"PN – cins kişi xüsusi isim → Firon" اسم علم مجرور بالفتحة بدلاً من الكسرة لأنه ممنوع من الصرف
وملئه
م ل ا | MLÆ
WMLÙH
ve meleihi
və kişiləriniz
and his chiefs,
Vav,Mim,Lam,,He, 6,40,30,,5,
CONJ – prefiksli bağlayıcı wa (və) N – cinsi kişi adı < B class=segMetal>PRON – 3-cü şəxs kişi tək sahib əvəzliyi الواو عاطفة اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فاتبعوا
ت ب ع | TBA
FÆTBAWÆ
fettebeǔ
onlar peyklərdir
but they followed
Fe,Elif,Te,Be,Ayn,Vav,Elif, 80,1,400,2,70,6,1,
REM – prefiksli bərpa hissəciyi V – 3-cü şəxs kişi cəm (forma VIII) mükəmməl fel PRON – mövzu əvəzliyi الفاء استئنافية فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أمر
ا م ر | ÆMR
ǼMR
emra
əmrinizlə
(the) command of Firaun,
,Mim,Re, ,40,200,
N – ittihamedici kişi adı اسم منصوب
فرعون
|
FRAWN
fir'ǎvne
Fironun
(the) command of Firaun,
Fe,Re,Ayn,Vav,Nun, 80,200,70,6,50,
"PN – ittihamedici kişi xüsusi isim → Firon" اسم علم منصوب
وما
|
WMÆ
ve mā
və olmadı
and not
Vav,Mim,Elif, 6,40,1,
CONJ – prefiksli birləşmə wa (və) NEG – mənfi hissəcik الواو عاطفة حرف نفي
أمر
ا م ر | ÆMR
ǼMR
emru
əmr
(the) command of Firaun
,Mim,Re, ,40,200,
N – nominativ kişi adı اسم مرفوع
فرعون
|
FRAWN
fir'ǎvne
Fironun
(the) command of Firaun
Fe,Re,Ayn,Vav,Nun, 80,200,70,6,50,
"PN – ittihamedici kişi xüsusi isim → Firon" اسم علم منصوب
برشيد
ر ش د | RŞD̃
BRŞYD̃
biraşīdin
direktiv
was right.
Be,Re,Şın,Ye,Dal, 2,200,300,10,4,
P – prefiksli ön söz bi N – kişi cinsi tək qeyri-müəyyən isim جار ومجرور
Konu Başlığı: [11:96-99] Musa
Abdulbaki Gölpınarlı : Firavun'a ve kavminden ileri gelenlere fakat gene de onlar Firavun'un buyruğuna uymuşlardı, halbuki Firavun'un buyruğu, hiç de doğruyu göstermiyor, hayra sevketmiyordu.
Adem Uğur : Firavun'a ve onun ileri gelenlerine. Fakat onlar Firavun'un emrine uydular. Oysa Firavun'un emri doğru değildi.
Ahmed Hulusi : Firavun ve ileri gelen adamlarına. . . Onlar Firavun'un emrine tâbi oldular. . . (Oysa) Firavun'un emri olgunluğu yansıtmıyordu.
Ahmet Tekin : Firavun’a, devlet büyüklerine ve kodamanlarına gönderdik. Kodamanları da dahil tebaası Firavun’un düzenine tâbi oldu. Halbuki Firavun’un idaresi, aldığı kararlar, hükümet şekli, mâkul, doğru, hayırlı, düzenli, huzurlu değildi, aydınlatıcı, yol gösterici, rehberlik edici bir bir yönetim hiç değildi.
Ahmet Varol : Firavun'a ve adamlarına. Onlar Firavun'un buyruğuna uydular. Firavun'un buyruğu ise doğruya yöneltici değildi.
Ali Bulaç : Firavun'a ve onun önde gelen çevresine. Onlar Firavun'un emrine uymuşlardı. Oysa Firavun'un emri doğruya götürücü (irşad edici) değildi.
Ali Fikri Yavuz : (96-97) Şânım hakkı için, biz Mûsa’yı da Firavuna ve kavminin ileri gelenlerine mûcizelerimizle ve apaçık Asâ hüccetimizle gönderdik de, onlar, Firavun’un emrine uydular. Firavun’un emri ise hak değildi (sapıklıktı.).
Azerice : Firon və onun mələkləri. Fironun əmrlərinə tabe oldular. Ancaq Fironun əmrləri heç də hikmətli deyildi;
Bekir Sadak : (96-97) And olsun ki Musa'yi FIravun ve erkanina mucizeleremizle, apacik bir delil ile gonderdik. Firavun'un buyruguna uydular, oysa Firavun'un buyurdugu sagduyuya uygun degildi.
Celal Yıldırım : And ollsun ki, biz Musa' yi da âyetlerimizle ve açık-sağlam belge ile Fir'avn'a ve onun (milletinin) ileri gelenlerine gönderdik. Bununla beraber onlar (o ileri gelenler) yine de Fir'avn'ın emrine uydular. Oysa Fir'avn'ın emri doğru ve sıhhatli değildi.
Diyanet İşleri : (96-97) Andolsun, biz Mûsâ’yı âyetlerimizle ve apaçık bir mucize ile Firavun’a ve onun ileri gelen adamlarına peygamber gönderdik de ileri gelenler Firavun’un emrine uydular. Hâlbuki Firavun’un emri doğru değildi.
