz?”
Nedim Yılmaz : De ki: “Allah’a ortak koştuklarınız arasında Hakka iletecek kimse var mı?” De ki: “Allah Hakka iletir. O halde Hakka iletilen mi uyulmaya daha lâyıktır. Yoksa Hakka iletilmeyip de kendi kendine hakkı bulamayan mı? Öyleyse size ne oluyor. Nasıl böyle hüküm veriyorsunuz?”
Ömer Nasuhi Bilmen : De ki: «Sizin şeriklerinizden Hakk'a hidâyet edecek bir kimse var mıdır? De ki: «Allah Teâlâ Hakk'a hidâyet eder. Artık Hakk'a hidâyet eden zât mı uyulmaya daha haklıdır, yoksa hidâyet olunmadıkça kendi kendine hidâyete eremiyecek kimse mi? Artık sizin için ne var? Nasıl hükmediyorsunuz?»
Ömer Öngüt : De ki: “Sizin ortak koştuklarınızdan Hakk'a iletecek olan var mıdır?” De ki: “Allah'tır Hakk'a ileten. O halde Hakk'a ileten mi uyulmaya daha lâyıktır, yoksa hidayet verilmedikçe kendi kendine doğruyu bulamayan mı daha lâyıktır? Ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz?”
Ömer Rıza Doğrul : Gene onlara de ki: “Sizin o batıl mabudlarınız içinde doğruya ileten var mıdır? (Cevap veremiyorlar mı?)” Onlara de ki: “Allah doğruya iletir. O halde doğruya iletene mi uymak daha lâyıktır. Yoksa götürülemedikçe gitmeyen, yol göstermeyen fakat kendisine yol gösterilene mi? Size ne oluyor, nasıl hükmediyorsunuz?”
Şaban Piriş : De ki: -Ortak koştuklarınızdan gerçeğe eriştiren var mıdır? De ki: -Allah, gerçeği gösterir. Gerçeği gösteren mi uyulmaya daha layıktır; yoksa birisi yol göstermezse, doğruya ulaşamayan mı? Ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz?
Suat Yıldırım : De ki: "O şeriklerinizden hakikate götürecek var mı? De ki: "Gerçeğe ancak Allah hidâyet eder."Şimdi söyleyin bakalım; gerçeğe ulaştıran mı tâbi olunmaya lâyıktır, yoksa elinden tutulup doğru yola götürülmedikçe kendisi yol bulamayan mı?Ne oluyor size! Nasıl böyle yanlış hükmediyorsunuz?"
Süleyman Ateş : De ki: "Sizin ortaklarınızdan hakka götürecek var mı?" De ki: "Allâh, hakka götürür. Hakka götüren mi uyulmağa daha lâyıktır, yoksa (tutulup) yola götürülmedikçe kendisi doğru yolu bulamayan mı? O halde neyiniz var? Nasıl hükmediyorsunuz?"
Talat Koçyiğit : (Ey Muhammed! Yine müşriklere) de ki: “Ortak koştuğunuz (ilâhlar) arasında hiç, Hakk'a hidayet eden biri var mı?” De ki: “Yalnız Allah, Hakk'a hidayet eder.”
Tefhim-ul Kuran : De ki: «Sizin şirk koştuklarınızdan hakka ulaştırabilecek var mıdır?» De ki: «Hakka ulaştıracak Allah'tır. Öyleyse, hakka ulaştıran mı uyulmaya daha hak sahibidir, yoksa doğru yola ulaştırılmadıkça kendisi hidayete ulaşmayan mı? Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?»
Ümit Şimşek : De ki: Allah'a ortak koştuklarınız arasında, hak yola rehberlik edecek birisi var mı? De ki: Hak yola ancak Allah iletir. Hak yola ileten mi kendisine uyulmaya lâyıktır, yoksa yol gösterilmedikçe kendiliğinden yol bulamayan mı? Öyleyse ne oluyor size? Nasıl bir yargıya varıyorsunuz?
Yaşar Nuri Öztürk : Şunu da söyle: "Ortak tuttuklarınızdan kim var hakka götüren?" De ki: "Allah götürür hakka. Hakka götürebilen mi izlenmeye daha layıktır yoksa kılavuzlanmadıkça yolu bulamayan mı? Peki, ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz siz?"
Yunus : De: "Şərikləriniz arasında sizi haqqa yönəldə bilən varmı?" De: "Allah haqqa hidayət edir. Kim tabe olmağa daha layiqdir: haqqa hidayət edən, yoxsa hidayət olunmadan doğru yolu tapa bilməyən? Sənə nə olub? Necə qərar verirsən? ?"
Ziya Kazıcı, Necip Taylan : De ki: “Sizin ortaklarınızdan hakkı gösteren var mı?” De ki: “Hakka götüren ve ona hidâyet eden Allah'tır.”
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]