Araf Suresi = Yüksek/Orta Yer Suresi 46. Ayette yer alan cennet ve cehennem arasindaki orta yer bölgesindeki insanlardan bahsedildigi için bu adi almistir.
V – 3-cü şəxs kişi cəm (forma VIII) mükəmməl fel PRON – mövzu əvəzliyi فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إذا
|
ÎZ̃Æ
iƶā
vaxt
when
,Zel,Elif, ,700,1,
T – zaman zərfi ظرف زمان
مسهم
م س س | MSS
MSHM
messehum
onlara toxundu
touches them
Mim,Sin,He,Mim, 40,60,5,40,
V – 3-cü şəxs kişi tək mükəmməl feli PRON – 3-cü şəxs kişi cəm obyekt əvəzliyi فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
طائف
ط و ف | ŦWF
ŦÆÙF
Tāifun
bir aldanma
an evil thought
Tı,Elif,,Fe, 9,1,,80,
N – nominativ kişi qeyri-müəyyən fəal iştirakçı اسم مرفوع
من
|
MN
mine
-dan
from
Mim,Nun, 40,50,
P – ön söz حرف جر
الشيطان
ش ط ن | ŞŦN
ÆLŞYŦÆN
ş-şeyTāni
şeytan-
the Shaitaan,
Elif,Lam,Şın,Ye,Tı,Elif,Nun, 1,30,300,10,9,1,50,
"PN – cins kişi xüsusi isim → Şeytan" اسم علم مجرور
تذكروا
ذ ك ر | Z̃KR
TZ̃KRWÆ
teƶekkerū
mütəfəkkirlər
they remember (Allah)
Te,Zel,Kef,Re,Vav,Elif, 400,700,20,200,6,1,
V – 3-cü şəxs kişi cəm (forma V) mükəmməl fel PRON – mövzu əvəzliyi فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
فإذا
|
FÎZ̃Æ
fe iƶā
daha sonra
and then
Fe,,Zel,Elif, 80,,700,1,
REM – prefiksli bərpa hissəcik SUR – sürpriz hissəcik الفاء استئنافية حرف فجاءة
هم
|
HM
hum
onlar
they
He,Mim, 5,40,
PRON – 3-cü şəxs kişi cəm şəxs əvəzliyi ضمير منفصل
مبصرون
ب ص ر | BṦR
MBṦRWN
mubSirūne
görürlər (həqiqəti)
(are) those who see (aright).
Mim,Be,Sad,Re,Vav,Nun, 40,2,90,200,6,50,
N – nominativ kişi cəm (forma IV) fəal iştirakçı اسم مرفوع
Konu Başlığı: [7:199-203] Toleranslı Ol
Abdulbaki Gölpınarlı : Tanrıdan çekinenler, Şeytan'ın bir vesvesesine uğradılar mı düşünürler, bir de bakarsın ki doğru yolu görmüşler bile.
Adem Uğur : Takvâya erenler var ya, onlara şeytan tarafından bir vesvese dokunduğunda (Allah'ın emir ve yasaklarını) hatırlayıp hemen gerçeği görürler.
Ahmed Hulusi : Korunanlara gelince, onlara şeytandan (bedensellik kabulünde yaşayan) bir taife dokunduğunda, (hakikatlerini) tezekkür ederler. . . Basîretle değerlendirme yaparlar.
Ahmet Tekin : Allah’a sığınanlara, emirlerine yapışanlara, günahlardan arınıp, azaptan korunanlara, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrananlara, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan takva sahiplerine şeytan ve şeytanî güçler tarafından bir vesvese verildiğinde, kendilerine gelip Allah’ın emir ve yasaklarını düşünürler. Ânında gerçeği farkederler, doğruyu görürler.
Ahmet Varol : Takva sahiplerine şeytan tarafından bir vesvese gelecek olursa (Allah'ın emir ve yasaklarını) anarlar ve hemen (hakkı) görürler.
Ali Bulaç : (Allah'tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah'ı zikredip anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir.
Ali Fikri Yavuz : Allah’dan korkanlar, kendilerine Şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman, Allah’ı ve azabını düşünürler; bir de hemen bakarsın ki, onları doğru yolu bulup Şeytan’ın vesvesesini atmışlardır bile.
Araf : Təqva sahibləri şeytandan bir vəsvəsə gəldiyi zaman dərhal düşünər və haqqı qavrarlar.
Azerice : Təqva sahibləri şeytandan bir vəsvəsə gəldiyi zaman dərhal düşünər və haqqı qavrarlar.
Bekir Sadak : Allah'a karsi gelmekten sakinanlar, seytan tarafindan bir vesveseye ugrayinca, Allah'i anarlar ve hemen gercegi gorurler.
Celal Yıldırım : Doğrusu (Allah'tan korkup fenalıklardan) sakınanlara şeytandan vesvese (azıcık bir hayâl sinyali) dokunduğunda Allah'ı anarlar ve hemen (doğruyu ve gerçeği) görürler.