Diyanet İşleri (eski) : (96-97) And olsun ki Musa'yı Firavun ve erkanına mucizelerimizle, apaçık bir delil ile gönderdik. Firavun'un buyruğuna uydular, oysa Firavun'un buyurduğu sağduyuya uygun değildi.
Diyanet Vakfi : (96-97) Andolsun ki Musa'yı da mucizelerimizle ve apaçık bir delille Firavun'a ve onun ileri gelenlerine gönderdik. Fakat onlar Firavun'un emrine uydular. Oysa Firavun'un emri doğru değildi.
Edip Yüksel : Firavun ve konseyine... Ancak onlar Firavun'un buyruğuna uydular. Firavunun buyruğu ise akıllıca değildi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Firavun'a ve cemaatine. Bunlar Firavun'un emrine uydular. Halbuki Firavun'un emri hak değildir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Firavun'a ve onun ileri gelenlerine; onlar, Firavun'un emrine uydular. Oysa Firavun'un emri akıllıca değildir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Fir'avne ve cem'ıyyetine de bunlar, Fir'avnin emrine tabi' oldular, Fir'avn emri ise reşîd değildir
Fizilal-il Kuran : Onu Firavun'a ve yandaşlarına gönderdik. Yândaşları Firavun'un emrine uydular. Oysa Firavun'un emri doğruya iletici değildir.
Gültekin Onan : Firavun'a ve onun önde gelen çevresine. Onlar Firavun'un buyruğuna uymuşlardı. Oysa Firavun'un buyruğu doğruya götürücü (irşad edici) değildi.
Hakkı Yılmaz : (96,97) Andolsun ki Biz Mûsâ'yı da âyetlerimizle ve apaçık bir belge ile Firavun ve ileri gelenlerine elçi yaptık. Ama onlar Firavun'un emrine uydular. Hâlbuki Firavun'un emri aklı çalıştıran/doğruya ulaştıran değildir.
Hasan Basri Çantay : (96-97) Andolsun ki biz Musâyı da Fir'avna ve onun ileri gelenlerine mucizelerimizle ve apaçık bir hüccetle gönderdik de yine onlar Fir'avnın emrine tâbi oldular. Halbuki Fir'avn'ın emri hiç de salâhiyyetli ve dürüst değildi.
Hayrat Neşriyat : (96-97) And olsun ki Mûsâ’yı da mu'cizelerimizle ve apaçık bir delîl ile Fir'avun’a ve onun ileri gelenlerine gönderdik; fakat (o kavim) Fir'avun’un emrine uydular. Hâlbuki Fir'avun’un emri doğru değildi.
Hud : Firon və onun mələkləri. Fironun əmrlərinə tabe oldular. Ancaq Fironun əmrləri heç də hikmətli deyildi;
İbni Kesir : Yine de onlar Firavun'un emrine uydular. Oysa Firavun'un emri hiç de doğru değildi.
İskender Evrenosoğlu : Firavun ve onun kavminin ileri gelenlerine (Musa (A.S)'ı gönderdik (âyet-96). Fakat onlar, firavunun emrine tâbî oldular. Ve firavunun emri (ise) irşad edici değildi.
Muhammed Esed : Firavun ve onun seçkinler çevresine gönderdik. Ama berikiler, Firavun'un hükmüne boyun eğdiler oysa, Firavun'un hükmü hiçbir şekilde sağduyu ürünü değildi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Fir'avun'a ve onun ileri gelenlerine. Onlar ise Fir'avun'un emrine uydular. Halbuki, Fir'avun'un emri doğru değildi.
Ömer Öngüt : Firavun'a ve ileri gelenlerine. Onlar Firavun'un emrine uydular. Oysa Firavun'un emri hiç de doğru değildi.
Şaban Piriş : (96-97) Musa’yı da ayetlerimizle ve açık bir belge ile Firavun ve çevresine göndermiştik. Onlar, Firavun’un emrine uydular; oysa Firavun’un buyruğu doğru yola çıkarmazdı.
Suat Yıldırım : (96-97) Mûsâ’yı da âyetlerimizle ve özellikle pek âşikâr bir delil ile, Firavun’a ve ileri gelen yardımcılarına Peygamber olarak gönderdik. Ama adamlar tutup Firavun’un emrine tâbi oldular. Oysa Firavun’un emri tutarlı ve doğru bir emir değildi.
Süleyman Ateş : Fir'avn'a ve adamlarına. (Ama o insanlar), Fir'avn'ın buyruğuna uydular. Oysa, Fir'avn'ın buyruğu, doğruya iletici değildi.
Tefhim-ul Kuran : Firavun'a ve onun önde gelen çevresine. Onlar Firavun'un emrine uymuşlardı. Oysa Firavun'un emri doğruya götürücü (irşad edici) değildi.
Ümit Şimşek : Onu Firavun'a ve kavminin ileri gelenlerine göndermiştik; ama onlar Firavun'un sözünü tuttular. Oysa Firavun'un sözü, kimseyi doğru yola çıkarmıyordu.
Yaşar Nuri Öztürk : Firavun'a ve kodamanlarına. Ama onlar Firavun'un emrine uydular. Oysaki, Firavun'un emri doğruya ve güzele ulaştırmıyordu.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]