Diyanet İşleri : Şüphe yok ki Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman iyice düşünürler (derhal Allah’ı hatırlarlar da) sonra hemen gözlerini açarlar.
Diyanet İşleri (eski) : Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, şeytan tarafından bir vesveseye uğrayınca, Allah'ı anarlar ve hemen gerçeği görürler.
Diyanet Vakfi : Takvâya erenler var ya, onlara şeytan tarafından bir vesvese dokunduğunda (Allah'ın emir ve yasaklarını) hatırlayıp hemen gerçeği görürler.
Edip Yüksel : Erdemlilere her ne zaman şeytandan karanlık bir öneri ulaşsa hemen hatırlarlar. Böylece hemen görürler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah'tan korkanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese iliştiği zaman, durup düşünürler de derhal kendi basiretlerine sahib olurlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Allah'tan korkanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese geldiği zaman, durup düşünürler ve derhal gerçeği görmeye başlarlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Her halde Allahdan korkanlar, kendilerine Şeytandan bir tayf iliştiği zaman bir tezekkür ederler, derhal basıretlerine sahib olurlar
Fizilal-il Kuran : Allah'tan korkanlar şeytandan gelen bir dürtmeye bir kışkırtmaya uğradıklarında, Allah'ın uyarılarını hatırlar ve hemen gerçeği görürler.
Gültekin Onan : Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Tanrı'yı zikrederler), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir.
Hakkı Yılmaz : (201,202) Kendi kardeşleri onları sapıklığa sürüklediği ve bırakmadığı hâlde şüphesiz Allah'ın koruması altına giren şu kimseler, kendilerine şeytândan bir vesvese, karanlık kuruntu, sırnaşma gibi bir tufan iliştiği zaman, hatırlarlar/düşünürler. Sonra bir de bakarsın ki onlar görüp bilmişlerdir!
Hasan Basri Çantay : Takvaya erenler (yok mu?) onlara şeytandan her hangi bir arıza ilişdiği zaman (Allâhın emr veya nehy etdiği şeyleri) iyice düşünürler, bir de bakarsın ki onlar (hakıykatı) görüp bilmişlerdir bile.
Hayrat Neşriyat : (Allah’dan) gerçekten sakınanlar, kendilerine şeytandan (gelen) bir vesvese dokunduğu zaman, (Allah’ın emir ve yasaklarını) hatırlayıp derhâl (hakikati) gören kimselerdir.
İbni Kesir : Muhakkak ki takvaya erenler; onlar şeytan tarafından bir vesveseye uğrayınca iyice düşünürler. Bir de bakarsın ki gördürücüdürler.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki; takva sahibi kimseler şeytandan onlara gözü bürüyen bir vesvese dokunduğu zaman (Allah'ı) tezekkür ederler (Allah'la tezekkür ederler). İşte o zaman onlar, basar edenlerdir (kalp gözlerinin basar hassası ile görürler: Casiye-23).
Muhammed Esed : Allaha karşı sorumluluk bilincine sahip olan kimseler, içlerinde Şeytanın esinlediği karanlık bir kuruntu uyanacak olsa (Onu anıp) akıllarını başlarına toplarlar ve hemen (olup biteni) açık bir biçimde kavramaya başlarlar,
Ömer Nasuhi Bilmen : Muhakkak o kimseler ki, muttakî bulunmuşlardır. Onlar kendilerine şeytan tarafindan bir arıza iliştiği zaman güzelce düşünürler. Derhal görücü kimseler olurlar.
Ömer Öngüt : Takvâya erenler, şeytan tarafından bir vesveseye uğrayınca Allah'ı zikrederler. Bir de bakarsın ki onlar gerçeği görüp bilmişlerdir bile.
Şaban Piriş : Takvalı olanlar kendilerine şeytanların bir grubu dokunduğunda, basiret sahibi oldukları zaman gerçeği düşünürler.
Suat Yıldırım : Allah’a karşı gelmekten sakınanlara şeytandan bir hayal ilişince, hemen düşünüp kendilerini toparlar, basiretlerine tam sahib olurlar.
Süleyman Ateş : Allah'tan korkanlar, kendilerine şeytândan gelen bir vesvese dokunduğu zaman düşünür, (gerçeği) görürler.
Tefhim-ul Kuran : (Allah'tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah'ı zikredip anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir.
Ümit Şimşek : Takvâ sahipleri, kendilerine şeytandan bir vesvese geldiğinde güzelce düşünürler ve gerçeği görecek hale gelirler.
Yaşar Nuri Öztürk : Korunup sakınanlar, kendilerine şeytandan bir görüntü/dürtü gelip dokunduğunda, hemen Allah'ı hatırlarlar. İşte o anda görülmesi gerekeni görürler.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]